Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, partisinin getirdiği ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçimlerde anlatarak oy topladığı imar affı düzenlemesi bir daha çıkmasın diye anayasal engel gerektiğini söylemişti.

Bozdağ burada muhalefet partilerini de suçlamıştı: “Meclis’in de bu anlamda anayasayı değiştirmedikçe adım atamayacağı bir düzenlemeyi tartışmakta elbette fayda var. Sadece Meclis’in iradesine kaldığında zaman zaman bakıldığında partiler bu konuda farklı eleştiriler yapsa da bir araya kolay gelebiliyor.

Meclis tutanakları

Diken, söz konusu yasanın geçtiği görüşmenin Meclis tutanaklarını araştırdı.

Özgür özel'in ışık yakıp kapatma eylemine halk katıldı Özgür özel'in ışık yakıp kapatma eylemine halk katıldı

Bozdağ burada ‘imar affı’nın torba yasadan çıkarılmasına dair muhalefet önerilerini “Katılmıyoruz” diyerek reddederken, yasanın vatandaşa yarar sağlayacağını anlatmıştı.

Ayrıca, Bozdağ’ın söylediklerinin aksine muhalefet partileri bu maddeye şiddetle karşı çıkmıştı. Karşı çıkanlar arasından bugün iktidarın ortağı MHP de vardı.

Geçiçi madde

10 Mayıs 2018’de Meclis’te ‘imar affı’nı da kapsayan torba yasa tartışılmıştı.

İmar kanununa eklenen geçici 16’ncı maddeyle 31 Aralık 2017’den önce yapılmış kaçak ve devletle ihtilaflı binalar için ‘cüzi bir bedel’ karşılığı ‘imar barışı’ sağlanmıştı. Uygulama dört defa uzatılarak yerel seçim senesi 2019’un sonuna kadar sarkmıştı.

Uzmanlar, uygulamanın olası depremlerde can ve mal kaybını en üst düzeye çıkaracağını söylüyordu. İktidarsa deprem bölgesinde yıkılan binaların kaçının imar affından yararlandığı ya da kaçak yapıldığıyla ilgili bilgi vermekten halen kaçınıyor.

Bozdağ’ın açıklamaları

Torba yasa hakkında söz alan Bekir Bozdağ, şunları söylemişti:

*Hükümetimiz 16 Nisan daha gelmeden önce, halk oylamasının sonucunu öngördüğümüz için bakanlıklar faaliyetine başlamış, bu çalışmalar büyük bir titizlikle yürütülmüştür ancak seçimlerin öne alınması nedeniyle parlamentoda geniş anlamda tartışma fırsatı maalesef ortadan kalkmıştır. O nedenle bugün huzurlarınıza bu yetki kanun tasarısını getirmek zorunda kaldık. Bu tasarının Meclis’e gelmesi hükümetimizin tercih ettiği bir yöntem değil, yapmak zorunda kaldığı bir husustur, bir zorunluluktur, bunun altını özellikle çizmekte fayda görüyorum.

Suç değilmiş

*Elbette yürürlüğe girecek ve biz bu süre dolsa dahi bu düzenlemeleri yapabiliriz, geçmişte de bunun pek çok örnekleri var ve bu düzenlemeler yapıldı ve Meclis’imizden geçti ve hepsi şu anda yürürlüktedir. 

*O nedenle altı aylık sürenin aşılmış olması bu düzenlemelerin yapılmasına engel değildir, bu bir suç da değildir çünkü çok net bir şekilde düzen süresi, hazırlanma süresidir. 

*Hükümetimiz de bu süre içerisinde ilgili düzenlemeler üzerinde çalışmış ama demin ortaya koyduğum rakamlar çerçevesinde çok büyük değişiklikler yapma zarureti ortaya çıktığı için parlamentonun da görev süresine az bir zaman kaldığı için yeni sistemin cumhurbaşkanının yeminiyle yürürlüğe gireceği de dikkate alınarak, bu konuda bir yetki kanunu Meclis’e sevk edilmiştir. 

