GÜNDEM

İzmir depreminin üzerinden 28 ay geçti; afetzedelerin talepleri karşılandı mı?

İzmir’de 117 kişinin ölümüne neden olan depremin üzerinden 2 yılı aşkın süre geçti. Depremzedeler, Bayraklı ilçesi’ndeki yapı sorunlarının henüz tam olarak çözülemediğini ifade ediyor. 

Ağır hasarlı binalardan çıkanların bazılarına yeni konutların teslim edilmediği belirtiliyor. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin depremzedeler için aldığı “emsal artış” kararı da Türk Mühendis ve Mimarlar Odası'nın (TMMOB) itirazı sonrasında geçtiğimiz günlerde iptal edildi. 

Hasarlı binaların dönüşümü için parsel bazında yüzde 30, ada bazında yüzde 20 emsal artışını içeren bu kararla, depremzedelerin evlerinin yenilemesinin kolaylaştırılması amaçlanıyordu. 

Euronews'e konuşan İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği Başkanı Haydar Özkan, güçlendirme kredisinin yapıya uygun olmadığını söyledi.

Loading...

Özkan, “Devletimiz tarafından orta hasarlılar için sadece güçlendirme kredisi veriliyor. Güçlendirme kredi verilmesi bizim için bir anlam ifade etmiyor. Çünkü bulunduğumuz bölge güçlendirmeye müsait değil. Yeni tekniklere göre yapılması gerekiyor. Zemin buna müsaade etmediği için Bayraklı Belediyesi buna olur vermedi. Biz de kendileriyle aynı kanaatteyiz” ifadelerini kullandı. 

"Deprem vergisi depremzedelere ayrılsın"

Deprem hasar derecelendirilmesinin adil olmadığının altını çizen Özkan, “Az hasarlılara zaten hiç depremzede gözüyle bakılmıyor. 67 bin tane az hasarlı var. 8 bin tane orta hasarlımız var. Orta hasarlıların tamamı, az hasarlıların da 7 bin tanesi yıkıldı. Şimdi yıkılmak üzere olan konutları görmüşsünüzdür. Bu konutların tekrar yapılması için kentsel dönüşüm kredisinden yararlanmamız isteniyor. Bu da 10 yıl için 0.87 faiz oranlı aylık ödemesi 8 bin lira civarına geliyor. Bununla biraz rahat nefes alıyorduk. İnşaatlarımız yapılıyor diyorduk ki, bugün alınan mahkeme kararıyla daha önce inşaatlarımızın maliyetlerini düşük tutsun diye belediyeden istediğimiz emsal kararı hakkında yürütmeyi durdurma kararı alındı” dedi.

Deprem vergisinin başka yerlere harcandığını öğrendiklerini belirten Özkan, devletten kolaylık talep ediyor:  “Biz bu desteği hak ettiğimiz kanaatindeyiz. Çünkü 1999 yılında deprem vergisi adı altında bir vergi çıkartılıyor. Bu vergiyi 2020 yılına kadar ödüyorum ben. Bütün vatandaşlarımız ödedi. 2020 yılında deprem oldu. Şu an lazım bu para bize. Deprem vergisi şu anda bize lazım. Bu deprem vergisinin nerede olduğunu bilmiyoruz. Bu vergi sorulduğunda da sayın bakan başka yerlere harcanmış, yol yapılmış olabilir dedi. Olabilir, bununla ilgili fikir yürütecek bir durumda değiliz. Biz sadece şimdi deprem oldu. Yollara verilen para depreme yöneltilsin. Bizim hakkımız bize verilsin istiyoruz.”

"Bu binalarda oturur musunuz?"

Yaptıkları başvuru sonucunda az hasarlı olan evi orta hasarlıya çevrildiğini ancak devletin sadece ağır hasarlılara kolaylık sağladığına işaret eden depremzede Enver Özonay, "Orta hasarlılara 'evini güçlendir geç otur' diyorlar. Az hasarlılara da 'boya badana yap geç otur' diyorlar. Bunu söyleyen yetkililer, siz bu orta hasarlı ve az hasarlı evde oturur musunuz diye sorduğumuzda hiçbiri 'ben otururum' demiyor." şeklinde konuştu. 

Orta hasarlılara belediyenin ikişer adet 5 bin lira yardımının dışında, hükümetten veya yerel belediyeden yardım alamadıklarının altını çizen Özonay, “Biz depremzedeler ortalama 60 yaş üzerinde insanlarız ve ortalama gelir düzündeyiz. Bu insanlar kooperatifleşme yöntemiyle bu evlere sahip oldular veya kredi çekip oldular. Ben şu anda emekliyim. Depremden önce emekli olmuştum. Ben şu anda hangi parayla, emekli maaşımla bu evimi nasıl yaptırayım. Bugün için emsal hariç olursa eğer, ortalama bir dairenin maliyeti 1 milyon 600 bin lira civarında seyrediyor. Kentsel dönüşümcü gözüyle görüldüğümüz için kentsel dönüşüm kredisi veriliyor. Maksimum çekebileceğiniz kredi 600 bin lira. Peki diğer 1 milyon lirayı nasıl bulacaksınız, nasıl ödeyeceksiniz. Emsal artışı ile bu maliyet azaltılıyordu. Parsel bazında yüzde 20 ada bazında yüzde 30 emsal artışı çıkarıldı İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nden, onun sayesinde müteahhite verilen yüzde 20 ve yüzde 30’luk düşüldükten sonra maliyetimiz ortalama 900 bin liralarda seyrediyordu. ”diye konuştu. 

