Spor yazarları, Fenerbahçe'nin sahasında İstanbulspor ile 3-3 berabere kaldığı maçı köşelerinde yorumladı.
Spor yazarlarının değerlendirmesi şu şekilde:
Hilmi Türkay: "Fenerbahçe ligimizde “son dakikaların” takımı oldu. Ankaragücü ve Başakşehir maçında atılan gollerin dakikaları ortada. Bu iki karşılaşma “Her şey bitti” derken kazanıldı. Futbolcular şaka mı yapıyor acaba? Böyle şaka olmaz. İnsanların kalbi yerinden çıkacak duruma geldi. İstanbulspor karşısında Jesus’un takım içinde ince dokunuşlar yaptığını gördüm. İlk yarıdaki futbol vasatın altındaydı, ikinci devre tempolu bir mücadele izledik. Arda’nın ikinci golüne şapka çıkarılır. Önce 2-0’dan 2-2’yi, sonra 3-2’den 3-3’ü bulan İstanbulspor, Sarı-Lacivertli taraftarların yine yüreğini ağzına getirdi. Bu F.Bahçe insanı hasta eder!" (Cumhuriyet)
Uğur Meleke: "Fenerbahçe, Dünya Kupası öncesi mental olarak ne kadar kuvvetliyse, turnuva sonrası saha içinde o denli kırılgan görünüyor artık. Dün 2-0, 2-1 ya da 3-2 öndeyken skoru tutabilecek keskin bir görüntü veremediler. Bütüncül duramadılar. Kopukluklar, kırılganlıklar hep vardı sahanın içinde. Bunun bedelini de hayati bir 2 puan kaybıyla ödediler. Tekke’nin İstanbulspor’u bu son derece kısıtlı kadro kalitesine rağmen son 10 günde çok iyi sonuçlar aldı: Önce topla yüzde 40 oynayarak Başakşehir’i 1-0 yendiler. Sonra yine meşin yuvarlağa %32 ile sahip olarak Antalyaspor ile 3-3 berabere kaldılar." (Hürriyet)
Engin Kehale: "Arda’nın resitali ile 2-0’ı yakalayan Fenerbahçe, ikinci yarıda 57-66 arasında 9 dakikada ne olduğunu anlayamadan tabelaya baktığında 2-2’yi gördü. Valencia-Pedro ikilisi ile 71’de gelen gol, galibiyetin habercisi derken; bu defa Eze sahneye çıktı ve şampiyonluk yarışında puan farkının kapanmasına “dur” dedi. İşin ilginci, 3-2 ile taraftar kendini bulmuştu. Sezonun ilk yarısındaki sinerjinin bir benzeri var gibiydi stadyumda. Son dakikada gelen gol, maç sonunu taraftar-Jesus sürtüşmesi ve gerilimi ile bitirdi. Bu hayal kırıklığından bir geri dönüş olur mu? Olur ama birleşerek. Ayrılarak değil." (Hürriyet)
Elvir Baliç: "Çok doluyum, öfkeliyim. Bence kaybedilmiş bir şampiyonluk Jesus'a yazar. Son haftalarda kazanıyordu Fenerbahçe ama nasıl kazanıyor onu söylüyorduk, bırakın Dünya Kupası öncesindeki futbolu artık iyice uzaklaşmıştı oyunundan. Artık Fenerbahçe o kadar ezbere oynuyor ki, nereden bakarsan bak artık Fenerbahçe'yi herkes çözüyor. Neresinden bakarsan bak iyi değil Fenerbahçe. Hangi değişiklikler olur, ilk kim çıkar gibi sorsan dışarıda taraftara yüzde 90 herkes bilir. Bunda Jesus en büyük etken Bana göre bırakılan iki puan, oyun da eksik. Çok üzgünüm ne diyeceğimi de bilemiyorum. Fenerbahçe'de Arda dışında Valencia da bazen, bunların dışında sorumluluk alacak oyuncu kim soruyorum ben."
İlker Yağcıoğlu: "Jesus belki liderliğini göstermek istiyor, bu tip şeyler olur kaybettiğiniz zaman 'bizim kaybettiğimiz bir şey yok' falan demek istiyor takımı alkışlatırken ama burası Türkiye, burası Fenerbahçe kulübü. Ligin en az gol atan takımlarından birine 2-0 öne geçtikten sonra bu alkışlatmayı sahada yapmayacaksın, gideceksin soyunma odasında yapacaksın"
Rıdvan Dilmen: "Fenerbahçe'nin bugün puan kaybedeceğini rüyamda görsem inanmazdım. Fatih Tekke'nin maç öncesi röportajına bakın. 'Mükemmele oynamanız ve rakibimizin kötü oynaması gerekiyor' demişti. Maç öncesi hanesine 0 yazmış Fatih hoca. Fenerbahçe, evinde Giresunspor'dan bir gol az yemiş. Nasıl şampiyon olacaksın? Jorge Jesus'un hiçbir mazereti yok bu tablo karşısında. Fenerbahçe'nin bu kadar gol yemeye hakkı yok. Fenerbahçeliler üzgündür tabii, ben de üzgünüm. Ancak ligde son 3 aydır en iyi futbolu oynayan takım Galatasaray, sonra da Beşiktaş."
Kaynak: www.cumhuriyet.com