Sonbahar-kış aylarında görülen enfeksiyonlar ve Covid-19 o kadar benziyor ve karışıyor ki testsiz, sadece belirtileri ve seyriyle ayırt etmek imkansız olabiliyor.

Sağlık Bakanlığı gribi ve grip (influenza) benzeri belirtileri bulunan hastalardan alınan örnekleri referans laboratuvarlarında test ederek takip ediyor. Grip virüslerinin tipini belirlemek ve seyrini izlemek için yapılan, sonuçları Dünya Sağlık Örgütüne bildirilen bu testlerle, hasta eden gerçek etkeni ortaya koymak mümkün olabiliyor.

Bakanlığın son yayınladığı İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu 49’uncu ( 5-11 Aralık) haftaya ait. Buna göre, 49’uncu haftada aile hekimlerine grip benzeri hastalık belirtileriyle başvuran ayaktan hastalardan alınan 293 solunum yolu numunesinde 79 (yüzde 27) influenza virüsü (11 tiplendirilmeyen influenza A, 5 influenza A(H1N1-domuz gribi), 58 influenza A(H3N2-Hong Kong gribi), 5 influenza B), 67 (yüzde 22,9) saptandı. 67 diğer solunum yolu virüsünün yüzde 32,8’ini rinovirüs, yüzde 19,4’ünü insan koronavirüs, yüzde 19,4’ünü RSV oluşturdu.

Belirlenmiş hastanelere yine 49’uncu haftada ağır akut solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle yatan hastalardan alınan 165 solunum yolu numunesinde ise 7 (yüzde 4,2) influenza virüsü (7 influenza A(H3N2)), 67 (yüzde 40,6) diğer solunum yolu virüsleri, 7 (yüzde 4,2) influenza ve diğer solunum yolu virüsleri ikinci enfeksiyonu tespit edildi. 67 diğer solunum yoluyla bulaşan virüslerin ise yüzde 40,3’ünü RSV, yüzde 11,9’unu rinovirus.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca geçtiğimiz günlerde enfeksiyonların etkenini daha kolay ortaya koyacak bir projeden söz etmişti. Koca, influenza A ile influenza B, Covid-19 ve RSV’ye aynı anda bakılabilecek yerli üretim kitlerin bir ay içinde kullanıma gireceğini açıklamıştı. Kitler devreye girdiğinde, enfeksiyonun adını koymak çok kolaylaşacak.

Öte yandan Covid-19 pandemisi de sürüyor. Yine Koca’nın açıkladığına göre günde 3 bin dolayında vaka tespit ediliyor.

Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof.Dr. İftihar Köksal halen etkili olan mevsimsel enfeksiyonlarla ilgili sorularımızı yanıtladı:

Enfeksiyonlar sonbahar kış aylarında neden daha sık görülüyor?

Soğuk havanın solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma olasılığı üzerindeki etkisi yüzlerce yıldır biliniyor. Örneğin influenza (grip), ‘soğuk etkisi‘ anlamına gelen İtalyanca ‘influenza di freddo‘ teriminden türetilmiş ve 1300’lerde İtalya’da hastalığı tanımlamak için kullanılmış. Soğuk ve nem eksikliği kışın influenza enfeksiyonlarının önemli bir nedeni. Grip havadaki damlacıklar yoluyla bulaşır ve daha sıcak, nemli havalarda daha hızlı yere düşer. Soğuk ve kuru iklimlerde, solunum damlacıkları havada daha uzun süre kalarak insanlara daha sık bulaşabilir. Soğuk havalarda kapalı mekanlardaki kalabalık, daha az havalandırma gibi faktörler de eklenince soğuk havalarda solunum yolu viral hastalıklarının görülme oranı artar. Soğuk havalarda solunum yolu koruyucu hücrelerinin faaliyeti de yavaşlar. Bu da solunum yolu virüslerinin kolay yerleşmesine neden olur.

Covid-19 pandemisinden korunurken maskeyle dolaştık, izoleydik. Bağışıklık sistemimiz dolaşımdaki diğer mikropları unuttu, antremansız mı kaldı yani?

