FT’den Türkiye analizi: Keskin faiz artışı ve TL’de daha fazla değer kaybı gerekiyor
İngiliz Financial Times gazetesindeki analizde, Türkiye ekonomisinin ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğu belirtilerek sert faiz artışı ve TL'de ek değer kaybı gerekliliği vurgulandı.
İngiliz Financial Times gazetesinde bugün “Türkiye’nin yeni finans ekibi, ekonomiyi düzeltmek için devasa zorluklarla karşı karşıya” başlıklı bir analiz yayımlandı.
Gazetenin Türkiye muhabiri Adam Samson imzalı analizde, “Türkiye’nin sürdürülebilir bir ekonomik patikaya yönelebilmesi için keskin faiz artışı ve TL’de daha fazla değer kaybı gerekiyor” denildi.
Geleneksel olmayan ekonomi politikaları nedeniyle Merkez Bankası (TCMB) rezervlerinin tehlikeli bir şekilde tüketildiğini ve yılbaşından mayıstaki seçimlere kadarki dönemde en az
23 milyar doların TL’yi desteklemek için kullanıldığını aktaran yazar, seçimlerin ardından ekonomi ekibinde değişikliğe gidildiğini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Mehmet Şimşek’in, TCMB Başkanlığı’na Hafize Gaye Erkan’ın atandığını hatırlatarak “Şimşek ve Erkan, 900 milyar dolarlık ekonomiyi uçurumun kenarından çekmeye çalışırken artan zorluklarla karşı karşıya” ifadelerini kullandı.
Gelecek hafta yapılacak TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz oranlarının sert bir şekilde artırılmasının beklendiği aktarılan analizde, böylesi bir adımın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dayattığı ve yaşam maliyeti krizine neden olan mevcut faiz politikasının tersine çevrilmesi anlamına geleceği belirtildi.
‘YAN ETKİLERİ OLABİLİR’
FT’ye konuşan uluslararası bir finans şirketinin Türkiye biriminden kıdemli bir analist, son dönemdeki politikaların ekonomide ciddi anormallikler yarattığını, normale dönüşü sağlamanın kolay olmadığını vurguladı ve “Ortodoks politikalara dönmek isteseler bile bu adımların yan etkileri olabilir” dedi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye’nin kredi notundan sorumlu baş analisti Erich Arispe, seçim dönemindeki ekonomik teşviklerin bir sonucu olarak çarpıklıkların biriktiğini ve kırılganlıkların arttığını, bu nedenle ekonomi politikaları açısından en azından taktiksel bir değişiklik gerektiğini dile getirdi.
Haberde ayrıca, Erdoğan’ın önceki gün yaptığı ve faiz konusundaki alışılmışın dışındaki görüşünü değiştirmese de Şimşek ile Erkan’ın enflasyonu tek haneye çekmek için atacağı adımlara izin verdiğini belirttiği açıklamaya da yer verildi.
28 Mayıs seçimleri sonrasında TL’nin dolar karşısında yüzde 16 değer kaybetmesinin analistler tarafından “Türkiye’nin döviz piyasasına daha sınırlı şekilde müdahale etmeye başladığının bir işareti” olarak değerlendirildiğini aktaran FT, Şimşek’in henüz uygulanacak politikaların detaylarını açıklamadığını vurguladı.
Ocak-nisan döneminde Türkiye’nin cari açığının 29,7 milyar dolarlık rekor seviyede olduğunu aktaran gazete, yeni ekonomi yönetiminin cari açığı azaltmayı öncelikli hedef olarak belirlediğini de aktardı.
FAİZDE VE KURDA ARTIŞ BEKLENTİSİ
TL’de daha fazla değer kaybından korkan vatandaşların yaptığı altın alımlarının ve iki yılda dolar karşısında yüzde 64 oranında değer kaybetmesine rağmen TL’nin hâlâ aşırı değerli olmasının cari açığı artırdığı öne sürülen analizde, açığın büyük ölçüde TCMB rezervleriyle finanse edildiği yazıldı.
Goldman Sachs ekonomisti Clemens Grafe, TCMB rezervlerinin TL’Yi savunmak için harcandığını ancak bunun sürdürülebilir olmayan bir politika olduğunu söyledi.
Grafe ayrıca, ekonominin istikrar kavuşturulması için döviz kurunda büyük bir artış ve iç talebi yavaşlatmak için sert faiz artışı gerekliliğine işaret etti.
FT, 22 Haziran’daki toplantı için önde gelen yatırım bankalarının politika faizinin yüzde 8,5’ten yüzde 20 ve üstüne çıkarılması yönünde beklentileri olduğunu aktardı.
REZERV UYARISI
FT, TCMB’nin net dış varlık pozisyonunun 2001 krizi döneminden bile daha kötü derecede ekside olduğuna da işaret etti.
Deutsche Bank stratejisti Christian Wietoska, konuya ilişkin “Mevcut seviyeler tehlikeli derecede düşük ve döviz rezervlerini yeniden inşa etmek için çaba gerektiriyor” dedi.