Ben turanın sahibi ve Türklerin amiriyim.
Ben TÜRK oğluyum,ben en güçlü ve en eşli ırk olan Türklerin lideriyim.
Tarih boyunca sayısız askeri ve siyasi deha arasında öne çıkan Timur, Yıldırım Bayezid'e karşı kazandığı Ankara Savaşı ile Osmanlı Devleti'ni 11 yıllık bir duraklamaya sokarak büyük bir başarı elde etmiştir.
Timur, sadece askeri başarılarıyla değil, aynı zamanda sağ ayağındaki aksaklık nedeniyle Farsça'da "Timurlenk" ve Türkçe'de "Aksak Timur" olarak anılmasıyla da dikkat çekmiştir. Özbeğistan'ın Keş şehrinde 8 Nisan 1336'da doğan Timur'un babası Barlas oymağının lideri Turagay (Turgay) ve annesi Tekine Hatun'dur.
Barlas boyu, Orta Asya'dan gelen bir Türk kavmi olup, o dönemde Çağatay Hanlığı'na bağlıydı. Moğol kökenli olan Timur, Moğolların Cengiz Han'dan üç kuşak sonra Müslümanlaşması ve Türklerle karışmasıyla öne çıkmıştır.
Timur'un babası 1360 yılında vefat etmiş, ardından amcası Hacı Barlas 1361'de öldürülmüştür. Bu dönemde Timur 25 yaşlarındaydı.
Cesur, zeki ve bilgili bir Türk asilzadesi olarak nitelendirilen Timur, kısa sürede Doğu Türk Hakanlığı'nın tahtına oturmayı başarmıştır.
Timur'un hedefi, imparatorluğunu İtil'den (Volga) Hindistan'daki Ganj Nehri'ne, Tanrı Dağları'ndan İzmir ve Şam'a kadar genişletmektir.
Timur, 25 yaşlarında iken Çağatay Hanlığı valilerinden Kazgan Han'ın emrine girmiş ve büyük bir birliğin komutanlığını üstlenmiştir.
Kazgan Han'ın kızı Olcay Türkan ile evlenmiş, ancak Kazgan Han'ın pusuya düşürülüp öldürülmesi üzerine Timur, intikam amacıyla harekete geçerek düşmanlarını ortadan kaldırmıştır.
Çağatay Hanı, Timur'u kendi hizmetine alarak Tümen Beyi olarak görevlendirmiştir.
1370 yılında Timur, Belh şehrinde bağımsızlığını ilan ederek önemli bir konum elde etti. Cengiz hanedanının ayrıcalıklarını kullanarak Çağatay sülalesinden Soyurgatmış Han'ı tahta çıkardı, ancak gerçekte Timur, yürüttüğü şekliyle hükümdarlığın kontrolünü tamamen elinde tutuyordu.
Belh'te düzenlenen bir kurultay, Timur'a "Kutbeddin" ve "Sahib Kıran" unvanlarını layık gördü. Timur, kısa bir süre sonra başkentini Belh'ten Semerkant'a taşıdı ve bu dönemde bir dizi başarılı sefer düzenledi. Harezm'e üç, Moğolistan'a iki sefer düzenleyerek bölgede etkili bir güç haline geldi. 1378'de gerçekleştirdiği Altın Ordu Seferi, adını dünya çapında duyurdu.
Ardından 1379'da Harezm'e bir sefer daha düzenledi ve 1380'de Herat'ı ele geçirerek Harezm ve Horasan'ı tamamen kontrol altına aldı. 1389'a kadar süren seferlerle Turfan, Kaşgar gibi bölgeleri fethedip Uyguristan'ı kendi yönetimi altına aldı.
1390-1391 yılları arasında Timur, Altın Ordu'ya karşı ikinci bir sefere çıktı. Bu seferin ana nedenlerinden biri, önceki desteklerine rağmen Altın Ordu hükümdarı Toktamış Han'ın ihanetiydi.
Timur, Doğu Avrupa'da hakimiyet kuran Toktamış'ı devirmek ve topraklarını ele geçirmek zorunda kaldı. Bu durum, Rusya'nın güçlenmesine ve yayılmasına zemin hazırladı ve tarihçiler Timur'u bu nedenle eleştirdi.
Timur, 1401 yılına kadar yaptığı dört seferle Irak ve Güney Anadolu'yu, 1398-1399'daki seferlerle Delhi Sultanlığı'nı, 1401-1402'deki seferlerle de Suriye'yi fethederek büyük bir imparatorluk kurdu.
1402 yılında gerçekleşen Ankara Savaşı ile Yıldırım Bayezid'i mağlup ederek Osmanlı Devleti'ni 11 yıl sürecek Fetret Devri'ne sürükleyen Timur, kendi hükümdarlığı altında pek çok ülkeyi fethetmiş ve 27 ülkenin hakanı olmuştur.
Timur'un liderliğindeki fetihler arasında Turan, İran, Rum (Anadolu), Mağrib, Suriye, Mısır, Irak-ı Arap, Irak-ı Acem, Mazenderan, Geylan, Şirvan, Azerbaycan, Fars, Horasan, Cidde, Büyük Tataristan, Harezm, Hotin, Kabilistan, Bahter, Zemin, Hindistan, Gürcistan, Ermenistan ve Kafkasya bulunmaktadır.
