CHP lideri Kılıçdaroğlu, geçen cumartesi günü askeri konularda faaliyet gösteren ve kurucuları arasında AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir dönem danışmanlık yapan emekli tuğgeneral Adnan Tanrıverdi'nin de olduğu Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin (SADAT) kapısına gitmiş; “Cumhuriyet Halk Partisi, demokratik yollarla bu ülkede seçimin yapılması için her türlü çabayı gösterecektir. SADAT gibi kuruluşlar, kim olursa olsun seçimi gölgeleyecek, seçimin güvenliğini sarsacak herhangi bir şey olursa sorumlusu SADAT'tır ve Saray'dır. Bunu bütün halkımıza açık ve net ifade ediyorum” diye konuşmuştu.
Cumhuriyet yazarı Orhan Bursalı’nın sorularını yanıtlayan CHP lideri, “SADAT gibi bir kuruluş demokratik bir ülkede dernek adı altında örgütlenemez. Gayri nizami harp, sabotaj, terör gibi konularda insanları alıp eğitmek bir derneğin işi değil. Eğer bunu bir dernek üstlenmişse ve bu bağlamda iktidardan da destek alıyorsa, Türkiye sağlıklı bir demokratik sistem oluşturamaz. Bu durumu eleştirmek lazım ama insanlar korkuyor, çünkü bu kuruluşun ne yapacağı belli değil” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Daha garip olan, bu derneğin başkanının daha düne kadar Erdoğan’ın başdanışmanlığını üstlenmiş olması. TSK var, Emniyet, MİT var, bunları bir tarafa bırakıyorsunuz, gayri nizami harp konusunda, sabotaj, suikast nasıl düzenlenir gibi konularda insanları eğiten bir derneğin başkanlığını yapan eski askeri, başdanışmanlığınıza getiriyorsunuz. Özellikle Suriye konusunda bu derneğin Erdoğan’ın talimatıyla farklı roller üstlendiği kanısındayım. Buna ilişkin açıklamalar, duyumlar, görseller hepsi var. Yasadışı bir işlem yasal görünümlü bir dernek aracılığıyla yapılıyor” ifadelerini kullandı.
“Saray’ın talimatıyla yasadışı bir işleme girenler, aynı talimatla yurtiçinde de bu işleri yapabilir” diyerek uyarıda bulunan CHP lideri, şunları kaydetti:
Bu konuya toplumun dikkatini çekmek istiyoruz, seçimler var, seçim güvenliği söz konusu. Demokratik bir ülkede seçim güvenliği elbette ki Emniyet güçleri, valisi, kaymakamı, sandık kurulu yöneticileri, siyasi partilerin temsilcileri görevlerini yasal çerçevede yaptıkları bir ortamda alınır. Eğer siz bu yasal ortamı yok etmek ve daha farklı bir ortamda seçime gitmek istiyorsanız, o zaman ciddi sorunlar var demektir. Buna toplumun dikkatini çekmek istedim.
'SİZE ULAŞTIRILAN BELGE-DUYUMDA NE SÖYLENİYORDU?' SORUSUNU YANITSIZ BIRAKTI
“Size ulaştırılan belge-duyumda ne söyleniyordu?” sorusunu, “Bu konuya girmek istemem” diyerek yanıtsız bırakan Kılıçdaroğlu, “Kamuoyunun dikkatini bunların üzerine çekmemiz lazım; bunlar, toplumu sarsacak olaylar yapmasınlar” dedi.
“İnsanlarda ‘Yahu sandığa gitsem de bir şey değişmeyecek, nasıl olsa bunlar gitmeyecek’ algısını beslemek istiyorlar. Bu algıdan toplumun kesinlikle kurtulması lazım” diyen Kılıçdaroğlu, “Evet biz sandığa gideceğiz ve bu ülkeye demokrasiyi demokratik yollarla getireceğiz, bu inançla sandığa gitmeli” çağrısı yaptı.