Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Partisi lideri Ali Babacan, Cumhuriyet’e yaptığı özel açıklamada yaklaşmakta olan Cumhurbaşkanlığı seçimini, “tek adam”ın değil, uzlaşı kültürünün kazanacağını söyledi.

Babacan, Genel Yayın Yönetmenimiz Arif Kızılyalın ve Ekonomi Servisi Müdürümüz Jale Özgentürk’ün sorularını yanıtlarken gündeme ilişkin önemli tespitlerde bulundu. 6’lı masanın yola çıkış sürecini Cumhuriyet’le paylaşan Babacan, “İlk günlerde özellikle Kemal Bey’i kast ederek ‘Bu partilerle ne işiniz var’ diyenler, şimdilerde ‘6’lı masayı dağıtmayın, seçime beraber girin’ ricasında bulunuyor. Bu çok önemli” dedi.

"TÜRKİYE’Yİ UÇURUR"

- 6’lı masaya katılımınız nasıl oldu?

Partimizi kurduktan sonra, 74 maddelik bir anayasa çalışması yaptık. İlk olarak 2021 Ocak’ta CHP lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na ziyarette bulundum. Anayasa değişikliğinin gerekliliğini ifade ettim. ‘İsterseniz beraber çalışalım’ dedim. Ortak bir basın toplantısı düzenledik. Ertesi hafta İYİ Parti lideri Sayın Akşener’le de görüşüldü. Sonunda 6’lı masa kuruldu. Biz parti olarak tüm çalışmalarımızı masaya koyduk. 72 başlık belirledik. Ortak bir komisyon kurduk.

- 6’lı masayı nasıl tanımlıyorsunuz? Bir koalisyon sayılır mı?

Seçime gitmeden önce ortak çalışma yapıyoruz. Seçim beyannamesi, hükümet programı gibi. Koalisyon sözünden hoşlanmıyoruz. Farkı şu: Eskiden partiler ayrı ayrı programlarla seçime gidiyorlardı, seçim sonrası çoğunluk yoksa dün kavga ettikleriyle uzlaşmak zorunda kalıyorlardı. Türkiye’de bir ilke imza attık. Politikalar uzlaşıyor, tek bir ekonomi ve dış politika söylemiyle seçime gideceğiz. Yüzde 70 mutabakat sağlasak bile Türkiye’yi uçurur. 

UZLAŞI KAZANACAK

- Anayasada kısa sürede uzlaştınız. Nasıl oldu?  

Eylül ayında anayasa görüşüldü. Bu yeni bir anayasa değil. Mevcut anayasadaki değişiklikleri içeriyor. 84 maddede değişiklik var. Ancak masanın temsil gücü çok önemli. Masa mutabakata vardığı anda toplumun geniş kesiminin desteğini alabilir. Gerekirse de üzerinde değişiklikler yapılabilir. Bizim çalışmalarımız da 6’lı masada metne girdi. 2012 yılından buna ortak bir anayasa çalışması yapılamıyordu, biz yaptık.

- Seçimlerde 6’lı masanın önemi ne sizce? 

Önümüzdeki seçimleri uzlaşı anlayışı ve demokrasi kazanacak. Bu seçimlerde demokrasi kazanınca tüm dünyadaki demokratların umutları yeşerecek. Çünkü popülist otokratlar, demokrasiyi savunanların umudunu kırıyor. Seçimi değil, Türkiye’yi kazanmalıyız. Türkiye’yi yönetmekte başarılı olamazsak kötü olur. Ülkenin güvenliği, ekonomi performansı konusunda çok çalışmalıyız. O zaman yeni bir tek adam veya tek kadın aramaya başlarlar. İttifak diye başlar, itilafla biter, bugünden anlaşalım, uzlaşalım, kimsenin eline malzeme vermeyelim.

"İTTİFAK İÇİN HAZIRIZ..."

- Uzlaşı kolay oluyor mu?

72 başlıktan 36 konuda tam mutabakat sağladık. Çalışma benim tahminimden daha hızlı ve daha geniş bir alanda uzlaşı oluşuyor. Asgaride değil, geniş alanda uzlaşı oluşuyor. Geçiş sürecinin yol haritası bitince hemen ortak aday, ittifak ve seçim işbirliği modelleri üzerine çalışılacak. Seçim haziranda olursa illa seçim takvimini beklemeyebiliriz.

- Daha erken de açıklanabilir mi diyorsunuz?

Cumhurbaşkanı adayımızın belli olması lazım. Adayımızla çıkmalıyız otobüsün üzerine. Ortak aday, ittifak ve veya seçim işbirliği modaliteleri üzerine çalışacağız. Bu ne demek? “DEVA olarak biz 41 ilde seçime gireceğiz” dedik. Diğer illerde partilerle nasıl işbirliği yapabiliriz diye düşünüyoruz. Çünkü milletvekili sayısını da maksimumda oluşturmak zorundayız. Diğer illerde 6’lı masa ortak hareket ederse daha fazla milletvekili çıkarabilir. Simülasyonlar yapıyoruz, başka partiler de simülasyonlar yapıyor. Çalışmaların bitmesi sonunda ittifak için hazırız demektir.

ÖNCELİK ULUSAL ÇIKARLAR

- Dış politikada yönünüz ne tarafa?

Ülkenin dış politikası insan gibi tek tarafa dönmez. Her coğrafyada etkili olabiliriz. Biz iki açıdan değerlendiriyoruz. İlki ulusal çıkarlar açısından ilişki seti var. Bir de uzun vadeli ilişki geliştirmemiz gereken ülkeler var. Demokrasi, insan hakları, hukuk, özgürlükler. Bu konularda yüksek standartlara sahip ülkelerle uzun boylu ilişki kurmak gerekiyor.

