Gıda ürünlerine gelen zamlar dışarıda yemek yemenin maliyetini de katladı. En düşük ve en yüksek fiyat baz alınarak İTO tarafından yapılan ortalamaya göre, Haziran 2022’de 72 lira olan kişi başına dışarıda yemek yemenin maliyeti, Haziran 2023’te yüzde 91.6’lık artışla 138 TL’ye yükseldi.
Pandemi ile birlikte yaşanan tedarik sorunu, ardından Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ve seçim süreci Türkiye’deki gıda fiyatlarının hızlı yükselmesine yol açtı. Gıda fiyatlarında yaşanan artışlar dışarıda yemek yemenin maliyetini de her geçen gün artırdı.İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) her ay açıkladığı İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi’nde yer alan kalemlerden biri olan kişi başına dışarıda yenen yemenin maliyeti Haziran 2022’de 72 lira ilen bu rakam Haziran 2023’te yüzde 91,6’lık artışla 138 liraya yükseldi. Bu rakam kafe, büfe, restoran gibi kategorilerden derlenen en düşükle en yüksek fiyat arasındaki rakamların ortalamasından hesaplıyor.
İstanbul’da 15 ayrı bölgenin ortalamasının alındığı hesaplamaya göre, 2022 Ocak ayında 54,03 TL olan dışarıda yenen yemek fiyatı, 2023 Ocak ayında 109,4 TL’ye, 2023 Haziran ayına ise 137,33 TL’ye çıktı. Son dönemlerde gelen zamlar, özellikle turistlerin tercih ettiği A Plus mekanlarda doluluğu etkilemezken, alt gelir grubuna hitap eden mekanlarda düşüşe neden oldu.
FAHİŞ FİYATLARININ ÖNÜNE GEÇİLEMİYOR
Dünya Gazetesinden Mehtap Halıcı'ya konuşan İstanbul Lokantacılar Esnaf Odası Başkanı ve aynı zamanda Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Genel Başkanı Sayit Karabağlı, piyasalardaki belirsizliğin tüm toplumla birlikte kendilerini de etkilemeye başladığını söyledi. Başta elektrik, doğal gaz ve kiralar olmak üzere tüm girdi maliyetlerinde yüzde 100’ü aşan artışların esnafı işin içinden çıkılmaz bir hale sürüklediğini belirten Karabağlı, kırmızı et, beyaz et, bakliyat şeker, sebze fiyatlarının ikiye katlandığını söyledi. Temel tüketim ürünlerini sağladıkları tedarikçilerden toplu alım yapan fırsatçıların çoğaldığını ve stokçuluğun başladığını aktaran Karabağlı, devletin tüm önlemlerine rağmen bu fahiş fiyatların önüne geçilemediğini ifade etti.
MÜŞTERİ SAYISINDA AZALMALAR BAŞLADI
Lokantalarda ana menüyü oluşturan et ve balığın astronomik fiyatlarla tedarik edildiği için lokantalarda fiyatlarının yükselmeye başladığını ifade eden Karabağlı, şunları söyledi: “Arz ve talep dengesinin bozulmasına neden olan zorunlu fiyat artışları lokantalara fayda yerine zarar verdi, azalan müşteri sayısı ile sıkıntı yaşamaya başladı. Sürekli dışarıda yemek yiyen mavi ve beyaz yakalılar gelirleri düzeyinde günlük harcama yapabildikleri için harcamalarını kısmaya başladı.”
Karabağlı, sorunların topyekûn çözülmesi yönünde tedbirler almak gerektiğine dikkat çekerek, sözlerine şöyle devam etti: “Esnafımızın üzerine ekstra yük olan yüzde 18 ila yüzde 40 oranlarında komisyonların makul seviyelere çekilmesi gerekiyor. Hizmet sektöründe yüzde 10- 18 olarak uygulanmaya başlanan KDV oranlarını temel tüketim statüsüne sokarak yüzde 1- 5 seviyesine çekmek, kira stopaj yükünü kiracı üzerinden kaldırmak, kıdem tazminatı fonu oluşturmak gibi reel tedbirler alınmalı.”
İNSANLAR YİNE DE SOSYALLEŞMEYİ SEVİYOR
Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Genel Başkanı Ramazan Bingöl, özellikle et grubunda son 6-7 ayda ciddi artışlar olduğunu söyledi. Bingöl, “Bu da etli yemeklere daha çok zam yapılmasına sebep oldu. Ayrıca Antep fıstığının kilosunun çok artması da başta baklava olmak üzere tatlıların fiyatını da oldukça yükseltti” dedi.
Oran olarak bakıldığında evde yemek yeme konusunda artış olduğunu ama yeme-içme sektörünün her zaman büyüyerek devam ettiğini ifade eden Bingöl, maliyetlerin arttığını ancak insanların dışarıda yemek yemeyi ve sosyalleşmeyi sevdTÜRES Başkanı Bingöl, “Alkole veya ete zam geldiği için insanlar dışarıda yemek yeme zevkini ve keyfini bir kenara bırakmıyor. Gelir grubuna göre belki sayısı azalabilir ama her zaman bu bir ihtiyaç ve dışarıda yemek yemeye devam edecekler” diye konuştu.
A PLUS YERLERDE DOLULUK DAHA FAZLA
Türkiye’nin turizm döneminde olduğuna dikkat çeken Ramazan Bingöl, yabancı turistlerin Türkiye’ye gelmesinin yeme-içme sektörünü doğrudan ilgilendirdiğini söyledi. Bu dönemde turistlerin yalnızca kültürel yerleri görmekle kalmadığını aynı zamanda restoranlara giderek harcama yaptığına da işaret eden Bingöl, “Restoranlardaki doluluk oranları A Plus yerlerde daha çok artarken daha alt gelir gruplarına hitap eden yerlerde az da olsa düştü. Ancak turizm sezonu başladı ve bu ay itibarıyla bütün yeme içme sektörü ciddi oranlarda doluluk oranını yakalayacaktır” diye konuştu. Bingöl, oran olarak bakınca evde yemek yeme konusunda bir artış olduğunu ancak yeme-içme sektörünün her zaman büyümeye devam ettiğini bildirdi.
SOSYAL MEDYA MERDİVEN ALTI İŞLETMELERE TALEBİ DÜŞÜRDÜ
Ramazan Bingöl, merdiven altı ürün satan işletmelere yönelik sıkı takip ve denetimin çok önemli olduğunu belirtti. Bingöl, “İnsanların gittikleri yerler konusunda hassas ve dikkatli olması gerekiyor. Fiyatı düşük olan bir ürünün arka planda nasıl süreçlerden geçebileceğini bilmesi gerekiyor” diye konuştu. Ayrıca insanların gün geçtikçe sosyal medya ve benzeri iletişim kanallarının da etkisiyle bilinçlendiğini ifade eden Bingöl, bu durumun merdiven altı işletmelere olan talebi düşürdüğünü ifade ederek, “İnsanlar merdiven altı işletmelere 6 defa gitmektense bilindik kaliteli yerlere 3 defa gitmeyi tercih etmeye başladılar. Bilinçlenme merdiven altını da bitirme noktasına getirecektir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Haber Global