Pandemi sırasında maske, sosyal mesafe ve hijyene daha çok dikkat edildi. Bu nedenle diğer viral solunum yolu enfeksiyonlarını pek görmedik. Covid-19 vakalarının azalmasıyla birlikte bu kurallara uymaktan vazgeçilince diğer solunum yolu virüsleri uygun ortam da olduğu için hemen faaliyete geçtiler ve artan bir hızla başta influenza olmak üzere yayılmaya başladılar. Kişilerde koruyucu antikor olmadığı için de çok sayıda vaka görülmeye başlandı.

Halen hangi viral ve bakteriyel enfeksiyonlar dolaşımda? Kışın sürdüğü kuzey yarım kürede etkili enfeksiyonlarla, bizdekiler aynı mı?

Ülkemizde de tüm kuzey yarım kürede olduğu gibi influenza, Covid-19, RSV ve adenoviruslar ilk sıralarda yer alan dolaşımdaki virüsler.

Belirtileri birbirine çok benziyor. Kesin tanı önemli mi? Mutlaka test gerekiyor mu?

Evet tüm solunum yolu viral enfeksiyonlarının belirtileri küçük farklılıklar olsa da birbirine benzer. Hangi virüslerin dolaşımda olduğunu belirlemek amacı ile epidemiyolojik testlerin yapılması yararlı. Ülkemizde üniversite hastanelerinde, Türkiye Halk Sağlığı Kurumunda bu amaçla testler yapılıyor. Ancak her sağlık kuruluşunda ve her hastaya test yapılmasına gerek yok. İleri yaşlarda, kronik hastalığı olanlarda, hastaneye yatacak kadar ağır hastalardaysa mümkünse test yapılmalı.

Viral enfeksiyonlar için yeterince ilaç var mı?

Her viral solunum enfeksiyonunun antiviral ilacı yok. Özellikle risk gruplarında, Covid-19 ve influenza için ilk 48 saat içinde antiviral tedavinin başlanması hayat kurtarıcı olabilir. Diğer viral solunum yolu enfeksiyonlarında ateş düşürücüler, ağrı kesicilerle semptomatik tedavi yapılır. Bağışıklık sistemi sağlam, ek hastalığı olmayan sağlıklı kişilerin bağışıklık sistemi çoğu solunum yolu viral enfeksiyonu ile mücadele edebilir.

Virüslere karşı ilaç geliştirmek neden zor?

Virüsler hücre içinde yaşayabilen mini canlılardır. Çoğaltılıp araştırma yapabilmek için özel laboratuvar koşulları gerekir. Ayrıca elde edilen ilaçlar insan hücrelerine zarar vermemeli. Bunu her zaman başarmak mümkün olmadığından viral hastalıklarda insanlarda kullanılabilecek ilaç sayısı sınırlı ve geliştirilmesi zaman alıcı. Ayrıca maliyeti çok yüksek. Bu nedenlerle aşı çalışmaları ve aşılar viral solunum yolu enfeksiyonlarında ön plana çıkıyor.

Her viral enfeksiyonun tedavisinde ilaç kullanılması gerekir mi?

Gerekmez. Riski ve ciddi komplikasyonlarla seyretme olasılığı olan influenza ve Covid-19’da ilk 48 saatte antiviral tedavi başlanması önemlidir. Ayrıca erken başlanan antiviral ilaçlar hastalığın toplumda yayılmasını da azaltıyor.

Şu anda hem dünyada hem de bizde H3N2 (Hong Kong) virüsü dolaşımda. Bu virüsün, diğer grip virüslerinden farkı var mı? Bildiğimiz, daha önce hastalandıran bir virüs. Neden bu sezon ağır hastalandırıyor?

Şu anda H3N2 ilk sırada yer alıyor. Bunu H1N1 (domuz gribi) takip ediyor. İnfluenza virüslerinin her yıl farklı bir serotipi dominant olabilir. Bu virüsler daha önceki yıllarda da vardı. Hastalığı uzamış ve ağır geçirenler daha önce bu serotiplerle enfekte olmayanlar ve grip aşısı yaptırmayanlar. Koruyucu antikorları olmadığı için hastalığı daha ağır geçiriyorlar.

Enfeksiyonlar peş peşe gelebiliyor

Covid-19 pandemisi sürüyor. Klinik belirtilerle, mevsimsel enfeksiyonlardan ayırt edilebiliyor mu? 