‘Tamamı anayasaya uygun’

*Sevk ettiğimiz yetki kanunu tasarısı anayasaya tamamen uygundur, içindeki düzenlemelerin her biri de anayasaya uygundur, anayasaya burada bir aykırılığın olması söz konusu değildir. Yapılacak düzenlemelerin tamamı anayasaya uyum maksadıyla yapılacak düzenlemelerdir ve burada kanunların tamamının sayılmamış olması bir anayasaya aykırılık sorunu değildir, bunun altını da özellikle çizmek isterim.

CHP şerh düştü

Dönemin CHP Tokat milletvekili Kadim Durmaz, söz alarak şunları söylemişti:

*Arkadaşlar, bu yasalar, bu uyum yasaları bu ülke için hayati önem arz ediyorsa seçime kırk altı gün kala bu, piyasaya sürülmez. Bu, aynen, çıkmak üzere olan yumurtanın şey aradığı gibi olur ve sağlıklı olmaz. Bu torba yasalarla bir gelenek hâline getirip bu parlamentoya kalitesiz yasaları çıkarma alışkanlığını siz ne yazık ki ihdas ettiniz.

*Bunun yolu o anayasamızı tanımak, onu saygın kılmak ve onun 2, 7, 87 ve 91’inci maddelerine aykırı, kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması konusundaki bu yetki tasarısına karşıyız ve diyoruz ki: Aziz millet bu parlamentoda yaptıklarınızı ve bu ülkeye yaşattıklarınızı unutmayacak, inşallah, 24 Haziran’da da “Tamam” diyecek diyoruz.

Durmaz’ın bu sözleri üzerine, “Hükümet katılıyor mu” sorusu yöneltilen hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ, “Katılmıyoruz” yanıtını verdi.

‘Yüz binlerce insanımız hayatını kaybedecek’

Söz konusu torba yasaya ret oyu veren tek parti HDP olmuştu. Dönemin İstanbul milletvekili HDP’li Garo Paylan söz alarak şunları kaydetmişti:

*İmar affıyla ilgili de bir hatırlatma daha yapayım çünkü vebali boynunuza olacak, onu söyleyeyim, biz muhalefet edeceğiz. Biz elbette vatandaşımızın mülkünün bir barınma hakkı çerçevesinde kayıt altına alınmasını sonuna kadar destekliyoruz ama barınma hakkıyla rantiyeciyi ayırmazsanız böyle varlık barışı olmaz arkadaşlar.

*Tüyü bitmemiş yetimin hakkı var burada, vebal altındasınız. O binalar denetimden geçmeden o binaları kayıt altına alırsanız arkadaşlar, yarın öbür gün olabilecek her şeyde vebal altında olacaksınız. O binalar bir depremde yıkıldığında binlerce, on binlerce, yüz binlerce insanımız hayatını kaybedebilecek.

*O binaları kayıt altına aldığımızda arkadaşlar, onlara iskan belgesini verdiğimizde o binalar yıkılmayacak, kentsel dönüşüm yavaşlayacak, bunu böyle bilin çünkü 10 kat kaçak binası olan bir insana siz derseniz ki “Arkadaş, ben senin binana kayıt veriyorum, temize çıkarıyorum” o insan o binayı yıkmaz, 10 daireden kirayı alır, sittin sene o kirayı almaya devam eder.

MHP de uyarmış

MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek de imar affına katıldığını bazı bölümlerineyse karşı çıktıklarını söylemişti. Şimşek şunları kaydetmişti: “Yani imar affının kapsamı içerisinde biz birtakım şeyleri destekliyoruz ama bu şekilde gelmesini de doğru bulmuyoruz. İmar planı olmadan sadece bir krokiyle bir önerge gelip geçebilir mi? Bir de İstanbul Boğazı yani en hassas yer. Biz bu şekilde karşı olduğumuzu belirtiyoruz.”

Kaynak: www.diken.com.tr

Editör: Haber Merkezi