Timur, savaşlarda zafer elde eden nadir komutanlardan biridir ve hayatı boyunca 17 sefer düzenlemiştir, hepsi zaferle sonuçlanmıştır.
Küçük yaşlarda at binmeyi, kılıç ve mızrak kullanmayı öğrenen Timur, ok attığı hedefi yüzük deliğinden geçirebilecek bir ustalığa ulaşmıştır.
Savaş talimlerinden arta kalan zamanlarını dönemin büyük alimlerinden ders alarak geçirmiştir.
Stratejik bir deha olan Timur, 300 kişilik bir kuvvetle 10 bin kişilik bir orduyu mağlup etmiştir. Ankara Savaşı'nda Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid ile karşı karşıya gelmiş ve savaşı kazanarak Osmanlı Devleti'ni 11 yıl sürecek Fetret Devri'ne sürüklemiştir.
Ancak bazı tarihçiler, Timur'u Yıldırım'ın Fetret Devri'ni başlatmak için çaba harcamakla suçlarlar. Diğer bir görüşe göre ise Timur, savaşı başlatmamak için elinden geleni yapmış, ancak Yıldırım Bayezid'in savaşı başlatma çabaları sonucunda Ankara Savaşı kaçınılmaz hale gelmiştir.
Timur, İlhanlı Devleti'nin ve ona bağlı Çağatay Hanlığı'nın yaşadığı iç çekişmelerin olduğu bir dönemde ortaya çıkmıştır. Türk, İran ve Arap tarihçileri, bu iç karışıklıkların Yahudi tüccarlar ve misyonerlerin neden olduğunu belirtir.
Bu kişiler, Avrupa krallıklarına casusluk yaparak faaliyet gösteriyorlardı. Timur, bu tüccarlar ve misyonerlerin etkinliklerine son vererek ülkede düzeni sağlamış,
Hindistan'dan gelen Hristiyan misyonerleri kovarak burada Müslümanlığın yayılmasına katkı sağlamıştır. Bu nedenle Hristiyanlar arasında Timur'a karşı düşmanlık oluşmuştur. Ayrıca, ele geçirdiği bölgelerdeki Yunan-Roma eserlerinin kalıntılarını ve putları yıkarak "Yıkıcı" olarak anılmıştır.
Timur, İsfahan'da 70 bin kişiyi kılıçtan geçirerek kelleleri kule gibi yığmış ve "Kellelerden kule yapan hükümdar" olarak anılmıştır.
Bu vahşi eyleminin ardında yatan sebep, isyan eden memurlar ve 5 bin kişilik askerin tamamını kılıçtan geçirerek dinsizlikle suçlanmalarıdır.
Timur'un hükümeti, kendi ülkesi dahil olmak üzere halk arasında bilgi toplayan görevliler ve diğer ülkelerdeki casuslar aracılığıyla güçlü bir istihbarat ağına sahipti.
Bu casuslar, çeşitli kimlikler altında farklı ülkeleri dolaşarak topladıkları bilgileri Timur'a rapor ederlerdi.
Timur, 18 Şubat 1405 tarihinde Kazakistan'ın Otrar bölgesinde Çin'e sefere giderken 69 yaşında kulunç sebebiyle hayatını kaybetti.
Cenazesi Semerkand'da bulunan Gur-e Amir'de defnedildi.
Timur ölüm döşeğinde şunları söylemiştir:
‘’Oğullarım, milletin refahını, saadetini sağlamak için sizlere bıraktığım vasiyeti ve tüzükleri iyi okuyun, asla unutmayın ve tatbik edin. Milletin dertlerine derman bulmak vazifenizdir. Zayıfları koruyun, yoksulları zenginlerin zulmüne bırakmayın.
Adalet ve iyilik etmek düsturunuz, rehberiniz olsun. Benim gibi uzun saltanat sürmek isterseniz, kılıcınızı iyice düşünerek çekiniz, bir defa çektikten sonra da onu ustalıkla kullanınız. Aranıza nifak tohumları ekilmemesi için çok dikkatli olun.
Bazı nedimlerimiz ve düşmanlarınız nifak tohumları saçmaya, bundan faydalanmaya çalışacaklardır. Fakat vasiyetimde size idare şeklini, ana ilkelerini gösterdim. Bunlara sadık kalırsanız taç başınızdan düşmez.
Ölüm döşeğimde söylenen babanızın bu sözlerini unutmayın. Benden sonra hakan Pir Muhammed Cihangir olacaktır. Ona. bana itaat eder gibi itaat edeceksiniz. Kumandanlarım, şimdi itaat yemini ediniz’
Timur, 18 Şubat 1405 tarihinde yaşama veda etti. Cenazesi Semerkant'a taşındı ve çok sevdiği torunu Muhammed Sultan için inşa ettirdiği türbeye gömüldü.
Timur'un 9 eşinden 4 oğlu ve 2 kızı oldu. Ancak vefat ettiğinde, sadece iki oğlu hayattaydı.
Bu oğullardan biri olan Miranşah, Bağdat ve Azerbaycan bölgelerinin beyi olarak hüküm sürüyordu. Diğer oğlu Şahruh ise babasının adına Horasan'ı yönetiyordu.