2020 yılında Kovid-19'un hayatımıza girmesiyle birlikte birçok salgın hastalık da yaşanmaya başladı. Aralık ayında viral enfeksiyon salgını meydana geldi.
Konuyla ilgili konuşan Türkiye Yoğun Bakım Derneği, yoğun bakım ünitelerinin doluluk oranının yüzde 100'e ulaştığını ve bu nedenle ameliyatları iptal etmek zorunda kaldıklarını söyledi. Türk Acil Tıp Derneği (TATD), acil servislerin aşırı yüklendiği konusunda uyardı.
İSTANBUL'DA ÇOK SIK GÖRÜLÜYOR
İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hace Ayşen Yavru, BBC'ye yaptığı açıklamada, hızla artan viral enfeksiyon salgınının ağırlıklı olarak İstanbul'da görüldüğünü söyledi.
Ortaya çıkan enfeksiyon nedeniyle sağlık kuruluşlarında çeşitli aksaklıklar yaşandığını belirten Yavru, halihazırda kapasitesinin üzerinde çalışan acil servislerde aksaklıklar yaşandığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Yoğun bakım yatağının en fazla olduğu il olan İstanbul'da, boş yatak olmaması nedeniyle yoğun bakım servisleri altyapısı yetersiz olarak açılıyor, ancak bunların yetersiz kalması durumunda servislerde bulunan sedyelerde entübe hastalar izleniyor. ve acil servisin kırmızı alanlarında.
Sağlıkçı meslektaşlarımız ve sahadaki hastalarımız bu acı durumla mücadele ederken, sağlık otoritelerinin herhangi bir uyarıda bulunmadığını da görüyoruz. Ancak toplu taşıma araçlarında maske takmak gibi basit bir önlem bile yeterli olabilir."
2024 yılını salgınla açtığımızda ne tür virüsler göreceğimize ilişkin açıklamalarda bulunan TTB Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Acil Tıp Uzmanı Özgür Karcıoğlu'na göre, "Grip (A ve B), RSV, virüsün çeşitli varyantları" COVİD-19 ve rinovirüs gibi diğer virüsler, eski virüslerle karışık bir salgın var” dedi:
"Halkın ağırlıklı olarak COVİD-19 endişesi var ama benzer ölüm oranlarına sahip olan grip virüsleri konusunda bu kadar endişe yok. Ancak grip aşısı yüksek düzeyde olsaydı hem hastaneye başvuruları etkileyen grip hastalığı azalırdı ve diğer viral enfeksiyonlara karşı bağışıklık artacaktır. "
YOĞUN BAKIM SERVİSLERİ DOLU
İTO yönetim kurulu üyesi Yavru, bu ciddi viral enfeksiyonların 65 yaş üstü, astım, kalp, kanser gibi kronik hastalıkları olan kişilerde organ yetmezliğine neden olabileceğini ve yoğun bakım ihtiyacının ortaya çıktığını söylüyor:
"Yoğun bakım yataklarının akılcı kullanılmaması ve kronik hastaların izlenebileceği palyatif bakım üniteleri gibi tesislerin oluşturulmaması nedeniyle zaten sınırlı olan yatak sayıları, bu salgın dönemlerinde tamamen yetersiz kalıyor."
"Hem bu anlamda hem de hastane öncesi sağlık hizmetlerinin sunumunun organize edilememesinde salgına dikkat çekmeyen sağlık otoritesinin sorumluluğu var".
VİRÜSTEN KORUNMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ?
TTB, toplu taşıma gibi toplu ve kapalı alanlarda maske kullanılmasını öneriyor.
Karcıoğlu, bu önlemler alınmazsa salgının "kaçınılmaz olarak" yayılacağını, grip ve zatürre aşısının kilit rol oynadığını da belirtiyor:
"Aşıların ciddi bir yan etkisi kaydedilmemiş veya kanıtlanmamış olsa da, aşıların kalp krizi, felç, kısırlık ve diğer ölümlere neden olduğu yanılgısı birçok masum insanı etkilemekte ve aşıdan kaçınmalarına neden olmaktadır.
Hem uzman dernekler hem de devlet aşı, maske gibi koruyucu tedbirlere vurgu yaptığında, kamuoyu bu hassasiyeti gösterdiğinde, aşı karşıtı safsatalara ve yalanlara inanmadığında salgın hastalıklar en az kayıpla atlatılacaktır. Tüberküloz, kızamık, çiçek, kuduz ve tetanosla nasıl mücadele edildiyse, bu salgınlar da tarihe öyle geçecektir."
Hastanelerde yoğun bakım yapılmadan bir süre sonra artan uygulamalara ayak uydurmak mümkün olmayabilir. Aslında bu salgın sırasında İstanbul'da böyle bir durumun var olduğu anlaşıldı.
Özel sektörde çalışan yoğun bakım hekimlerinden alınan bilgilere göre, yoğun bakım ünitelerinden nakledilmesi gereken hastaları kamu hizmeti yataklarına bağlayan Ek 3 form sisteminin çalışmadığı ve ek yük oluşturduğu anlaşıldı. sağlık çalışanları.
Üstelik meslek dernek ve kuruluşlarının yıllardır yaptığı "Birinci basamak sağlık hizmetlerinin sorunları çözülsün, aksi takdirde üçüncü basamak sağlık hizmetleri en ufak bir salgında çöker, yoğun bakımların akılcı kullanımı için gerekli mekanizmalar kurulmalıdır.'' şeklinde uyarılarda bulundu.
