Savcılık, İmamoğlu ve diğer sanıklar hakkında kamuoyunda "siyasi yasak" olarak bilinen Türk Ceza Kanunu’nun "Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" başlıklı 53. maddesinin uygulanmasını da talep etti.
Ocak ayında açılan davanın ilk duruşması Büyükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.
İmamoğlu duruşmaya katılmıyor.
Duruşma kimlik tespiti ile başladı.
Dava konusu soruşturma, İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemine dayanıyor.
Habertürk TV Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır’ın haberine göre, dava konusu süreç, İçişleri Bakanlığı’nın, İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde ilişkin yaptığı bir inceleme ile başladı.
İnceleme konusu, 29 Aralık 2015’te gerçekleştirilen bir ihaleydi.
Beylikdüzü Belediyesi, Kültür Merkezleri’nde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi ihalesine çıktı. İhaleyi kazanan firmanın yeterliliğinin bulunmadığını öne süren başka bir firma itirazda bulundu. Ancak bu itiraz belediye yetkililerince reddedildi.
Bunun üzerine, İçişleri Bakanlığı ihale süreciyle ilgili inceleme başlattı.
Habere göre iddianamede 250 bin liralık kamu zararı olduğu savunuldu.
İmamoğlu’nın avukatı Kemal Polat BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada “hukuki temeli olmayan boş bir dava” dedi.
Kemal Polat, “Sayın İmamoğlu’nun denetim ve gözetim görevini yerine getirmediği iddiasıyla İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma izni vardı. İtiraz ederek Danıştay’a başvurduk. Danıştay soruşturma iznini kaldırdı, ancak savcılık soruşturmaya devam etti. Sayın İmamoğlu’nun denetim ve gözetim görevini yerine getirmediği iddiaları, ‘ihaleye fesat karıştırma’ iddianamesinin içerisine karıştırılarak bir iddianame hazırlandı" dedi.
Polat, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Denetim ve gözetim görevini yerine getirmemek ayrı, ihaleye fesat karıştırmak ayrı. Bu iddianame ‘ihaleye fesat’ diye hazılamasına rağmen, iddiaların tamamı denetim ve gözetim görevini yerine getirmediğine ilişkin, bu nedenle kendi içerisinde çelişiyor. Bu dava, hukuki temeli olmayan boş bir davadır.”
İmamoğlu'na daha önce siyasi yasak ve hapis cezası verilmişti
Ekrem İmamoğlu geçen yıl Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle açılan davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası almıştı.
Siyasi yasak da öngören ceza, İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay tarafından da onanırsa uygulamaya konacak.
İmamoğlu, 30 Ekim 2019'da Fransa'da yaptığı bir konuşmada, iktidarın aynı yıl yapılan İstanbul'daki yerel seçimi, "YSK kararı ile iptal ettirerek kazanmak istediğini" savunmuştu.
Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise 4 Kasım 2019'da İmamoğlu’nu kastederek “Avrupa Parlamentosu'na gidip, Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Bu iş bu kadar bedava değil” demişti.
İmamoğlu aynı gün İstanbul'da gazetecilere yaptığı açıklama sırasında Soylu’nun bu sözlerinin hatırlatılması üzerine, “31 Mart'ta seçimi iptal edenler, ve dünyada, Avrupa'da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın” ifadelerini kullanmıştı.
Bu açıklamayla ilgili olarak, YSK'nın yazılı suç duyurusunda bulunması ardından İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı.
Savcılığın hazırladığı iddianame, 28 Mayıs 2021’de Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiş ve İmamoğlu için hapis cezası ve siyasi yasak talep edilen dava süreci başlamıştı.
İmamoğlu, dava sürecinde yaptığı farklı açıklamalarda "hukuksuz" olarak gördüğünü belirttiği davaya tepki göstermiş; “ahmak” ifadesini kullanırken YSK üyelerini değil, kendisi için bu kelimeyi sarf eden dönemin İçişleri Bakanı Soylu’ya yanıt verdiğini söylemişti.