- Avrupa Birliği (AB) ile kopan ilişkiler onarılabilir mi?

AB Bakanlığım döneminde, her şeyi öğrendik. O işe sahip çıkılsaydı her konuda AB standardını yakalardık. Üyelik iki aşamalı, teknik ve siyasi meseleler. Siyasi meselede çok ayrı düştük. Ama 3-4 senede ilişkiler bir yere gelir. AB bizi yeniden güçlü görmeye başlar o zaman biz değil, onlar bize gelir. Üyelik de teferruat olur. Önce ulusal çıkarları koruyacağız.

ORTA DİREK YIKILDI

- Asgari ücret belirlenecek. Görüşünüz ne?

Türkiye’de asgari ücret alan yurttaşın sayısı artıyor. İşveren de zorlanıyor. Asgari ücret gerçek enflasyon ve refah payıdır. 2002 ile 2006 arasında Türkiye’de hızlı düzelme oldu. Yolsuzlukların azaldığı, kayırmanın bittiği yıllardı. Eşitlik, rekabet vardı. Gelir dağılımı düzelmişti, şimdi büyük bir uçurum var. Orta direk yıkıldı. Parası olan para kazanıyor. Bu yılki bütçede faiz 130 milyar, gelecek yıl 547 milyar. Cumhuriyet tarihinde böyle faiz ödenmedi. Faiz için ek bütçe yaptılar. 20 yıldır ilk kez yaptılar.

- Kemal Kılıçdaroğlu, ilk planda 150, genelde de 418 milyar dolarlık dış yatırımdan söz etti. Gerçekçi buluyor musunuz?

Türkiye doğru yönetildiğinde potansiyel ortaya çıkıyor, kötü yönetildiğinde içine kapanıyor. 2002’de bakanlık görevine geldiğimizde yıllık ortalama dış sermaye 1 milyar dolardı, doğru işler yapınca 22 milyar dolara çıktı. Gerçekçi rakamlar, daha iyisi de olabilir. Bizim genel merkezimize de fon yöneticileri ve dış yatırımcılar geliyor. Eskiden, “Hükümet ne yapacak” derlerdi, şimdi “Siz ne yapacaksınız” diyorlar.

12 YAŞINDAKİ ÇOCUK BİLE KONUŞMAKTAN KORKUYOR

- Sahadasınız. Yurttaşın gündemi ne?

Bir numaralı sorun hayat pahalılığı ve göç meselesi. Suriyeliler sorunu halkı etkiliyor. Adıyaman’da esnaf ziyaretinde gördüm, 12 yaşında bir çocuk bana, “Ağabey paraları hep yabancılara dağıtıyor” dedi. Ağabey dediği Sayın Erdoğan. Adı Erdem’miş. “Kim ağabey” dedim. Yere baktı, güldü. Bu iki şeyi gösteriyor: Biri ülkenin kaynaklarının doğru kullanılmadığını, öteki de 12 yaşındaki bir çocuğun bile ifade özgürlüğü konusunda sıkıntı yaşadığını.

SERVET TRANSFERİ VAR

- Türkiye büyük bir ekonomik kriz yaşıyor. TÜİK’in açıkladığı kasım ayı enflasyon rakamlarını nasıl değerlendirdiniz?

TÜİK’in rakamları eskisi gibi güvenilir noktada değil. Bağımsız araştırmalarda başka çıkıyor, TÜİK başka söylüyor. Önemli olan vatandaşın hissettiği enflasyon. Her ne kadar bir puan düşmüş gibi gözükse de güvenilirliği yok. Sahada alışverişe çıkan vatandaşların söyledikleri iç acıcı değil. Memurların, emeklilerin, çalışanların maaşları TÜİK’in enflasyonu kadar artırılıyor, oysa gerçek enflasyon çok farklı. Arada dağ kadar fark var. 

- Hükümetin uyguladığı bir model var. Sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İşgücünün milli gelirden aldığı pay son iki yılda yüzde 37’den yüzde 25’e düşmüş. Sermayenin payı da bir o kadar artmış. Emeğin gücü düşerken sermayenin gücü artıyor. Bunun nedeni de kur korumalı mevduat ve ödenen yüksek faiz. Küçük küçük vergileri toplayıp zaten parası olana bir o kadar daha para veriyorsunuz. Büyük bir servet transferi var.

HÜKÜMETİN YOL HARİTASI NİTELİĞİNDE

- DEVA Partisi olarak seçimlere ne kadar hazırsınız? 

81 ilde, 742 ilçede varız. Hakkâri teşkilatımız ne kadar güçlüyse Trabzon’da eşit ölçüde güçlüyüz. Kimlik siyaseti yapmıyoruz. 13 politika başkanımız var. Aşağı yukarı bir hükümetin tüm organlarını karşılıyor. 22 planda eylem planımız var. Seçim sonrası kurulacak hükümetin yol haritası niteliğinde.

VATANDAŞ ‘6’LI MASAYI DAĞITMAYIN’ DİYOR

Ziyaret ettiği kentlerde yurttaşın sıkıntısını dinleyen Babacan, “Bize ‘6’lı masayı dağıtmayın, seçime birlikte girin’ ricasında bulunuyorlar. Bu çok önemli” diye konuştu.

Özgür Özel'den çağrı: 21.00'de hep birlikte ayağa kalkıyoruz Özgür Özel'den çağrı: 21.00'de hep birlikte ayağa kalkıyoruz

Kaynak: www.cumhuriyet.com.tr

Editör: Haber Merkezi