CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün Genel Merkez'de basın toplantısı düzenledi.

“DERS ÖĞRENİLENE KADAR DEVAM EDER”

Öztrak, şunları söyledi:

* “6 Şubat 2023'de art arda yaşadığımız iki depremde, bugüne kadar 38 bin 44 vatandaşımız hayatını kaybetti. 100 binden fazla yurttaşımız da yaralandı. Hem geçmişimizi, hem de geleceğimizi kaybettik. Analar, babalar çocuksuz, çocuklar anasız, babasız kaldı. Canımız yandı. Yüreğimiz daralıyor. Her depremden sonra ‘Bunlar neden sürekli bizim başımıza geliyor?’ diye soruyoruz. Cevabı basit: ‘Ders, öğrenilene kadar devam eder.’

“HÜKÜMETİN İKİ GÖREVİ VARDI”

* Türkiye, daha önce de büyük depremler yaşadı. 1999'da Gölcük ve Düzce depremlerinde, binlerce insanımızı yitirdik. Başta ülkeyi yönetenler olmak üzere, tüm yurttaşlarımızın, yaşadığımız acılardan alması gereken dersler vardı. Ama yaşadığımız son felaket de gösterdi ki, bu derslerin hiç biri alınmamış. Böyle bir afet karşısında hükümetlerin başlıca iki görevi vardır.

* İlki, yapılan binaların depreme dayanıklı olmasını sağlamak. Mevcut binaların vatandaşlarının canını, malını koruyacak binalar olması için kuralları koymak, uygulamak, denetlemek…

* İkincisi ise, deprem anında uygulanacak protokolleri, eylem planlarını önceden hazırlamak, tatbikatını yapmak… Liyakatli yöneticilerin başında olduğu, koordinasyon merkezlerini oluşturmak… Afet olur olmaz müdahale edebilmek. Enkazın altından insanları hızla çıkarmaya başlamak.  Depremzedelerin barınma, gıda ve hijyen gibi, tüm ihtiyaçlarını karşılayacak organizasyonu yapmak.

“BUNU YAPAMAYAN HÜKÜMET HÜKÜMSÜZDÜR”

* Bunları yapamayan bir iktidar iktidarsız, bunları yapamayan bir hükümet hükümsüzdür. Bu ülkede 20 yıldır hükümette olanlar bu iki görevi yerine getirebildi mi? Ne yazık ki kocaman bir Hayır!

* 20 yıldır hükümette olanlar, bugüne kadar deprem için gereken tedbirleri almamış, hazırlıkları yapmamış… Oysa bilim insanları uyarmış. Namuslu bürokratlar raporlar hazırlamış. Devleti yönetenlere bilgi vermiş. Tüm bilgiler, ülkeyi yönetenlerin elinde. Ama yolsuzluğa batmış yöneticiler, tüm bu uyarılara kulak tıkamışlar. Devletin raporlarını sümen altı etmişler, rant uğruna milletin canına kastetmişler.

* Depremde toplanma alanlarını dahi, ranta peşkeş çekmişler. Şimdi bu cinayetin müsebbipleri ortaya çıkmışlar, ‘Asrın felaketi’ diyerek, ‘Dünyada hiçbir ülkenin böylesine bir felakete, kapasitesi yetmez’ laflarını söyleyerek, asrın ihmalkârlığını, asrın cinayetinin, asrın ihanetinin sorumluluğunu üstlerinden atmaya çalışıyorlar. Kimin kapasitesinin yetmediği de, gerçekler de apaçık ortada…

Sinan Ateş davasında duruşmada 'bilirkişi raporu' tartışma yarattı! Sinan Ateş davasında duruşmada 'bilirkişi raporu' tartışma yarattı!

“SORGUSUZ SUALSİZ MALI GÖTÜRME DERDİNDE”

* İki gün önce televizyonlarda, bir yardım kampanyası yapıldı. Milletin acısına takı merasimi yapar gibiydiler. Güya 6 milyar dolar toplandı. Yapılan bağışın, 2 milyar 100 milyon doları, Hazine'nin bütçeden daha yeni sermaye verdiği, kamu bankaları tarafından yapıldı.  1 milyar 400 milyon dolarlık kısmı da kamu kuruluşlarından, ya da Saray'ın yandaşı beşli çetelerden geldi. Ama en büyük bağış, 1 milyar 600 milyon dolarla, Merkez Bankası'ndan. Merkez Bankası bu parayı geçen yılın 2022 dönem kârından verdiğini açıkladı. Yani bu para kimin parası? Milletin parası.

* Bu para hazinenin parası, bu para AFAD'a ve Kızılay'a aktarılacak. Bugün de Merkez Bankası Başkanı çıkıyor, “Eğer bu parayı Hazine'ye aktarsaydık, Hazine başka bir alanda kullanabilirdi. Biz bu payı direkt olarak, deprem bölgesine tahsis ettik” diyor. Bütçe yapmak, kaynakların nereye tahsis edileceğini belirlemek ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının Başkanının görevi oldu? Türkiye Büyük Millet Meclisi ne oldu? Millet iradesinin tecelligahı Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkisine nasıl tecavüz edebiliyorsunuz?

* Tabi bu para Hazine'ye aktarılsa, Hazine depremzedeler için gerekli harcamaları bütçeden yapsa, Sayıştay denetimine tabi olacaktı. Şimdi yapılacak harcamalar, bütçe dışına çıkarılıyor, Sayıştay denetiminden de kaçılıyor. Ne kadar da dâhiyane! Ne kadar tanıdık, bildik! Millet can derdinde. Bunlar sorgusuz sualsiz malı götürme derdinde.”

Kaynak: www.sozcu.com.tr

Editör: Haber Merkezi