Eriyen alım gücü ile birlikte gelen asgari ücret zamları, Türkiye’de gelir yapısını altüst etti. 2002’de en düşük memur maaşı ile asgari ücret arasındaki oran yüzde 113 iken 2022’de yüzde 39’a geriledi. 10 yılda asgari ücret 30 kat artarken memur maaşı ise 15 kat artabildi.
Toplumun en yaygın kesimini oluşturan orta gelirde yaşanan erozyon hükümetin “konut” kampanyasında bir kez daha gündeme geldi. AKP’ye göre orta gelirin İstanbul için üst sınırı 80 bin TL, İzmir, Ankara, Bursa gibi ikinci bölge kentlerde 65 bin TL, üçüncü bölgede ise 45 bin TL olarak açıklandı. Ancak Türkiye’de en yüksek memur maaşı 42 bin liradan başlıyor. İki kişi en yüksek maaştan çalışsa bile 30-40 bin lirayı geçen taksitler nedeniyle “orta gelir kampanyasından” ev almaları imkânsız.
Türkiye’de bozulan gelir dengesi en net Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerinden yapılan hesaplamayla ortada. Asgari ücret ile ortalama ücret arasındaki makas her geçen gün kapanıyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre özel sektörde asgari ücret ve altında ücretle çalışanların oranı yüzde 50.4, asgari ücret civarında çalışanların oranı yüzde 64.7.
ORTALAMA İLE FARK KAPANIYOR
SGK prime esas kazançlar üzerinden yapılan hesaplamalara göre 2014 yılında 1932 TL olan ortalama ücret, asgari ücretin yüzde 42 fazlası iken 2022’de 8 bin 263 lira olan ortalama ücret asgari ücretin yüzde 33 fazlası oldu. Bu durum Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın 6 Ocak’ta yayımladığı Haftalık Gelişmeler ve Genel Görünüm raporunda da yer alıyor. Rapora göre 2002 yılı aralık ayında yüzde 113 olan en düşük memur maaşı ile asgari ücret arasındaki fark, 2022 Aralık ayında yüzde 46’ya gerilemiş durumda. 2023 yılının zamlı rakamları ile hesaplayınca fark daha da daralarak yüzde 39 oldu.
MAKYAJLA GİZLENECEK
Konuyu değerlendiren Prof. Dr. Erinç Yeldan, iktidarın uyguladığı yoksullaştıran büyüme modeli ile birlikte Türkiye’nin asgari ücretliler toplumuna dönüştüğünü söyledi. Düşük işgücü maliyeti ve ihracat odaklı politikalar nedeniyle 2023 yılında bu durumun daha da derinleşeceğini belirten Yeldan, “Seçime kadar yeni ücret zamları ile reel ücretlerdeki gerileme makyajlarla gizlenecek. Ancak Türkiye dibe doğru giden asgari ücretliler toplumu olup ağzına bal sürülen emekçilerin sırtında büyüyecek” diye konuştu.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise Türkiye’deki işçilerin bu gelir tuzağından kurtulmasının tek yolunun sendikalaşma olduğunu söyledi. Enflasyona endeksli zam anlaşmaları ile yurttaşın yoksulluktan kurtulamayacağını söyleyen Çerkezoğlu, “Maaş zammında milli gelir artışı dikkate alınmalıdır” dedi.
"POLİTİK HIRSLAR UĞRUNA"
2002’den bu yana asgari ücret 30 kat artarken memur maaşının 15 kat arttığını belirten çalışma ekonomisi uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik, “Bu durum da herkesi asgari ücret civarına çalışır hale getirdi. Türkiye yeni asgari ücret zammı ile birlikte şu an Avrupa’da en düşük ücret veren ülkeler sıralamasında sondan üçüncü. Avrupa’daki ülkelerin yeni yıl asgari ücretleri artınca daha da geriler” dedi. Prof Dr. Seyfettin Gürsel bu durumun ekonomiden çok politika ile ilgili olduğunu söyledi. Gürsel, “Politik hesaplarla verimsiz elemanın maaşına büyük zamlar yapıldı. Şirketler bir verim artışı yaşayamadığı için verimli elemanlarına zam yapamadı ve yine aynı sebeple ürünlerine zam yaptı. Bu durum da enflasyonu körükledi. Her şey altüst oldu” diye konuştu.
Kaynak: www.cumhuriyet.com.tr