Bugün 2023 yılı dış ticaret verilerini değerlendirmek üzere bir araya geliyoruz.
Başta Gazze olmak üzere bölgemizde yaşanan savaşlar, depremler ve terörle mücadelede kaybettiğimiz şehitlerimizin acısı nedeniyle yeni yıla buruk bir giriş yapıyoruz.
2024 yılının ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.
Türk ürünlerini tüm dünyaya ulaştıran aktif ihracatçılarımız ve iş dünyamızın yırtıcılarıyla bir arada olmaktan mutluluk duyuyorum.
Bir şeyi özellikle ifade etmek isterim. Türkiye gibi stratejik ve zorlu bir coğrafyada yaşıyoruz. Küresel güç mücadelesinin merkezinde ülkemizin merkezde olduğu bölge yer alıyor.
Başta petrol ve doğal gaz olmak üzere yer altı kaynaklarının çoğu bu coğrafyada bulunmaktadır.
Küresel ticaret arttıkça Boğazlar'ın öneminin de artması Türkiye'nin durumunu ortaya koyuyor. Son dönemde yaşanan krizlerin neredeyse tamamı ülkemizin yakınlarında yaşanıyor. Ülkemizi kuzeyde ve güneyde yaşanan kanlı çatışmalara katmak isteyen savaş baronlarına izin vermedik.
Avrupa ve ABD ile karşılıklı saygıya dayalı işbirliğini geliştirmeye çalışıyoruz. Afrika ve Latin Amerika ülkeleriyle yürütülen olumlu mücadele tüm hızıyla devam ediyor.
Bize doğru bir adım atana kadar koştuk. Dış politikamızı Türkiye odaklı küresel bir bakış açısıyla şekillendirdik. Elbette bundan sonra geri dönüş olmayacak. Türkiye dost sayısını artırmaya devam edecek. Kötü niyetli söylemlerle ülkemizi bölgesinden ve bölgedeki ortaklarından ayırmaya yönelik girişimlerin farkındayız.
Turizmi baltalamaya yönelik bir kampanya yürütüldü. Muhalefetin de benzer bir kampanyayı spor üzerinden yürütmeye çalıştığını görüyoruz. İnsanlar sırf kökenlerinden dolayı aşağılanıyorlar. Ülkemizi, tarihi, dini ve insani bağları çok güçlü olan bölgesinden, ortaklarından ve kardeş ülkelerinden ayırma çabalarının farkındayız. İnsanlar, toplumlar ve inançlar asla tasvip etmeyeceğimiz nefret söyleminin hedefidir.
Kötü niyetli söylemlerle ülkemizi bölgesinden ve bölgedeki ortaklarından ayırmaya yönelik girişimlerin farkındayız. Turizmi baltalamaya yönelik bir kampanya yürütüldü.
Muhalefetin de benzer bir kampanyayı spor üzerinden yürütmeye çalıştığını görüyoruz. İnsanlar sırf kökenlerinden dolayı aşağılanıyorlar.
İslam düşmanlığına, yabancı düşmanlığına varan bir çılgınlıkla karşı karşıyayız. Ne yazık ki muhalefet aktörleri bu alçak ve tehlikeli nefret siyasetinin gönüllü figüranları gibi hareket ediyor.
Zor zamanlarda yanımızda olan kardeş ülkelerin saldırıya uğraması asla tesadüf değildir.
Türkiye'ye ve çıkarlarına yönelik sinsi bir operasyon ve sabotaj girişimi var. Kirli senaryoları bir kenara bıraktığımız gibi bu oyunu da mutlaka yok edeceğiz.
Nefret siyasetiyle mücadelede siz ihracatçılarımıza da çok önemli görevler düşüyor. Kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirme sorumluluğunu da üstlenmeniz gerekiyor. Daha fazla çaba göstermenizi ve görünür olmanızı umduğumuzu burada belirtmek isterim.
Ülkemiz yatırımla, istihdamla, üretimle, ihracatla büyüme ilkeleri doğrultusunda başarı öyküleri yazmaya devam ediyor. Rahatsız olanlar var, onları dinlemeyeceğiz.
Yakın geçmişte yaşadığımız zorlukları da dikkate aldığımızda ekonomide elde ettiğimiz başarıların ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlayacağız. 2012-2022 döneminde küresel ekonomi yıllık ortalama yüzde 3,4 büyürken, Türkiye yıllık ortalama yüzde 6 büyüme kaydetti.
Geçen yıl 2022'de yüzde 5,5 büyüdük. Bu büyümeye en büyük katkı 2,4 puanla ihracatçılarımızdan geldi. Son 13 çeyrektir devam eden kesintisiz büyüme trendini 2023 yılının üçüncü çeyreğinde %5,9 büyüyerek sürdürüyoruz. G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ikinci ülke olduk.
İhracat tarafında da benzer bir tablo ortaya çıkıyor. Yüzde 1'i aşan dünya ihracatındaki payımız 2022'de 1,02'ye çıktı. Bu oran geçen yıl yüzde 1,03'e çıktı.
Hedefimiz enflasyonu yeniden tek haneye indirmek. Son dönemde uygulamaya koyduğumuz tedbirler enflasyonu düşürmeye başladı.
Küresel ekonomide yeni bir acil durum yaşanmadığı sürece politikaların etkilerini daha net göreceğiz. Çeşitli bahanelerle milletin geçimini ve refahını arayan açgözlülere kesinlikle fırsat vermeyeceğiz. Enflasyon sorununu vatandaşlarımızın günlük hayatından ortadan kaldıracağız.
2023 yılı ülkemiz için başta deprem olmak üzere zorlukların, acıların ve pek çok denemenin yaşandığı sancılı bir yıl oldu. Ülkemiz ekonomisine 104 milyar dolarlık ek fatura getiren depremin olumsuz sonuçlarına karşı da mücadele ettik.
Türkiye'nin, devleti ve milletiyle deprem yaralarını sarmada gösterdiği başarıyı dünyada hiçbir ülke gösteremez.
Yüzyılın felaketi olarak nitelendirdiğimiz şiddetli depremle sarsılan Japonya'ya ülkem ve milletim adına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Depremin ihracatımıza etkisi -6 milyar dolar.
Tüm bunlara rağmen ihracatta dış ticaretimizi geliştirme çabalarımızın meyvelerini alıyoruz.
2023 yılında ihracatımız geçen yıla göre yüzde 0,6 artarak 255,8 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdı. Bu rakamla orta vadeli programdaki 255 milyar dolarlık hedefimizi aştık. 2023 Aralık ayı itibarıyla ihracatımız yüzde 0,44 artarak 23 milyar dolara ulaştı.
2023 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı 0,8 puan artarak %70,7'ye yükseldi. Biz göreve geldiğimizde bu oran sadece yüzde 50 civarındaydı. Ülkemizin dış ticaret açığı geçen yıla göre yüzde 3,2 azaldı.
İhracatta en yüksek seviyeye Temmuz, Ağustos, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında ulaştık. Temmuz ayı hariç dış ticaret açığımız geçen yılın aynı ayına göre azaldı. Hizmet ihracatımız 99 milyar 254 milyon dolardır. Cari açıkta azalma yaşandı.
Eylül ve Ekim aylarında cari işlemler hesabı 2 milyar doların üzerinde fazla verdi. Son 5 ayda dış ticaret açığının ve cari açığın kalıcı olarak düşmeye başladığını görüyoruz. İyileşmenin devam edeceğine inanıyoruz.