Son dakika haberine göre, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Basına kapalı gerçekleşen toplantının ardından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in, MYK gündemini kamuoyuyla paylaştı. Çelik, Karabağ'da düzenlenen sözde seçimlere ilişkin kendisine yöneltilen soruya, "Karabağ'daki sözde seçimler bölgedeki istikrara darbe vuran bir hareket" şeklinde cevap verdi.
Çelik'in açıklamaları:
-Her darbe vatana ihanet anlamına gelen birçok sonuç doğurmuştur. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesi, uğruna kayıplar verdiğimiz bir ilkedir. Bunu hedef alan bir yaklaşımın cumhuriyet ve millet düşmanı olduğu açıktır.
-15 Temmuz darbe girişimi ve kültürlerine verilen en iyi cevaptır. Kılıçdaroğlu 15 Temmuz'u kınarken 20 Temmuz diye bir darbeden bahsediyor. Seçim sonuçlarını kabul etmeme tavrını sürdürmeye çalışıyor. Anayasanın verdiği kavramları kullanarak o gün darbeye karşı çok önemli tedbirler aldık. Kanun içerisinde alınan tedbirlere Kılıçdaroğlu ve ekibi sivil darbe diyerek, sürekli olarak 15 Temmuz'a bir bahane ürettiklerinin farkında değiller. Darbeye karşı alınan tedbirleri terör örgütünün gücünü kırmak üzere alınan tedbirlere sivil darbe diyor. Birtakım şahıslar tarafından üretilen argümanlar bunlar.
SEÇİM SONUÇLARI MİLLET İRADESİYLE TECELLİ ETTİ BUNU TANIMAYAN TEK KİŞİ KILIÇDAROĞLU
-O zamanlarda da sivil siyaseti aşağılayan, darbecileri meşrulaştırmaya çalışan bir zihniyet hep iş başındaydı. Türkiye'de o günden bugüne kirli bir çizgi vardır. Darbelerin sonuçlarından yola çıkarak bunların meşru nedenleri olabileceğini savunurlar. Darbenin bir insanlık ve vatana ihanet suçu olduğu gerçeğini değiştirmez. Darbecilerin bunu meşrulaştırmak için kullandığı kavramları seçim yenilgisine bahane bulmak için kullanıyor. Seçim sonuçları millet iradesiyle tecelli etti, bunu tanımayan tek kişi de Kılıçdaroğlu ve etrafındaki birkaç kişi.
TAHIL GİRİŞİMİ
-Dünyanın karşılaştığı bu savaş durumunun tüm dünya sistemini etkilediği görüldü. Barış konusunda ısrar edenin sadece Erdoğan ve Türkiye olduğu görülüyor. 17 Temmuz'da sona eren tahıl anlaşmasının yenilenmesi için Cumhurbaşkanımızın çabası sürüyor. Rusya'nın ve Ukrayna'nın alternatif planları var. Biz Karadeniz'in çatışma ortamı olmasını istemiyoruz. BM'nin, iki ülkeyi de dışlamadan bu süreci yönetmesine önem veriyor. Ukrayna, Bulgaristan ve Romanya üzerinden yeni bir hat çizmeye çalışıyor. İki tarafın da Batı'dan beklentileri var.
-1 milyon ton Rus tahılın gönderilecek olması Afrika ve insanlık için çok önemli. BM'nin girişimiyle oluşan tahıl girişimi anlaşmasının yeniden canlandırılması gerekiyor. BM aracılığıyla müzakere Türkiye'nin esas pozisyonunu oluşturmaya devam ediyor, desteğimiz sürüyor. Bu 3'lü inisiyatifin tamamlayıcı rol oynaması gerekli.
G20 TOPLANTISI
-Türkiye'nin tahıl koridoru çalışmaları burada takdir edildi. Afrika Birliği'nin kabul edilmesi son derece önemli. Ukrayna savaşının son bulması önemli. Kuzey ve Güney küredeki iş birliğinin artması için çaba gösterilmesi önemli, bu konularda somut konular pek ortaya çıkmadı. Türkiye'nin öncülük ettiği birçok şey zirveye taşındı.
-İstanbul Antlaşması'nın sonuç bildirgesinde yer alması önemli. Kutsal kitaplara yönelik saldırılar faşist bir dalga halini almıştır. Buna karşı tedbir geliştirilmiyor, düşünce özgürlüğü altında din ve düşünce hürriyeti ayaklar altına alınıyor. G20 bildirgesinde kutsal kitaplara yönelik saldırıların kınanması önemli. Emine Erdoğan'ın öncülük ettiği 'sıfır atık' girişimlerinin yer alması da önemli.
TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNDE SON DURUM
-Seçimden sonra ortaya çıkan tabloyla Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin sıkılaştığı ve pozitife döndüğü bir ortam var. Vize serbestisi öne çıkıyor, gümrük birliği de Türkiye'nin AB'ye girişi ile ilgili bir çalışma. 2016'da gümrük birliğinin güncellenmesi ile ilgili bir çalışma başlatılması talep edildi. Bu konuda çok fazla ilerleme kaydedilemedi. Gelinen noktada çok daha ivme kazanılabilir. Dünya üzerinde bu kadar kaotik gelişmeler olurken Türkiye AB ilişkilerin yol ilerleyebilen bir yapıya kavuşması son derece önemlidir.
DEPREM BÖLGESİNDEKİ ÇALIŞMALAR
-Deprem bölgesinde hayat normale dönene kadar çalışmalar sürecek. Erdoğan, sürekli bu konuları takip ediyor, ilgili arkadaşlar sürekli bölgede. Kahramanmaraş ve Adıyaman'da konut projeleri temeli atıldı. Hatay'da tarihi çarşıların yeniden inşasında temeller atıldı. Yerinde Dönüşüm Projesi'ne gelen başvuruların artması sevindiricidir.
-Demokrasimiz ve cumhuriyetimiz ile ilgili varlığımızı sivil siyaset ile korumaya devam edeceğiz. Hiçbir şekilde milli irade karşısında böyle eylemler olmaması gerekirken bazı bu tip söylemlerle karşılaşıyor. Kılıçdaroğlu koltuğunu korumak için bir siyasi parti ve onun konumunun zehirlemek için her türlü şeyi yapıyor. Bir parti genel başkanının sivil siyasete dönük zehirli bir kullanmaları, hiç kimse için bir çıkar yol değil. Siyaset yapanların kendi siyasi meşruiyetlerini zehirleyen bir durumun içinde bulunmamaları gerekir.
SORU-CEVAP
KARABAĞ'DAKİ SÖZDE SEÇİMLER
-Karabağ'da yapılan seçimin hiçbir meşruiyeti yoktur, Türkiye de reddetti. Gürcistan ve ABD de reddetti, bu önemli. Kendi kendilerine seçim yapıyorlar, bu aslında bir bakıma Ermenistan hükümetine de yapılmış oluyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Aliyev ile dayanışma içerisinde. Saldırganlıktan vazgeçmeleri Ermenistan vatandaşlarının da lehine olacak. Sözde seçimlerin yapılması istikrar sürecine darbe vuran bir şey. Türkiye, Karabağ Savaşı'nda olduğu gibi kardeş Azerbaycan'ı desteklemektedir. Öte yandan, bölge barışını da destekliyoruz. Bazı devletlerin Azerbaycan'ın meşru tutumları karşısında gerginliği yükselten beyanlarının doğru olmadığını düşünüyoruz.
SEZGİN TANRIKULU'NUN TSK'YA YÖNELİK İFADELERİ
-Tek başına reddetmek bir şey ifade etmez. 14 Mayıs seçimlerine kadar Kılıçdaroğlu terör örgütlerinin hiçbirini reddetmedi. Bu da bütün milletimizin gözleri önünde cereyan etti. İkinci turda söylemeye çalıştı bir şeyler ama bunun da hiçbir önemi kalmadı. CHP'nin terör karşısındaki bağışıklığı çöktü. Bu şekilde siyaset yapmaya çalışıyorlar ama her seferinde terör örgütleriyle yan yana düşüyorlar.
KKTC'DEKİ SON GELİŞMELER
-BM Barış Gücü şunu değerlendirmeli, Kıbrıs'ta tek bir otorite yok. İki eşit devlet olarak sonuçlanması gerektiğini değerlendiriyoruz ama BM sadece tutup da Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ni yegane otorite olarak değerlendirirse yanlış yapar. Şimdiye kadar Rum kesiminin istekleri kabul edilmiş, ancak insani gerekçelerle ortaya konan KKTC iradesi engellenemez. Onların arkasındayız, sonuna kadar destek veriyoruz, yaralanan askerimize geçmiş olsun, sorumlu olanlara gereken tedbir uygulanmalı.(Haberglobal)