EKONOMİ

Depremzedelere verilen kredilerde 'değişken faiz' iflasa yol açtı!

Son bir yılda Türk Lirası referans faizindeki altı kat artış, özellikle deprem bölgelerinde ödeme zorluğuna neden oldu. Bu durum, iflas noktasına gelen işletme sayısında artışa sebep oldu. Değişken faizli kredilerin maliyeti, anaparanın üzerine çıktığı için deprem bölgesindeki ödemeler kritik bir hal aldı.

6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan büyük depremin ardından deprem bölgesinde faaliyet gösteren işletmelerin mali durumu, değişken faizli kredilerin maliyetinin anaparanın üzerine çıkmasıyla kritik bir hale geldi. Zor durumda olan şirket sayısının hızla arttığı belirtilirken, bazı şirketlerin kredilerini dövize çevirme taleplerinin bankalar tarafından reddedildiği bildiriliyor.

Deprem bölgesindeki birçok işletme, Hazine destekli Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaletiyle aldığı kredilerin maliyetindeki olağanüstü artış nedeniyle geri ödeme zorlukları yaşıyor. İşletmeler, referans faize endeksli değişken kredilerinin maliyetinin anaparanın üzerine çıkmasıyla iflasın eşiğine gelmiş durumda. Bazı şirketler, yükselen faiz yükünden kurtulmak için kredilerini dövize çevirmeyi önerse de bankalar, KGF garantisinden çıkmamak için bu talepleri kabul etmiyor.

Depremzedelere yönelik kredi desteklerinin sunulduğu Kredi Garanti Fonu, depremden etkilenen 11 il için iki yeni kredi paketi dahil etmişti. Ancak, faizlerin yükselmesiyle birlikte işletmelerin ödeme zorlukları arttı. TLREF'e endeksli kredilerin maliyeti, Merkez Bankası’nın politika faizini yükseltmesiyle birlikte hızla artışa geçti. Deprem sonrası faizsiz kredi desteği de sunulmuş olsa da, bu kredilerin büyük bölümü TLREF’e endeksli olduğu için ciddi maliyet sorunları ortaya çıktı.

Deprem bölgesindeki işletmelerin geleceği, kredi maliyetlerindeki artış nedeniyle belirsizliğini koruyor. Faiz oranlarının yüksek seyretmesi, bu işletmelerin mali sürdürülebilirliğini tehdit ederken, iflas riski altındaki şirketlerin sayısı artıyor. Uzmanlar, kredi maliyetlerinin azaltılması ve daha sürdürülebilir finansman modellerinin oluşturulması gerektiğini vurguluyor.