TV100’de Candaş Tolga Işık'ın sunduğu Az Önce Konuştum programına konuk olan Aslantuğ; TİP’ten teklif gelmemesi durumunda siyasete girmeyi düşünmediğini açıkladı. Aslantuğ yıllardır hem sağdan hem de soldan adaylık teklifi aldığını da anlattı.
Işık’ın sorularını yanıtlayan Mehmet Aslantuğ siyasete girme nedeni olarak gençliğin yurtdışına göçüne dikkat çekti ve şunları söyledi:
“Sanatçı muhaliftir, uyarır. Yaptığı işe politik iklimi dahil eder. Ekonomik travmaları, sosyolojik travmaları kendine dert edinir bunu iktidara, muktedire hatırlatır.
Giden çocukların burada tutunmak için çok çaba sarf ettiğini biliyoruz. Doğrudur o kanaatim vardı ama Türkiye artık orada değil. Türkiye artık bambaşka bir sınavdan geçiyor, beni de siyasetin içine çeken bu sorumluluktur.
Bunun için birçok şeyi ötelemiş oldum, bunların lafı bile olmaz çünkü o bireysel konfor alanını arkadaşlarımız terk etmiş, gençler terk etmiş, herkes bir sorumluluk üstleniyor. Son derece de barışçıl bir dille üstleniyor.”
Devlete dair de analizler yapan Aslantuğ sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devlet insanla var, halkla var. Halk varsa devlet var, ondan soyutlanmış bir şey değil ve sevdikçe kutsar. Olağanüstü koşullarda o kurumlar sevimsiz, hoyrat, acımasız vs. hale gelirse, her şeyi sual edebilir. Burayı devletin organları iyileştirecek. Gelişmiş batı ülkelerinde mühendislerin altında teknisyen kadrolarını iyi kurar, onları da mutlu etmeye çalışır. Elbette kapitalizmin kuralları işlerken, sosyal devleti ihmal etmiyorlar. Bizim hemen sosyal devleti inşa etmemiz lazım.”
Eşi Arzum Onan’ın siyasete girmesini desteklediğini dile getiren Aslantuğ “Olumsuz bakmadı, aynı heyecanları yaşıyor. Bu ülkenin geleceğiyle ilgili aynı sevgiyle, muhabbetle aynı heyecanı yaşıyor. Entrikaları yok pırıl pırıllar” dedi.
Aslantuğ, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını yüzde 100 doğru bulduğunu, Muharrem İnce’nin hem adaylığını hem de üslubunu çok yanlış bulduğunu belirterek “Çok da konuşmayalım bence” dedi.
Mehmet Aslantuğ, 10 Şubat 1999’da yaşanan ve Ahmet Kaya’nın ülkeyi terk etmesiyle sonuçlanan olaylara ilişkin de şu yorumu yaptı:
“Ben bu kadar kirlenmiş bir zamanda, zeminde yaptığımı meziyet olarak konuşmayı bile zulüm olarak kabul ettim. Orada büyük bir ayıp var, yapılan şeyi iltifata gerek yok. Bakmamız gereken odaklanmamız gereken o ayıp. Hepsi özür diledi.”
© The Independentturkish