Covid-19 ile influenza belirtileri ve klinik seyir bakımından birbirine benziyor. Ancak testlerle kesin tanı konulabiliyor. Ayrıca birbirini takip eden enfeksiyonlar görülebiliyor. Önce Covid 19, arkasından influenza gelişebiliyor. Ya da RSV görülebiliyor. Bu vakalarda test yaparak tanı koymak daha doğru bir yaklaşım olur.

Hangi viral enfeksiyon olduğunu bilmek, tedaviyi değiştirir mi?

Genel yaklaşım değişmemekle birlikte özellikle riski yüksek hastalarda viral enfeksiyonun tipini belirlemek tedavi açısından önemli olabilir.

İstanbul Havalimanı'nda 'Maymun çiçeği' takibi! İstanbul Havalimanı'nda 'Maymun çiçeği' takibi!

Ateş 38’in üzerine çıktıysa yakından izlemek gerekiyor

Enfeksiyonların hangi belirtilerinde daha dikkatli olmak lazım?

38 derecenin üzerinde ateşi olan hastaları yakından izlemek gerekir. İnfluenzada 39-40 dereceye kadar çıkabilir. Özellikle küçük çocuklarda havale gelişebileceği için ateşin bu kadar yükselmesi beklenmez ve düşürmek gerekir. Ayrıca kas ve eklem ağrıları en çok görülen belirtiler. Yüksek ateş, şiddetli öksürük, nefes alıp vermede zorluk, hava açlığı hissetmek varsa mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurmak gerekir.

Viral enfeksiyonların tedavisinde antibiyotiklerin yeri var mı?

Hiçbir viral enfeksiyonda antibiyotiklerin yeri yok. Koruyucu etkileri de yok. Aksine koruyucu bakterilerin ölmesine yol açacaklarından istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Mikrobiyata dediğimiz vücudumuzun doğal koruyucu mikroplarını ortadan kaldıracağı için fırsatçı bakterilerin yerleşmesini kolaylaştırdığı gibi ishal, alerji gibi klinik durumlara da yol açarlar. Ayrıca gereksiz antibiyotik kullanımı direnç gelişmesine ve bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde başarısızlığa yol açar. İnsanlarda kullanılan antibiyotikler doğadaki diğer canlıları da olumsuz etkiler.

Hastayken ya da öncesinde vitamin, mineral, gıda takviyesi şart mı?

Viral solunum yolu enfeksiyonlarında C vitaminin etkili olduğuna ve etkili olmadığına ilişkin yüzlerce makale bulabilirsiniz. Covid-19’da D vitamini ve çinkonun destek tedavisi olarak etkisine dair çalışmalar var. Yine diğer solunum yolu enfeksiyonları ile kışın D vitamini eksikliği arasında ilişki kuran çalışmalar da mevcut.

Enfeksiyon geçirenlere neler önerirsiniz?

Başkalarına bulaştırmamak için maske ve sosyal mesafeye, hijyene dikkat etmeliler. Ev içinde mümkünse kendilerini izole etmeliler. İstirahat etmeliler. Bol sıvı almalılar. Genellikle semptomatik tedavi ile 6-7 gün içinde iyileşme olacaktır. Sağlıklı beslenme, solunum egzersizi önemli destek yaklaşımları.

Korunmak için neler önerirsiniz?

İnfluenza ve Covid 19 aşısı olan viral hastalıklar. İnfluenza yani grip aşılarını yaptırmaları koruyucu olacaktır. Hastalığı ağır geçirme riski olan kronik hastalığı olanlar ve 65 yaş üzeri kişiler ve küçük çocuklar mutlaka grip aşısını yaptırmalı. Ayrıca kalabalık ortamlara girilmemesi, girilecekse mutlaka maske takılması, sosyal mesafeye dikkat edilmesi, ellerin sık sık yıkanması ve dezenfekte edilmesi önemli koruyucu önlemler.

Ocak ayına geldik. Yılbaşında yine buluşmalar, sosyalleşmeler olacak. Bu kalabalıklar enfeksiyonları artırır mı?

Artırma riski yüksek. Geçen yıl Covid-19 vakalarında bayram, yılbaşı gibi toplu kutlamaların olduğu günlerden sonra artış gördük. Bizde grip mevsimi ekim başından nisan ortasına kadar devam eder. Aralık, ocak ve şubat vaka sayılarının en yüksek olduğu aylar.

Kaynak: www.diken.com.tr

Editör: Haber Merkezi