Bugün 10 Ekim. Gar Katliamı’nın üzerinden 7 yıl geçti. 10 Ekim 2015 tarihinde , Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en korkunç katliamlarından biri yaşandı. Emek Barış , Demokrasi Mitingi için Ankara Tren Garı Meydanı’ında buluşan binlerce kişinin arasına giren 2 IŞİD’li canlı bombanın düzenlediği saldırı sonucunda 103 vatandaşımız hayatını kaybetti. Şimdi nasıl oldu , kaç polis vardı ? Kimlerin ihmali vardı ? Katiller , azmettiriciler neden hala bulunamadı, olayına girmeyeceğim. Açın Google’yi bütün gazetelerin ön sayfasında bulabilirsiniz , bu soruların cevabını.
Bugün Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Adana’da Seyhan Belediyesi önünde Yaşar Kemal Kültür Merkezi Önü’nde anma töreni yapıldı. Ben de oradaydım. Birçok Sivil Toplum Kuruluşu oradaydı. Saygı duruşu yapıldı. Konuşmalar yapıldı .Olay kınandı. Sloganlar atıldı. Karanfiller kondu yaşamını yitiren 103 canın resimlerinin olduğu anıta. Ancak oradaki yangını kimse görmedi.
Hemen yanıbaşımdaydı yangın. Ben o yangını gördüm. Hem de iliklerime kadar hissettim. Bir elinde karanfil vardı Nilüfer Anamın. Diğer elinde de göğsüne sımsıkı bastırarak tuttuğu 19 yaşındaki kızının resmi. Konuşma yapılırken ayakta zor duruyordu. Sarıldım omuzuna , sımsıkı kucakladım. Senin kızın değil mi Annem diye sordum. Evet , benim kuzumdu. Daha 19 yaşındaydı. Üniversitede okuyordu. Ben onu koklamaya kıyamazdım , nasıl kıydılar yavruma deyince ben de film koptu. Titriyordu , içini kavuruyordu yangın belli. Gözyaşlarını tutamadı daha fazla. İkimiz de ağlıyorduk sessizce. ‘’ Ağlama Annem , sana söz devran dönecek ve katiller hesap verecek ‘’ dedim. Kendi adıma söz verebildim ancak tabii ki.
Dilerim ki , her kim o katliama sebep olduysa , destek verdiyse bahçelerinde çiçek açmasın. O Ana’ın gözyaşlarında boğulsunlar. Ve sana söz Annem , bu ülkeye demokrasi ve barış yeniden gelene kadar ben Atatürk’ün Öğretmeni olarak mücadele etmeye ve direnmeye devam edeceğim.