"Konut hakkımız elimizden alınmış görünüyor"

Emsal artışının iptali ile konut haklarının tamamen ellerinden alındığını belirten Özonay, "Yani bu direkt olarak alınmamışsa bile, sonuç itibariyle bu anlama geliyor. Emsal artışı olduğu halde, o çıkan 900 bin liralık fiyatı ödemeyecek insanlar vardı. Bunlar müteahhitle anlaşma aşamasında ya hisselerini satıyorlar. Biz bu kredinin altına giremeyeceğiz düşüncesiyle satıp başka bir yerden daha yaşlı ve daha küçük daireler alıyorlar veya müteahhitle mal paylaşımına giriyorlar. Bu emsal artışı ile azınlıkta olan belli bir yüzdede kalan mal paylaşımı olayı yüzde 100 kişiye sirayet etti. Yani 1 milyon 600 bin lirayı maaşımla ödeyemeyeceğim benim gibi yüzlerce binlerce depremzede var. Emsal iptaliyle sen burada ya yaşama, ya da müteahhitle yarı yarıya böl” diyerek kendini savundu.

“Kimse bir yıl içinde her şey olacak diye beklemesin"

Depremzede Fatma Koruyucu ise, krediler konusunda bir takım engellerle karşılaştığını ifade etti. Koruyucu, “Bu bölgenin orta halli emekli insanlarının burayı terk edip gitmelerini istiyorlar. Buralar herhalde zenginlere peşkeş çekilecek. Zaten buralarda gökdelenler var. Her tarafı bunlarla dolduracaklar herhalde. Aklımıza gelen tek şey bu” dedi.

Kahramanmaraş depremlerinden etkilenenlere seslenen Koruyucu, “Kimse bir yıl içinde her şey olacak diye beklemesin. Bu süreç çok uzun. Biz 2.5 yıl oldu hala bir sonuca ulaşamadık. Daha kaç 2.5 yıl olur bilmiyorum” ifadelerini kullandı. 

Kredi konusunun müteahite bağlı olduğunu ifade eden Koruyucu, sadece bir iki apartmanın kredi alabildiğini iddia ederek kira sorunuyla da uğraştıklarını ekledi.

"Hala konteynerde yaşayan vatandaşlar var"

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, depremzedelerin yapı ve yeniden dönüşüm sorunlarını değerlendirdi.

İzmir’de yeniden yapılaşmanın belirli alanlarda sürdüğünün ve bazı mağduriyetlerin yaşandığının altını çizen Ayatar, “Mal sahibi olanlar açısından mağduriyetler oldu. Yapıma dair de şikayetlerin olduğu alanlar var. Yerleşme dönemlerinde bazı tadilatlar ve yeniden bir onarıma girilerek bazı tadilatlar yapıldığı bize gelenler arasında ve hala konteynerde yaşayan vatandaşlarımız olduğu ifade ediliyor” dedi. 

Ağır hasarlı binaların bir kısmının henüz yıkılmadığını dile getiren Ayatar, “Orta hasarlıların ağır hasarlıya dönüşmesi gerekiyor, mevzuat böyle zaten. Güçlendirilemeyen yapılar ağır hasarlı olarak statüsünün değiştirilmesi gerekiyordu. Böyle bir işlemin de yapılmadığı ifade ediliyor. Hala bu yapılarda yaşamın devam ettiğini dair bilgiler geliyor. En kritiği de bu zaten. Dolayısıyla tam anlamıyla mağduriyetin çözüldüğünü söyleyemeyiz.” şeklinde konuştu. 

"Bir yıl içinde bu kadar binanın yapılması gerçekçi değil"

Kahramanmaraş merkezli depremlerde bir yıl içinde sorunlarının halledilmeye girişilmesinin işçi sağlığı ve güvenliği açısından sorun taşıdığını ifade eden Ayatar, “Bir yıl içinde bu kadar binanın, kaç bina üretilecek bilmiyoruz ama kolay bir iş değil. Bu iddianın üzerine gidilirse, inşaatın özensiz olma ihtimali var. Yeniden,  yapılarımızı sorgulayacak lükse sahip değiliz ülke olarak. Dolayısıyla özenle yapılması gerekir. İzmir'le karşılaştırdığınızda burada çok daha az sayıda binamız hasar almıştı. O bölgeyle kıyaslanamaz. O kadar büyük bir imalatın gerçekleşmesi de çok gerçekçi gelmiyor bana açıkçası. Hem doğru bulmuyorum hem de gerçekçi bulmuyorum” dedi.

Kaynak: tr.euronews.com