Toplantı, AKP’den ve milletvekilliğinden istifa ederek İyi Parti’ye katılan Eşref Fakıbaba’ya rozet takılmasıyla başladı.

Akşener, "Bu dünyada faizcilerin en çok sevdiği kişi Recep Tayyip Erdoğan'dır. Milletin hazinelerini tefecilerin ayaklarına seriyor." dedi.

Akşener, Erdoğan'ın Mehmet Ali Çelebi'ye AKP rozeti takarken sarf ettiği, ‘Bak PKK’nın 5 tane, 10 tane, 15 tane var’ sözlerine sert çıktı. Akşener, "Sayın Erdoğan'ın son haftalardaki nefret dolu hezeyan ataklarına şahit oluyoruz. Çiftçiler, kadınlar, gençler derken geçen haftanın talihli nefret objesi de Kürtler oldu. Tuttu; Kürtleri PKK'lı ilan etti." dedi.

Akşener'in açıklamasından satır başları şöyle:

Biz bundan 5 yıl önce onları uyarmıştık. İyilerin yolu medeniyet yoludur demiştir. İşte bu yüzden yolumuza çıkan hiçbir korkağa eğilmedik, bükülmedik, yenilmedik. 

Ülkemizin yaşadığı krizler sarmalı maalesef her geçen gün büyümeye devam ediyor. Derinleşen yoksulluk, insanımızı içine çekmeye devam ediyor. Maaşlar kuşa dönmeye, cepler boşalmaya devam ediyor. Çünkü büyük ekonomi gurusu Bay Kriz ve üstün yetenekli ekonomi ekibinin ‘Yeni Ekonomi Modeli’ diyerek pazarladıkları ucube model yüzünden ekonomimiz can çekişiyor. Ülkemizi, yap boz tahtasına çeviren, milletimizi de kobay olarak gören bu akılsız, şuursuz ve kuralsız ekonomi yönetimi, her hafta yeni bir zihni sinir deneyi Türkiye’ye dayatıyor. Bu deneyler zincirinin, son halkasının adı belli oldu: Merkez Bankası Olmayan Bir Ülke Deneyi. Hayırlı uğurlu olsun!

Sinan Ateş davasında duruşmada 'bilirkişi raporu' tartışma yarattı! Sinan Ateş davasında duruşmada 'bilirkişi raporu' tartışma yarattı!

Bay Kriz'in keyfi uğruna 85 milyonun geleceğiyle oynanıyor. Siz Sayın Erdoğan'ın faize karşıyım sözlerine bakmayın, bu dünyada faizcilerin en çok sevdiği kişi Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bir yandan faizle savaşıyorum yalanıyla milletimizi meşgul ederken, bir yandan milletimizin bütçesini faiz lobisinin ayaklarına seriyor. 

Bugün artık karşımızda, 'milletin adamı' diye ambalajlanan Sayın Erdoğan yok. Bugün artık karşımızda, Türkiye’yi enflasyon canavarına kurban eden, yandaşların, lobilerin, faizcilerin adamı, Bay Kriz var.

AK Parti bir panik hali almaya başladı. Bu arkadaşları artık sandık sıkıştırmaya başladı. Bu durum artık ayan beyan ortada. İktidarın sonuna yaklaştıklarını artık enselerinde hissetmeye başladılar. Bu yüzden de kirli zihniyetlerini ortaya döker oldular. Her hafta yaptıkları abuk sabuk açıklamalarda siyasetin çivisini çıkardılar. Bu durumun yansımalarına Sayın Erdoğan'ın son haftalardaki nefret dolu hezeyan ataklarına da şahit oluyoruz. Hadi biz her haftanın olağan şüphelisiyiz de, çiftçiler, kadınlar, gençler derken geçen haftanın talihli nefret objesi de Kürtler oldu. Tuttu, bu ülkenin eşit ve şerefli vatandaşları olan Kürtleri PKK'lı ilan etti. 

Sayın Erdoğan'ın kendisinden görmediği herkese karşı duyduğu öfke ve nefretin dışında bir de bu arkadaşın bazılarında biliyorsunuz bir de Cumhuriyet nefreti var. Bu memleketin temel değerlerine, kurucu iradesine ve Cumhuriyetimize dair her şeye bastıramadıkları bir düşmanlık hissediyorlar. Fıtratları böyle. Bunun son örneğini de Cumhuriyet Bayramı'nı idrak ettiğimiz bu hafta, AK Parti'nin Grup Başkan Vekili'nin ağzından çıkan ibretlik sözlerle gördük. Bu sözde entelüktelin hezeyan dolu şu ifadesine bakar mısınız? Bu fevkalade aydın arkadaşımız çığır açıcı düşüncelerini Türkçe dilinde üretemiyormuş. Vah ki vah! Düşünemiyor, sadece konuşabiliyormuş, bundan da çok muzdaripmiş. İşte size keşke Yunan kazansaydı diyen zihniyetin ortaya çıkışı. 

Bu arkadaşa buradan hatırlatmak istiyoruz. Biz ezelden beri Türkçe konuşuyoruz muhterem! Yani Cumhuriyet ile birlikte bizim dilimiz değişmedi. Sadece alfabemiz değişti. Bu değişim de Türkçe düşünen ve Türkçe konuşan milletimizin yeni Türk harfleriyle Türkçe yazmayı da öğrenmesiyle birlikte kültürümüzün gelişimindeki en önemli adımlardan biri oldu. 

Edebiyata, düşünce dünyamıza, bilime ve eğitime katkılarını Cumhuriyet'in ne büyük bir şahlanış olduğunu bu aziz milletin oyuyla seçilmiş olan bir vekile anlatmak zorunda olduğum için gerçekten utanç duyuyorum. Neymiş, bu Türkçeyle düşünce üretilemezmiş. Bu sözleri cahillikle açıklamaya kalkmak, cahillik kavramının içini boşaltmak olur. Bu düpedüz patolojik bir Cumhuriyet nefretine kılıf bulma gayretidir ve tepeden tırnağa art niyetlidir. Biz bu arkadaşlardan Türkiye'nin kurucu değerlerine saygı göstermelerini ve en basitinden bir hayır dua etmelerini zaten beklemiyoruz. Ama yere batasıca nefretlerini kusmak için aziz Türkçemizi obje yapmalarını da obje yapmalarını kabul etmiyoruz. Türkçe düşünemiyor musun? O senin kapasite problemin. Çünkü düşünce üretebilmek için önce düşünebilmek lazım. Asırlardır Türkçe düşünen, Türkçe yazan ve Türkçe yazan nice büyüğümüz düşünmüş, eserler üretmiş, aç oku. Siz en küçük bir düşünme yetisine sahip oldunuz da Türkçe mi size engel oldu arkadaş? Siz bir kitap açıp okumayı denediniz de alfabe mi size engel oldu? Yuh olsun, yazıklar olsun!

Asıl mesele ne biliyor musunuz, 20 yıl boyunca yapamadıklarını giderayak yapabilmek için çıldırıyorlar. 20 yıl boyunca düşman bildikleri Cumhuriyetimizi giderayak yıpratmak için çabalıyorlar. 

Kerim devlet anlayışından hiçbir zaman nasibini alamayanların Atatürk'ümüzü anlamasını elbette beklemiyoruz. Ancak cumhuriyeti kuranları kötüleyip vatanı satanları yüceltenlerin ardında ne yattığını çok iyi biliyoruz. 

İşte o nedenle aslında bugünkü mücadele AK Parti ve İYİ Parti mücadelesi değildir. Vahdettin'in mücadelesi ile Mustafa Kemal'in büyük vizyonunun peşinden gidenlerin mücadelesidir. Bizler dimdik ayakta oldukça kirli amaçlarına asla ulaşamayacaklar. Aziz Türk milletine asla diz çöktüremeyecekler. 

Kaynak: www.krttv.com.tr

Editör: Haber Merkezi