Gelecek 12 yıla dikkat... Nüfusun yüzde 55'i obez olabilir
Dünya Obezite Atlası 2023 verilerine göre, Türkiye’de 2035 yılına kadar nüfusun yüzde 55’i, yani yarısından fazlası obezite ile mücadele etmek durumunda kalacak. Üstelik obezite sadece yetişkinleri değil, 3 milyona yakın çocuğu da tehdit ediyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2022 yılı verilerine göre, Türkiye Avrupa ülkeleri arasında obezitenin en yaygın olduğu ülkeler arasında yer alıyor. 20 yaş üzeri kişilerde yüzde 32 oranında obezite sorunu yaşanıyor. Dünya Obezite Atlası 2023 verilerine göreyse Türkiye’de 2035 yılına kadar nüfusun yüzde 55’i, yani yarısından fazlası obezite ile mücadele etmek durumunda kalacak. Üstelik obezite sadece yetişkinleri değil, 3 milyona yakın çocuğu da tehdit ediyor.
Uzmanlara göre sorunun öncelikli kaynağı, nişasta bazlı şeker, trans yağ ve aşırı karbonhidrat tüketimindeki artış. Türkiye Sağlık Araştırması'nın son verilerine göre 2022 yılında kadınların yüzde 23,6'sının obez ve yüzde 30,9'unun obez öncesi, erkeklerin ise 16,8'inin obez ve yüzde 40,4'ünün obez öncesi olduğu da saptandı.
OBEZİTENİN TEMEL NEDENİ STRESLİ YAŞAM
Uzmanlar, obezitenin temel nedenini, enerji alımı ve harcaması arasındaki dengenin bozulması olarak belirtiyor. Fazla kalori alımı, düşük fiziksel aktivite, genetik faktörler, stresli yaşam ve hormonal nedenler ve yeme bozukluğu obeziteye yol açabiliyor.
Bloom Diyetisyen Ece Geçili, 20 yaş ve üzeri kişilerin yüzde 32’sinin obezite sorunu yaşadığını söylüyor. Obezitenin temelinin çocukluk döneminden kaynaklandığı ifade eden Geçili, "Kötü beslenme, fiziksel aktivite azlığı ve aşırı kilonun korunması da obeziteye yol açabilir. Okul çağındaki çocukların üçte biri ya fazla kilolu ya da obez olarak değerlendiriliyor" şeklinde konuşuyor.
Geçili, obeziteye karşı alınabilecek önerileri 3 başlık altında sıralıyor:
"Sağlıklı beslenmeye teşvik etmek, fiziksel aktiviteye teşvik etmek ve düzenli sağlık taramaları."
'BİLİNÇSİZ VE AŞIRI EGZERSİZ YAPILIRSA...'
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Köksal, yazın özellikle yüksek sıcaklık görülen zamanlarda bilinçsiz ve aşırı egzersiz yapmanın aşırı su kaybına neden olacağının altını çizerek açıklamalarına başlıyor.
Prof. Dr. Köksal; “Gerek aşırı sıcaktan gerekse bilinçsiz egzersizden dolayı vücudun su kaybına uğraması, kalp kapak hastalarının problemlerle karşı karşıya kalmasına neden olur. Bunun yanı sıra sıvı kaybına uğrayan hastaların yaptığı en büyük yanlış ise bu kaybın çok su içerek yerine konulmaya çalışılmasıdır. Kontrolsüz sıvı kaybı sonrası kontrolsüz su tüketimi bazen vücutta aşırı sıvı yüküne sebep olabilir ve bu sıvı çoğunlukla akciğerlerde birikerek akciğer ödemi denilen tehlikeli bir nefes darlığı tablosuna yol açabilir" diyerek, değerlendirmesini noktalıyor.