Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan, BESİAD-GESİFED İş İnsanları Zirvesi'nde gündeme dair açıklamalarda bulundu. 

TUİSAD Başkanı, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal'ın Cumhuriyet'i hedef açıklamalarına karşılık, "Laiklik başta olmak üzere akıl, bilim, hukuk ve özgürlük üzerine inşa edilmiş Cumhuriyet değerleri bizlerin de kılavuzudur" diyerek karşılık verdi. 

Cumhuriyet’in ilanının 99. Yıl dönümüne ilişkin konuşan Turan, şunları söyledi:

"99 yıl önce cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları da; cumhuriyetimizin temellerini insanımıza yatırım yaparak, bilimin yolundan giderek ve siyasal, ekonomik ve toplumsal kurum ve kurallar üzerinden inşa ettiler. Laiklik başta olmak üzere akıl, bilim, hukuk ve özgürlük üzerine inşa edilmiş Cumhuriyet değerleri bizlerin de kılavuzudur. Bu çerçevede hedefimiz, toplumsal refah seviyesi yüksek, uluslararası arenada saygın, AB entegrasyonunu sağlamış, hukuk devletini güçlendirmiş, toplumsal olarak eşitlikçi ve adil, gençlerine güzel bir gelecek vaat eden bir Türkiye için yılmadan yorulmadan çalışmaya devam etmektir"

2025'te siyasi partilere yapılacak hazine yardımları belirlendi 2025'te siyasi partilere yapılacak hazine yardımları belirlendi

Konuşmasının devamında fiyat istikrarı olmadan ekonominin doğru şekilde işlemeyeceğini de söyleyen Turan, "Para politikasının sadece genişleyici değil, gerektiğinde sıkılaştırıcı yönde kullanımının dengelenme için gerekli olduğunu unutmamamız gerekli. Uzun vadede tüm ekonomik paydaşlara fayda sağlayacak bir ortamı yakalamak için, kullanılan para politikası bileşenleri ne kadar sade ve anlaşılır olursa istenilen noktaya ulaşmak o denli kolay olacaktır diye konuştu.

Daha sonra krediye erişimin her geçen gün zorlaştığına dikkat çeken Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"REFAH KAYBIMIZ YÜKSEK"

 "Krediye erişim her geçen gün zorlaşıyor. Yoğun regülasyon döneminden geçen finansal kesimin de bu regülasyonlar çerçevesinde kredi vermesi daha da zorlaşıyor. Unutmayalım ki, sağlıklı işleyen üreten, istihdam yaratan bir reel kesimin arkasında bu süreci destekleyen sağlıklı işleyen bir finansal sektöre ihtiyaç var. Uyguladığımız politikaları dizayn ederken bu süreçleri göz önünde bulundurmalıyız. 

Ekonomik aktörler tarafından kolayca anlaşılabilen politikalar, bütüncül etkileri değerlendirilmeden tasarlanan mikro düzeydeki karmaşık politikalardan çok daha iyi sonuçlar verecektir. Unutmayalım ki, fiyat istikrarı olmadan ekonomi doğru şekilde işlemez ve bu durum, daha önce de belirttiğimiz gibi, hiçbir paydaşa fayda sağlamaz. Enflasyonla doğru mücadelenin, sağlıklı büyüme için önkoşul olduğunu tekrar hatırlatmak isterim.

2013’ten bu yana global ekonomiden aldığımız payın hızla düşmesi hepimizi düşündürmeli. Bundan 10 yıl evvel ülke ekonomimizin dünyadan aldığı pay yüzde 1,2’lerdeyken bugün bu pay yüzde 0,8’e kadar düşmüş durumda. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 7’lik bir büyümeyi yakalamamıza rağmen, ekonomideki öncü göstergeler hem ihracatımızda, hem iç ekonomide ve üretimde yıl sonuna doğru hızlı bir yavaşlamayı işaret ediyor. Cari açık halen artış trendinde. Enflasyon hedeflediğimiz seviyelerde değil, refah kaybımız yüksek”

Odatv.com

Editör: Haber Merkezi