Boğaziçi’ne Melih Bulu’nun rektör atanmasından kısa bir süre sonra, “kayyum rektörün” talebi üzerine 5 Şubat 2021 tarihli bir cumhurbaşkanı kararıyla hukuk ve iletişim fakülteleri açılmıştı. Bu fakültelerin kuruluşunu kanuna aykırı bulan Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri çeşitli davalar açmıştı. Akademisyen davalarını üniversitede yetkili sendika olan Eğitim Sen’in açtığı dava izlemişti.
Eğitim Sen, cumhurbaşkanlığı kararıyla fakülte açılması uygulamasının anayasanın 130. maddesindeki üniversite özerkliğini ihlal ettiği gerekçesiyle konuyu Danıştay’a taşımıştı. Danıştay savcısının hazırladığı görüş, sendikanın itirazıyla uyumlu yönde oldu.
Savcı, 2809 sayılı Yükseköğretim Teşkilatı Kanunu’nun ek 30. maddesinde, fakülte kurma hakkının cumhurbaşkanına verilmesini, Anayasa’nın 130. maddesi ile uyumsuz buldu. Üniversite özerkliği doğrultusunda fakültelerin kanunla kurulması gerektiğine işaret edildi. Bu akademik yıl için öğrenci de kabul eden Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni, bu yasal gelişmeler üzerinden nasıl bir geleceğin beklediği belirsizleşmiş durumda. Fakülte, kurucu dekan olarak atanan Selami Kuran’ın istifasının ardından, kadrosunda hiç profesör olmadan, tek bir doçent ve bir dizi doktor öğretim üyesi ile eğitime başlamıştı.
Fakültenin dekan vekilliğini de bir fizik profesörü olan kayyum rektör Naci İnci üstlenmiş durumda. İletişim Fakültesi ise henüz faaliyete geçmiş değil. Eğitim Sen avukatı İlkay Bahçetepe, “İşlem kamu yararı ve hizmet gereklerine de aykırıydı. Zira Türkiye Barolar Birliği, Adalet Bakanlığı’nın verileri, iletişim fakültelerinin her yıl verdiği mezun sayısı gibi veriler de bu gerekçemizi doğrulamaktaydı. Yine üniversitenin ilgili organlarının görüşü alınmadan fakülte kurulması da hukuka aykırıydı” dedi.
‘OLUMLU GELİŞME’
Danıştay savcısının görüşünü değerlendiren Bahçetepe, şöyle konuştu:
- Savcılık dava dilekçemize paralel bir şekilde bilimsel özerklik ve üniversitelerin kendi organları eliyle yönetilmesi ilkesi gereği dava konusu işlemin dayanağı olan düzenlemenin iptali için itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması yönünde görüş bildirdi.
- Savcılığın sadece rektörün yazısıyla, üniversitenin akademik organlarının herhangi bir görüşüne başvurulmadan, bilimsel ve akademik gerekliliklere uyulmadan alınan kararın bilimsel özerklikle de bağdaşmadığına, dava konusu işlemde amaçlanan kamu yararı ve gözetilen hizmet gereklerinin davalı idarelerce ortaya konulamadığına, işlemin iptali gerektiğine ayrıntılı bir şekilde yer vermesi olumlu bir gelişme.
- Temennimiz, cumhurbaşkanlığının keyfi kararlarına karşı yargısal denetimin hukuk devleti ilkesine uygun şekilde yapılması, bilimsel özerklik, demokrasi ilkelerinin hayata geçirilmesi için Danıştay savcılığının görüşü doğrultusunda bir karar verilmesi.
Kaynak: cumhuriyet.com.tr