Bu hafta başlatılan bir uygulamayla ülkelerin fosil yakıt rezervlerini ve üretimini değerlendirilmeye, üretimden kaynaklanabilecek sera gazı emisyonları hesaplanmaya başlatıldı. Emisyon verileri, ülkelerin "kalan karbon bütçesi" üzerindeki etkisini hesaplamaya yardımcı oluyor. Karbon bütçesi, küresel sıcaklıkların 1,5 santigrat derece hedefini aşmasını engellemek için belirlenmiş bir karbondioksit emisyon sınırı.

Carbon Tracker ve Global Energy Monitor adlı kuruluşlar tarafından başlatılan uygulamaya göre, küresel fosil yakıt rezervlerinin tamamının kullanılması durumunda sanayi devriminden bu yana üretilen sera gazının tümünden fazlası atmosfere salınacak.

Diğer bir deyişle hükümetlerin tespit edilmiş kömür, petrol ve doğal gaz rezervlerinin tamamının kullanılmasına izin vermesi 3,5 trilyon tonun üzerinde sera gazı salımına yol açacak. Yapılan araştırmalara göre, bu salınım dünyanın kalan karbon bütçesinin yedi katına tekabül ediyor.

Verilere göre, tüm ülkeler üretimlerini derhal durdursa bile yalnızca ABD ve Rusya'ya ait fosil yakıt rezervlerinin küresel karbon bütçesini aşacak miktarda olduğuna işaret ediyor. Araştırma kapsamındaki 50 bin fosil yakıt sahası arasında en güçlü emisyon kaynağı ise her yıl yaklaşık 525 milyon ton karbon emisyonu üreten Suudi Arabistan'daki Ghawar petrol sahası olarak yer aldı.

Türkiye verileri

Akdeniz'de Denizanası Nedeniyle Yakalanan Balık Sayısı 4'te 3 Azaldı! Akdeniz'de Denizanası Nedeniyle Yakalanan Balık Sayısı 4'te 3 Azaldı!

Bulgulara göre Türkiye, toplam karbon emisyonları sıralamasında 89 ülke arasında 35'inci sırada yer aldı. Türkiye kömür üretimindeyse tüm dünyada 11'inci sırada.

Veriler, Türkiye'nin kömür üretiminden ortaya çıkan sera gazı emisyonlarının 2016 yılında 87 ton, 2019 yılında ise 134 ton olduğunu gösteriyor.

BBC Türkçe'ye verileri değerlendiren Ember Enerji ve İklim Veri Analisti Ufuk Alparslan, Türkiye'nin küresel kömür üretiminin yüzde 1,14'ünü gerçekleştirdiğini aktarıyor. Alparslan, "Türkiye’nin Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) iki derecenin altında sıcaklık artışı senaryosuna uyumlu olması için 2030 yılına kadar kömür üretimini yüzde 35; 1,5 derece senaryosuyla uyumlu olması için ise yüzde 46 düşürmesi gerekiyor" dedi.

Ufuk Alpaslan, "2040 yılına kadar ise bu iki senaryoyla uyumlu düşüş oranlarının sırasıyla yüzde 60 ve yüzde 73 olması gerekiyor" uyarısında bulundu.

100 gigaton karbondioksit emisyonu potansiyeli olan yeni projeler

Bilim insanları, dünya genelinde hava sıcaklıklarının artışında 1,5 derece eşiğinin geçilmesinin dünyada eşi benzeri görülmemiş sıcak hava dalgaları, seller, kuraklıklar ve çeşitli aşırı hava olaylarına yol açmasını öngörüyor.

Uzmanlar, bu sıcaklık sınırının altında kalmamız için bundan sonra yalnızca 400 - 500 milyar ton sera gazının atmosfere verilebileceğini aktarıyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) da 2021 yılında net sıfır senaryosu için hiçbir yeni fosil yakıt projesinin başlatılmaması gerektiğini açıklamıştı.

Ancak hükümetler bu eşiği geçmemeyi taahhüt etmiş olsa da birçoğu yeni fosil yakıt projelerini desteklemeye devam ediyor. Küresel Fosil Yakıt Veri Tabanı ile Urgewald adlı Alman kuruluşun birlikte yaptığı bir araştırmaya göre petrol ve doğalgaz şirketleri 100 gigaton (100 milyar ton) karbondioksit emisyon potansiyeli olan yeni projeler geliştiriyor.

Yalnızca ABD'nin fosil yakıt potansiyeli 577 milyar ton seviyesinde hesaplanıyor, bunun büyük çoğunluğunun kömürden geldiği ifade ediliyor. Rusya'nın potansiyelinin ise 490 milyar ton olduğu belirtildi.

Editör: Haber Merkezi