Hazine ve Maliye Bakanlığı, dünkü Resmi Gazete’de Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Genel Tebliği’ni yayımlayarak “Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun”la ilgili yeni bir adım attığını duyurdu. Buna göre “kamusal nüfuz sahibi kişiler”in finansal işlemlerine ilişkin yükümlüler tarafından alınması gereken sıkılaştırılmış önlemler uygulanacak.
HÜKÜMET VE PARTİLER
Düzenlemeyi değerlendiren isimlerden EY Türkiye Vergi Ortağı Abdulkadir Kahraman, mali suçlarla mücadeledeki yetersizlikler nedeniyle Türkiye’nin OECD bünyesindeki Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından geçen yıl “Gri Liste”ye alındığını anımsatarak şöyle devam etti:
“Bu listedeki eksikliklerden biri de kamusal nüfuz sahibi kişilerin (hükümet yetkilileri, siyasi parti yetkilileri, üst düzey yöneticiler ve bunların akrabaları/yakın ortakları) bu nüfuzu kullanarak bir menfaat sağlayıp sağlamadıklarına ilişkin netleşmeydi. Bu kişilerin gerçek lehdar/faydalanıcı bildirimi kapsamına alınması gerekiyordu. Çünkü bu kişiler, yüksek profilli bir siyasi role sahip bireyler veya önemli bir kamu faaliyetinde görevlendirilmiş kişiler. FATF Rehberi’ne bu kişiler, sahip oldukları pozisyon nedeniyle karapara aklama ve/veya terörün finansmanına karışma konusunda daha yüksek risk taşıyor.” Ayrıca FATF’nin Türkiye ile ilgili 39 maddelik eksik listesinde Merkez Bankası’nın yayımladığı ödemeler dengesi bilançosundaki “net hata ve noksan” kalemindeki fazlaya da atıf var.
Düzenlemeyi “Türkiye’nin Gri Liste’den çıkma çabası” olarak yorumlayan Eski MASAK Başkan Yardımcısı Dr. Ramazan Başak ise listeye ilk kez 2010 yılında girildiğini ifade etti. “2013’te istenen düzenlemeler yapılmış ve Türkiye 2014’te listeden çıkarılmıştı. Şimdi de benzer düzenlemeler hayata geçiriliyor” diyen Başak şunlara dikkat çekti:
29 KURUM YÜKÜMLÜ
“Bu düzenleme şölye işliyor. MASAK’a yükümlü olan 29 kurum var. Aralarında bankalar, sigorta ve yatırım şirketleri, kripto borsaları vs de yer alıyor. Bu tebliğ ile MASAK, yükümlülerine ‘Kamusal gücü bulunan kişiler ve yakınlarının hareketlerini sıkı takibe alın’ diyor. Geçtiğimiz hafta OECD çok sert bir açıklama ile rüşvetle mücadele edilmediğini vurguladı Türkiye’de. MASAK da bu gibi önlemlerle bu algıyı yıkmaya çalışıyor.” Asıl önemli olanın uygulamaya geçirebilmek olduğunu söyleyen Başak, “Düzenlemeden çok uygulama önemlidir. Ben 40 yıldır bu işin içindeyim, bizim mevzuatlarımız çok sıkı ama maalesef uygulama çok zayıf” dedi.
Kaynak: www.cumhuriyet.com.tr