CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 19 Nisan 2019 tarihinde şehit er Yener Kırıkçı’nın cenaze töreni için bulunduğu Ankara’nın Çubuk ilçesinde linç girişimine uğramasına ilişkin Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yürütülen yargılamada karar duruşması bugün yapıldı. Duruşmayı; CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, CHP Grup Başkanvekilleri Engin Özkoç ve Engin Altay ile CHP milletvekilleri takip etti.
Hâkim, sanıklara son sözlerini sordu. Bazı sanıklar, yaşananlar için “Pişmanım” dedi. Bazı sanıklar ise “söyleyecek sözleri olmadığını” dile getirdi.
CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, şikayetinin devam ettiğini söyledi. Kaya, “Adil yargılama gerçekleşmesi için genel başkanımıza linç girişiminde bulunanların hak ettiği cezayı almaları adalet açısından gereklidir” dedi.
'Suç ağır cezalık, mahkemeniz görevli değil'
Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, linç girişiminin adam öldürmeye teşebbüs niteliğinde olduğuna ilişkin daha önceki duruşmalardaki beyanlarını anımsatarak, şunları söyledi:
“Olayın vahameti azaltılmaya çalışılmış, bize göre hukuksal olmayan değerlendirmeler sonucunda davanın mahkemenizde gördürülmesi sağlanmıştır. Ancak ister savcılığın ister hakimliğinizin hangi güdülerle olursa olsun yapmış olduğu değerlendirmenin bizim açımızdan hükmü yoktur.
Olay Sayın Genel Başkanımıza yönelik gerçekleştirilmiş, linç faaliyeti kapsamlı öldürmeye yönelik bir eylemdir. Genel Başkanımızın iki saat saldırı altında bırakıldığı, ‘Yakın, öldürün’ nidalarıyla Genel Başkanımızı öldürmeye çalıştığı, tanık beyanlarıyla da sabit olduğu üzere silahtan sayılan bıçak ile genel başkanımıza yönelik hamlelerin yapıldığı gerçekliği söz konusu olması, dahası demir çubuklar, taşlar ve benzer nitelikteki silahtan sayılan aletlerle saldırı girişiminde bulunulmasına rağmen eylemin bugüne değin adam öldürmeye teşebbüs kapsamında gördürülmemeye çalışılması mahkemeniz nezdinde hukukun işlemeyeceği konusunda tarafımıza tam bir inanç yaratmıştır.
Zira tek başına bir kısım sanıklarla ilgili suç işlemeye tahditten dava açılmış olmasına ve bu kişilerin eylemlerinin yakın, öldürün şeklindeki sözlerle ifade edilmiş olması nedeniyle öldürmeye yönelik suç işlemeye tahrik, değerlendirmesi de sonuç olarak yapıldığı halde görevsizlik kararı verilmiş olmasını kabul etmek mümkün değildir. Mutlak olarak mahkemenizin görevli olmaması, adam öldürmeye teşebbüs suçundan değerlendirme yapmaya yetisi olmaması nedeniyle derhal görevsizlik kararı verilmesi talebimizde ısrarcı olduğumuz belirtmek zorundayız. Er geç yargılamanın ağır ceza mahkemesine gönderileceği konusunda kuşkumuz bulunmamaktadır.
'Üst sınırdan ceza verilmeli'
Öte yandan eylemin niteliği, suçun ana muhalefet partisi genel başkanına yönelik olarak işlenmiş olması, sanıkların kasıtları, olayın toplumsal barışı bozacak nitelikte olması, açığa çıkan zarar ve tehlikenin boyutu dikkat alınarak mutlak olarak sanıklarla ilgili ceza tayini yapılırken en üst sınırdan ceza tayini yapılmasını, indirim uygulanmamasını ve hiçbir biçimde hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünden uygulama yapılmaması, seçenek yaptırımlara başvurulmamasını talep ediyoruz.”
'Linç girişimi müdahale olmasa gerçekleşecekti'
Avukat Çağlar Çağlayan, suçun mağdurunun başka bir vatandaş olsa dahi “insan öldürmeye teşebbüs suçundan” yargılamanın yapılıyor olacağını kaydederek, “Suçun mağduru CHP Genel Başkanı ve milletvekilleri olduğu için yargılama asliye ceza mahkemesinde yapılmaktadır. Bu yaklaşım dahi Türk yargısının demokrasiyi anlama niteliğinin ne kadar zayıf olduğunu göstermektedir. Bu başarısız bir linç girişimidir. Sanık ve tanıkların ifadeleri eğer ki orada birilerinin müdahalesi olmasa gerçekleşebileceğini de değil gerçekleşeceğini göstermektedir” diye konuştu.
'Gladyo kalıntılarının eylemi'
Çağlayan, yargılama için verilen salonunun küçüklüğünü de eleştirerek, “Salon bile hem cumhuriyet başsavcılığının hem de yargının bu dosyaya bakış açısını yansıtmaktadır. Türkiye’de hiçbir şey gizli kalmaz, yıllar sonra suçun arkasındaki gerçek failler ortaya çıkacak. Bu eylem kendini devlet sanan ve seçim sonuçlarını hazmedememiş Gladyo kalıntıların eylemidir. Kendi işinde ve gücündeki insanların uzun süre siyasilerin beyanları ve o gün provokatörlerin kışkırtmasıyla bir kitle halinde neler yapabileceğini gördüğümüz bir eylemdir” dedi.
Çağlayan sanıklara verilecek cezanın üst sınırdan olmasını istedi.
Savcı, bir önceki duruşmada açıkladığı esas hakkındaki mütalaasını yineledi.
Çelik: Sanık avukatı suç işliyor
Sanık avukatı Önder Ataseven, sanıkların masum olduğunu iddia ederken, Kılıçdaroğlu’ndan daha önce yaptığı açıklamalardan örnekler vererek anlattı. Ataseven, Kılıçdaroğlu’nun elektrik borcunu ödemeyeceğini açıkladığı için “halkı tahrik” ve adale yürüyüşünde HDP’lilerle yürüdüğü için “terör suçunu” işlediğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu’nun avukatı Çelik, Ataseven’in bu beyanlarıyla suç işlediğini belirtti ve araya girdi. Çelik hakime görevinin gereğini yaparak, Ataseven’in bu beyanlarına izin vermemesini istedi.
Yumruk atan sarıgün’e 2 yıl 6 ay hapis cezası
Hakim, beyanların alınmasının ardından kararını açıkladı.
Kılıçdaroğlu’na yumruk atan Osman Sarıgün’e Kılıçdaroğlu’na “kamu görevlisine yönelik basit yaralama suçundan” 1 yıl 15 gün ay hapis cezası verildi, bu suçlamada hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Sarıgün’e Kılıçdaroğlu’na yönelik hakaretleri nedeniyle de 1 yıl 5 ay 15 gün ceza verilerek, bu cezasının da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi.
Sarıgün, “suç işlemeye tahrik” suçlaması ile 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
'Yakın o evi' diye bağırana 3 yıl 4 ay hapis cezası
Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evin önünde “Vatan için çıksın, şerefsiz çıksın yakın o evi” diyen Sevim Gölyeri hakkında, hakaret suçundan 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası verildi, bu suçlama üzerine verilen hükmün açıklanması geri bırakıldı. Gölyeri’ye, Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evden çıkmasını engellediği için “hürriyeti tahdit” suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası verildi.