DÜNYA

Washington Post yazdı: Türkiye'de keder yerini öfkeye bırakıyor

6 Şubat depremlerinin ardından bazı şehirlerde arama kurtarma çalışmalarının geç başlamasına öfke büyüyor. Son ana kadar yanlarında oldukları yakınlarını: aksamalar nedeniyle kaybedenlerle konuşan Washington Post, depremzedelerin müteahhitleri ve hükümeti sorumlu tuttuğunu yazdı

Zafer Mahmut Boncuk, Türkiye'deki yıkıcı depremde apartmanı çöktüğünde, 75 yaşındaki annesinin hala hayatta olduğunu, ancak enkazın altında kaldığını öğrendi. Boncuk, harap olmuş Antakya’da onu kurtarmasına yardım etmesi için saatlerce birilerini aradı. Onunla konuşabiliyor, elini tutabiliyor ve ona su verebiliyordu. Ancak kimse gelmedi ve depremin ertesi günü annesi hayatını kaybetti.

"Başaramadım"

Türkiye'deki pek çok kişi gibi, onun da üzüntüsü orada ve Suriye'de on binlerce insanı öldüren tarihi felakete adaletsiz ve etkisiz bir tepki verildiği duygusuyla öfkeye dönüştü. Boncuk, özellikle öfkesini Cumhurbaşkanı’na yöneltti. Binanın kalıntıları pazar günü kaldırıldı. Boncuk, “Dünya lideri olmaya ne oldu? Neredesin? Nerede?. Ona su verdim, yüzündeki tozları temizledim. Onu kurtaracağımı söyledim. Ama başaramadım” diye bağırdı. 

New York Times: Erdoğan, seleflerini deviren zorluklarla karşı karşıya

Son konuşmalarında annesine “Biraz su versem yardımı olur mu?” diye sorduğunu anlatan Boncuk, “Hayır deyince ben de dudaklarına biraz su sürdüm. On dakika sonra öldü. Cehalet, bilgi eksikliği yüzünden, annem gözlerimin önünde öldü” dedi.  Türkiye'deki pek çok kişi, 6 Şubat depremlerinden bu yana kurtarma operasyonlarının acı verici bir şekilde yavaş olması ve insanlara canlı ulaşmak içi zaman kaybedilmesi nedeniyle hayal kırıklığını dile getiriyor. 

The Economist: Türkiye'deki yıkım, inşaat dolandırıcılığının ölümcül boyutlarını gösteriyor

Adıyaman'daki Elif Büşra Öztürk, cumartesi günü amcası ile teyzesinin mahsur kaldığı ve öldüklerine inanılan ve iki kuzeninin cesetlerinin bulunduğu bir binanın enkazının dışında bekliyordu. Öztürk, “Üç gün boyunca yardım için dışarıda bekledim. Kimse gelmedi. O kadar az kurtarma ekibi vardı ki, yalnızca canlı olduğundan emin oldukları yerlere müdahale edebildiler” ifadelerini kullandı. 

"Ceset torbalarını bizim mi diye açıyoruz"

Kurtarma çalışmalarını izleyen akrabalara göre, deprem meydana geldiğinde 12 katlı binada binden  fazla kişi bulunuyordu. Yüzlerce kişinin hala içeride olduğunu söylediler, ancak onları kurtarma çabalarının yavaş olduğundan dolayı şikayette bulundular. 60 yaşındaki Bediha Kanmaz, "Bu bir vahşet, ne diyeceğimi bilemiyorum" dedi. Oğlunun ve 7 aylık torununun cesetleri binadan çıkarılmıştı, kızı ve kayınvalidesi hala içerideydi. Kanmaz, “Ceset torbalarını bizim mi diye açıyoruz, bizim çocuğumuz mu diye kontrol ediyoruz. Parçalananları bile kontrol ediyoruz” dedi. 

The Guardian analizi: Türkiye’deki deprem, 1999’dan ders alınmadığını gösteriyor

Kanmaz ayrıca Türkiye hükümetini felakete karşı yavaş yanıt vermekle suçladı ve ulusal kurtarma hizmetini insanları canlı kurtarmak için yeterince şey yapmamakla suçladı. Erdoğan Çarşamba günü afetten etkilenen 10 ilin tamamında afet çalışmalarının sürdüğünü söyledi ve ordu gibi devlet kurumlarından yardım gelmediği yönündeki iddiaları "Yalan, iftira" olarak reddetti. Ama eksiklikler olduğunu  kabul etti. Yetkililer, Hatay'daki kurtarma çalışmalarının başlangıçta yerel havaalanının pistinin tahrip olması ve kötü yol koşulları nedeniyle karmaşık olduğunu söylediler.

Ancak yıkımın boyutuna duyulan öfke, bireylerle sınırlı değil. Türk makamları, çöken binaların inşaatına karıştığı iddia edilen düzinelerce kişiyi gözaltına alıyor veya tutuklama emri çıkarıyor. Adalet Bakanı sorumluları cezalandıracağına söz verdi. Kanmaz, ailesinin yaşamını yitirdiği apartmanın inşaat müteahhitini ihmalle suçladı.

Bölgede gerilim artıyor

Ayırca Türkiye’de Suriyeli mülteciler nedeniyle de gerilim artıyor. Birçok insan iç savaştan bölgeye kaçarak bölgeye gelen Suriyelilerin yetersiz refah sistemine yük bindirmesinden ve Türk halkıyla kaynaklar için rekabet etmesinden duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi. Kanmaz, “Hatay’da çok fakir var ama bize bir iyilik yapmıyorlar. Suriyelilere veriyorlar. Burada Türklerden çok Suriyeliler var” dedi. 

New York Times'tan Türkiye'deki mültecilerle ilgili analiz: Felaket içinde felaket yaşadılar

Cumartesi günü tansiyonun yükselebileceğine dair işaretler vardı. İki Alman yardım grubu ve Avusturya Silahlı Kuvvetleri, personelinin güvenliğinden endişe duyarak Hatay bölgesindeki kurtarma çalışmalarını geçici olarak durdurdu. Avusturya Savunma Bakanlığı sözcüsü Twitter'dan yaptığı açıklamada, Türk ordusunun bölgeyi emniyete almasının ardından çalışmalara yeniden başladıklarını söyledi. Avusturya Silahlı Kuvvetleri'nden Yarbay Pierre Kugelweis, APA haber ajansına "Türkiye'de farklı gruplar arasında artan bir gerilim var. Ateş edildiği söylendi” dedi. 

Kaynak: