Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl 30 Kasım’da, “Yeni ekonomi modeline geçiyoruz” dedi. Yeni modelin bir yıllık faturası ağır oldu. Yurttaşın geçim derdi katlanarak arttı. “Asgari ücret artsa da alım gücü yükselmedikçe, enflasyon düşmedikçe bir şey ifade etmez” diyen yurttaşa, yaşadıkları sıkıntıları ve beklentilerini sorduk.
‘DURUM İYİ DEĞİL’
Faruk Üzgün, “Her şey çok pahalı. Geçim şartları çok zor. Haliyle asgari ücret en az 15 bin TL olmalı. Bu, çalışanların hak ettiği en az miktar. Alım gücü düşmeye devam ederse asgari ücret zamları bir şey ifade etmeyecek” diye konuştu.
Ev kirası, temel ihtiyaçlar, sağlık harcamaları gibi giderlerin gelirden çok daha yüksek faturaya ulaştığını söyleyen Güler Uğuz, “Asgari ücret en az 20 bin TL olmalı. Emekliyim ve altı bin liraya yakın gelirim var. Kirayı verdikten sonra kalan para yetmiyor. Dışarıda su almaya korkuyorum. Hayat çok zor. Kış geliyor, sobalı evde yaşıyorum. 25 torba kömüre 4 bin TL ödedim. Her gün bir torba yaksak bir ay ancak yeter. Halimiz hiç iyi değil” dedi.
‘VERGİ YÜKÜ KALKMALI’
Hüseyin Erbaş, “Ev kiralarının en az 5 bin TL olduğu yerde, 10 bin liranın altında gelire sahip birinin geçinme şansı olamaz. En azından asgari ücretli üzerinden vergi yükü kaldırılmalı. Asgari ücret artışıyla birlikte yapılan zamlar görülürse kimse oy vermeye devam etmez” dedi.
Ekonomi politikalarının, enflasyonu düşürmek üzerine kurulmasını söyleyen Hasan Erbaş ise “Bu zamlar bu şekilde devam ettiği sürece Türkiye’de hiçbir şey değişmeyecek. Bir cebe koyarken diğer cepten aldıkları için değişen bir şey olmuyor” diye konuştu. Hayat şartlarının zorluğundan yakınan İbrahim Kızıl, “Kriz var ama fırsatçılar da var. Daha asgari ücret açıklanmadan zam yapmaya başlıyorlar. Seçim yaklaştığı için hükümet maaş zamlarını yüksek tutabilir, ama seçimden sonra eski halini bulur” dedi.
Toplumun asgari ücretle çalışmaya alıştığını söyleyen Ahmet Muhtar, “Asgari ücret, nüfusun yüzde 10’unu kapsamalı. Bizde çalışan nüfusun yarısından fazlası asgari ücretle çalışıyor ve bu oran giderek artıyor. Bu yol, doğru yol değil” ifadelerini kullandı.
Gülağa Hacısalihoğlu, “Bu şartlarda yetmez tabii ama işvereni de düşünmek lazım. Maaşlardaki artış, üretimi de etkileyecektir. İşten çıkarma dalgasının oluşmamasını ümit ediyorum” diye konuştu.
‘HALK UYANDI...’
“Emekli nasıl geçinecek” diye soran Necmettin Gülşahin, “Emekli maaşı en az 14 bin lira olmalı. Peynirin kilosu 200 lira, domatesin kilosu 30 lira. Emekli, aldığı 3 bin lirayla ev kirasını mı verecek, faturalarını mı ödeyecek? Kendilerine kepçeyle verdiklerini bize kaşıkla bile vermiyorlar. Sonra oy istiyorlar. Yok öyle oy. Ben emekliyim cebimdeki 30 lirayla ay başına kadar idare edeceğim. Bu sorunları görmek iktidarın işine gelmiyor. Halk artık uyandı. Bu sefer oy alamayacaklar. ‘Hep bana’ diyene değil, halk için çalışana oy var” dedi.
İŞSİZLİK KORKUSU
Ferhat Güzel, “Hiç kimse geçinemiyor. Ben emekliyim, 3 bin 500 lira maaş alıyorum. Altı ayda iki defa ev kirama zam yaptılar. Patatesin kilosu 15 lira oldu. Kiralar 8 bin lirayken ayağımıza giyecek ayakkabımız yok. Hayat çok zor” diye konuştu.
Asgari ücret artışının piyasayı da etkilediğine değinen esnaf Akif Yalman, “Asgari ücret arttıkça diğer zamlar da artıyor. İki katına çıksa her şey iki katına çıkıyor. Asgari ücret arttıkça mecburen işten çıkarmalar da söz konusu olacak” dedi.
Kaynak:www.cumhuriyet.com.tr