Nerden çıktı BUVAKIF?

BUVAKIF, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Naci İnci, yardımcıları ve AKP’ye yakınlığıyla bilinen Boğaziçi Üniversiteliler Derneği (BURA) yöneticileri tarafından Ocak 2022’de kuruldu.

BUVAKIF’ın vakfedenleri arasında Naci İnci, önceki kayyım rektör Melih Bulu’nun atadığı yardımcılar Prof. Dr. Fazıl Önder Sönmez ve Gürkan Selçuk Kumbaroğlu, BURA’nın başkanı Muhammed Fehim Paluluoğlu, görevden alınan Nedim Malkoç’un yerine getirilen genel sekreter ve BURA’nın eski başkanı Hasan Fehmi Topal, AKP’nin kurucularından ve BURA üyesi Mehmet Yalçıntaş, AKP milletvekili İffet Polat ve BURA üyesi Mehmet Altunkılıç yer alıyor. 

Vakfın yönetim kurulunu ise Naci İnci, Muhammed Fehim Paluluoğlu, Hasan Fehmi Topal, Mehmet Yalçıntaş ve BURA yönetim kurulu üyesi Mustafa Yeşilyurt oluşturuyor.

Dahası vakfın internet sitesinde İnci’nin başkan unvanının yanında Boğaziçi Üniversitesi rektörü unvanı da yazılı.

Bir vakıf zaten vardı

Resmi Gazete’deki duyuruya göre BUVAKIF’ın kuruluş amacı ‘üniversitelerin insanlığa yaptığı katkıları artırmak.’

Oysa, Boğaziçi Üniversitesi’nde 1978’den bu yana faaliyette bulunan bir Boğaziçi Üniversitesi Vakfı (BÜVAK) vardı. Bu vakıf, ‘kayyım’ sürecinde etkisiz hale getirildi.

Yasaya aykırı

Dahası, vakfın kuruluşu İstanbul 9’uncu Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından tescillendi ama 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile ilişkilerine Dair Kanun’a göre vakıf ve dernekler, kamu kurumlarının adını alamıyor.

Aynı bağlamda, kamu görevlileri görev unvanlarını kullanarak dernek ve vakıf organlarında görev üstlenemiyor.

Dava süreci

Boğaziçi Üniversitesi mezun ve öğrencileri de bu savlarla geçen kasımda Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 1’inci Bölge Müdürlüğü’ne BUVAKIF’ın kapatılması için başvuruda bulunmuştu. Ancak müdürlük, vakfın ismindeki ‘geliştirme’ kelimesiyle Boğaziçi Üniversitesi’ni ‘geliştirme gayesi’ taşıdığına hükmedip vakfı kanuna uygun bulmuştu.

Bunun üzerine Bir Boğaziçi Üniversitesi mezunu, müdürlüğün işleminin durdurulması ve iptal edilmesi için 5 Ocak’ta bu kez idare mahkemesinde dava açmıştı.

Karar bir haftada çıktı 

İstanbul 7’nci İdare Mahkemesi başvurudan sadece bir hafta sonra, 12 Ocak’ta kararını verdi. Mahkeme, mezun için ne tür bir zararın doğduğu veya hangi menfaatinin ihlal edildiği hususunun somut delillerle açık ve net bir şekilde ortaya konulamadığını savundu.

İdari davalardaki menfaat ihlali koşulunun bu denli geniş yorumlanamayacağını öne süren mahkeme, mezunun kişisel, meşru ve güncel bir menfaatinin ihlal edilmediğini, dava konusu işlemin iptalini istemek için ehliyetinin bulunmadığını öne sürdü.

Oy çokluğuyla alınan karar, kesin değil ve bölge idare mahkemesine taşınacak. 

Üye hakim: Dava açmaya ehliyeti var

Heyetin kararına muhalefet eden üye hakim ise davacının Boğaziçi Üniversitesi mezunu olduğunu, bu nedenle söz konusu işlemle menfaatinin etkilendiğini kaydetti.

Üye hakim, davacının mezun olması nedeniyle söz konusu işlemle arasında aktüel, kişisel ve meşru bir ilişki oluştuğundan dava açmak için gerekli ehliyetinin bulunduğunu belirtti.

CİMER de ‘Olmaz’ diyor

Davacı Boğaziçi mezunu, BUVAKIF’ın yasaya aykırı olduğunu kanıtlamak için Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) başvurdu. Mezun, “Yeni kurulan ya da kurulacak bir vakfın unvanında belli bir kamu kurum ve kuruluşununu ismine yer verilebilir mi? Örneğin ‘Ege Üniversitesi Terakki Vakfı’ ismiyle bir vakıf kurulabilir mi ve bu unvan 5072 sayılı kanuna aykırı olur mu” diye sordu.

Sinan Ateş davasında duruşmada 'bilirkişi raporu' tartışma yarattı! Sinan Ateş davasında duruşmada 'bilirkişi raporu' tartışma yarattı!

CİMER’den gelen yanıtta şunlar belirtildi: Söz konusu kanunun 2’nci maddesinin a bendine göre dernek ve vakıflar kamu kurum ve kuruluşlarının ismini alamaz. Bu kurum ve kuruluşların hizmet binaları ve müştemilatı içinde faaliyet gösteremezler. Bu kuruluşlara ait araç ve gereci kullanamazlar.

Kaynak: www.diken.com.tr

Editör: Haber Merkezi