Aydoğan, müdahaleyle ilgili olarak kolluk kuvvetlerine ve dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya ayrı ayrı suç duyurusunda bulundu. Polis dosyası arşivlenerek Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) gönderildi. Anayasa Mahkemesi, polisin orantısız güç kullanarak toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını engellediği gerekçesiyle hakların ihlal edildiğine karar verdi. Soylu'nun davasında İstanbul Başsavcılığı "yetkisizlik" kararı vererek dosyayı Ankara Başsavcılığı'na gönderdi.
ÇOĞUNLUK GEREKÇESİ
Ankara Başsavcılığı 'yetersizlik' kararı vererek konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne taşıdı. Aydoğan, Soylu'nun yargılanması için de Meclis'e dilekçe verdi. Ancak dilekçe Meclis'te çoğunluk sağlanamadığı için reddedildi.
Dilekçenin Meclis'te reddedilmesinin ardından Aydoğan Soylu, davasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıdı. Konuyla ilgili Cumhuriyet'e açıklama yapan Aydoğan, süreçle ilgili Cumhuriyet'e konuştu.
Soylu hakkında soruşturma açılmasının Anayasa'nın 106. maddesi uyarınca TBMM'nin salt çoğunluğunun 5/3 veya 3/2 kararı gerektirdiğini ve bu konudaki yetkinin Büyük Millet Meclisi'ne ait olduğunu bildiklerini beyan ederek, Aydoğan şunları söyledi:
“Meclis’e bununla ilgili dilekçe sundum ancak Soylu hakkında açılan davada yetkinin devredildiği Meclis davayı reddetti. Soylu tüm Cumartesi Anneleri ve insan hakları savunucularını toplum önünde hedef göstererek suç işlemiştir. İç hukuku tükettiğim için AHİM’ye gidiyorum. AİHM’den olumlu bir karar çıkacağını düşünüyorum" dedi.