GÜNDEM

"Deprem fırsatçıları" iş başında... Fahiş kira artışlarının önüne geçilemiyor

Koronavirüs pandemisi, döviz kurundaki artış, Ukrayna krizi gibi durumların ardından konut piyasasında şimdi de Kahramanmaraş depremlerinin etkisiyle kiralar katlandı. Ev arayan binlerce kişinin çilesi büyüyor

Kahramanmaraş depremlerinde 18 gün de geride kalıyor. Hem ülke tarihinin en ağır dönemlerinden biri yaşanıyor hem de eşsiz bir dayanışma örneği sergileniyor.

Ancak kötü niyetli kimseler de yok değil. Onbinlerce kişinin yaşamını yitirdiği böylesi bir yas dönemini dahi kendi çıkarları için kullanmaya çalışanlar var.

Depremzedelerin en büyük sorunu barınma. Özellikle kira fiyatları öyle kontrolden çıktı ki, harekete geçilmezse bu durumun toplumsal krize yol açmasından endişe ediliyor.

İstanbul'daki kiraların yüksekliği zaten uzun süredir tartışma konusu. 10 bin liranın altında kiralık ev bulmak artık güç.

Ancak Türkiye'yi sarsan depremlerin ardından başta göç hareketliliğinin yaşandığı Ankara, Mersin, Konya gibi kentler olmak üzere pek çok yerde kiralara yetişmek zorlaştı. 

DAHA FAZLA OKU

İnternet sitelerinden de görülebileceği üzere kira fiyatları sürekli güncelleniyor, hep daha fazlası talep ediliyor. 

Depremzedelerin zor durumundan faydalanmak isteyenler, artan talepten faydalanarak geçen ay 3-4 bin istenen yerler için kapıyı 7-8 bin liralardan açıyor.

Eşyalı, geniş, nispeten iyi konumdaki evler için Anadolu şehirlerinde bile çoğu zaman 8-10 bin liranın gözden çıkarılması gerekiyor.

Bu fırsatçılık ve vicdansızlığa "dur" demek mümkün mü? Kira artışlarının önüne geçebilmek için neler yapılmalı? Independent Türkçe bu konuyu mercek altına aldı.

"Deprem gibi bir afet nedeniyle oluşan yoğun talepten ötürü fiyatın katlanması, suç işlemektir"

Normal şartlarda serbest piyasa ekonomisinde kişinin malına dilediği fiyatı talep edebileceğini ve çok yüksek fiyat isteyebileceğini belirten İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizameddin Aşa, deprem gibi bir afet nedeniyle oluşan yoğun talepten ötürü fiyatın katlanması durumunda suç işlendiğini ifade etti.

Mevcut durumda hem vicdansızlık hem de faydalanmanın söz konusu olduğuna değinen Aşa, yaşananların hem tüketici kanununa hem de insan hakları eşitlik kanununa aykırı olduğunu kaydetti.

"Tespit ve Ticaret Bakanlığı'na şikayet gerekiyor"

Fahiş kiralara karşı neler yapılabileceği tartışılıyor.

Tespit ve şikayetin şart olduğunu belirten Nizamettin Aşa'ya göre burada asıl muhatap Ticaret Bakanlığı. Dolayısıyla bakanlığın il müdürlüklerine ya da kaymakamlıklardaki tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılması gerekli. Aşa, fırsatçı kişilerin İçişleri Bakanlığı'na bile şikayet edilebileceğini de aktardı.

Aşa, "Deprem olduğu için fiyatın katlanması fırsatçılık ve kötü durumdan faydalanma anlamına geliyor. Kötü durumundan çıkar sağlamış oluyorsun, insan hakları etiğine aykırı olduğundan devlet işlem yapabilir. 5 bin lira isteyip deprem sonrası 10 bine çıkartıldıysa ve siz de bu kişiyi şikayet ettiyseniz ona para cezası verilebilir, hatta hapis cezası bile olabilir. Hep aynı fiyatı istediyse bir şey yapılamaz" ifadelerini kullandı.

"Manipülasyon yasası olmadan fahiş fiyatlar önlenemez"

Tüketici Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin de mevcut durumdaki kira artışlarına tepkili ancak ülkede yasal bir boşluk olduğuna işaret etti.

Bu yasa çıkmadığı sürece kira, gıda, araba gibi fiyat artıranlara bir şey yapılamadığını kaydeden Şahin, talep artınca fiyatların katlandığını belirterek, "Fahiş fiyatın kanuni karşılığı yok. Özellikle Ticaret Bakanlığı'na bildiriyoruz. Sonuç çıkmıyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin manipülasyon yasasına ihtiyacı olduğunu savunan Şahin'e göre aksi takdirde fahiş fiyatlar önlenemez.

Diğer ülkelerdeki durumu sorduğumuz Şahin, "Avrupa'da bunu yapamıyorlar çünkü manipülasyon yasaları var. Ceza uyguluyorlar" dedi.

Mahmut Şahin / Fotoğraf: AA

"Maliyetler artmadığı halde fiyat artırmak manipülasyondur"

Maliyetlerdeki artışa bakılması gerektiğini kaydeden Şahin, 5 bin lira kira istenen bir yer için bu rakamın 10 bine çıkarılması halinde "Bu manipülasyondur, bunu yapanın canına okurum" denilebilse; deprem, sel, orman yangını, kıtlık ya da savaş gibi durumlarda maliyetler artmadığı halde fiyat artırılması halinde malına el koyarım, ticaret yapmanı yasaklarım, 3-10 sene hapis cezası veririm" gibi şartlar koşulsa bu durumun ortadan kalkacağını savundu.

"Kendi canını düşünmeyen başkasınınkini düşünür mü?"

Şahin sözlerini, "Devlet akaryakıtı yüzde 400 artırdı, elektrik yüzde 800 zamlanmış, ben de maliyetime göre zam yapıyorum diyebilir ancak maliyet artışı yoksa, yapamamalı. Deprem bölgesi dışında da zarar gören binalar oldu ama oturanlar belediyeye bildirmiyor, fiyatı düşerse satamam diyor. Kendi canını düşünmeyen başkasınınkini düşünür mü? Sıva yapıp kapatıyorlar, yapılma esnasında keyfe bırakılmayacak… Tek tek tespit edilip numune almak gerek" diyerek noktaladı.

© The Independentturkish