Batılı hükümetler, Moskova'nın bütçesi, ordusu ve Ukrayna işgaline mali katkı sağlayan fosil yakıt gelirlerini sınırlamak amacıyla Rus petrol ihracatına tavan fiyat sınırlaması getirmeyi hedefliyor.
Sınırlamanın pazartesi günü, Avrupa Birliği'nin deniz yoluyla sevk edilen ham petrole yaptırım uygulayacağı gün (eşzamanlı olarak) yürürlüğe girmesi bekleniyor.
AB, varil başına 60 dolarlık bir eşik üzerinde müzakere ediyor, alınan kararın AB hükümetlerince oanylanması gerekiyor.
Diplomatik kaynaklara göre Avrupa Birliği hükümetleri, G7'nin önerisi olan Rus deniz petrolüne varil başına 60 dolarlık tavan fiyatı sınırı getirilmesi ve bu sınırın, piyasa fiyatının yüzde 5 altında tutulmasını sağlayacak bir düzenleme mekanizmasının kurulması konusunda "geçici" anlaşma sağladı.
Arz tarafında G7 ve Avrupa Birliği ülkelerinin Rus petrolüne tavan fiyat uygulanması için müzakereler devam ediyor.
Loading...
Her iki önlemden ötürü arz kaybına ilişkin endişeler, yavaşlayan küresel ekonomi nedeniyle azalan talebe ilişkin endişelerle rekabet ettiğinden, söz konusu yaptırımların petrol fiyatı üzerinde belirsiz etkisi olabilir.
İşte tavan fiyat, AB ambargosu ve bunların tüketiciler ve küresel ekonomi için ne anlama gelebileceği hakkında bilinmesi gerekenler:
Tavan fiyat nedir ve nasıl işleyecek?
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, G7 üyesi diğer müttefik ülkelere, Rus petrolünün küresel ekonomiye akışının sürdüğü bir ortamda, Moskova'nın kazancını sınırlamanın yolu olarak tavan fiyat uygulamasını önerdi.
Amaç: Bir yandan Rus petrolünün küresel piyasadan hızlı çekilmesi halinde petrol fiyatlarının keskin şekilde yükselmesini önlerken diğer yandan Moskova'nın mali durumuna, yani cebine zarar vermek.
Batılı sigorta ve deniz sevkiyatı şirketleri, Rus ham petrolünü ancak petrolün tavan fiyat ya da bu fiyatın altında olması halinde taşıyabilecek. Uluslararası sigortacıların büyük çoğunluğu AB ya da İngiltere merkezli olduğu için de üst sınıra uymaları gerekecek.
Petrolün küresel ekonomiye akışı nasıl devam eder?
AB ve İngiltere'nin daha önceki yaptırım paketlerinde uyguladığı sigorta yasağının genel olarak uygulanması, Rus ham petrolünün çok büyük oranda piyasadan çekilmesine ve petrol fiyatlarının yükselmesine yol açabilir. Bu durumda Batı ekonomileri zarar görür, Rusya ambargoya rağmen sevk edebildiği petrolden daha fazla kazanç elde eder.
Dünyanın 2 numaralı petrol üreticisi konumundaki Rusya, Batılı müşterilerin AB'nin getirdiği yasaklardan önce bile kendisinden uzaklaşmasıyla birlikte arzının büyük kısmını indirimli fiyatlarla Hindistan, Çin ve diğer Asya ülkelerine yönlendirdi.
Farklı tavan fiyat seviyelerinin nasıl bir etkisi olur?
Brüksel merkezli Bruegel düşünce kuruluşundan enerji politikaları uzmanı Simone Tagliapietra, 60 dolarlık bir üst sınırın Rusya'nın mali durumu üzerinde ağır bir (darbe) etkisinin olmayacağı görüşünde.
Tagliapietra, bunun "neredeyse hissedilmeyeceğini", zira Rus petrolünün zaten (daha önceki) satıldığı marja yakın olacağını dile getirdi.
Rus Ural petrolü, uluslararası gösterge Brent'e göre ciddi bir indirimle satılıyor ve Covid-19 salgıı nedeniyle Çin'den gelen talebin azalacağı endişesiyle bu hafta 60 doların altına kadar geriledi.
"İlk bakışta, üst sınır tatmin edici bir rakam değil" diyen Tagliapietra, bununla birlikte petrol fiyatlarının aniden yükselmesi ve üst sınırın zorlaması halinde Kremlin'in karını önleyeceği değerlendirmesinde bulunuyor.
"Rusya lideri Vladimir Putin üzerindeki baskıyı arttırmak istiyorsak, üst sınır zaman içinde (daha da) aşağı çekilebilir." diyen Tagliapietra, "Sorun şu ki, Putin'in petrolden elde ettiği kara darbe vuracak bir önlem için aylardır bekliyoruz." sözleriyle hükümetlerin ağır davranmasına eleştirisini dile getiriyor.
Varil başına 50 dolar gibi düşük bir tavan, Rusya'nın kazancını azaltacak ve devlet bütçesini dengelemesini imkansız hale getirecektir ki Moskova'nın bunu yapmak için varil başına 60 ila 70 dolara ihtiyaç duyduğuna inanılıyor. Bu durum "mali başa baş noktası" (Mali başa baş petrol fiyatı (FBOP), petrol ihraç eden bir ülkenin bütçesini dengelemek için gerekli olan petrol fiyatıdır) olarak adlandırılıyor.
Ancak 50 dolarlık bir üst sınır yine de Rusya'nın varil başına 30 ila 40 dolar arasındaki üretim maliyetinin üzerinde olacak ve Moskova'ya, yeniden başlatılması zor olabilecek kuyuları kapatmak zorunda kalmamak için petrol satmaya devam etme teşviki sağlayacaktır.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Polonya'nın 30 dolarlık bir üst sınıra övgüde bulundu. Washington merkezli Uluslararası Finans Enstitüsü baş ekonomisti Robin Brooks, geçen hafta attığı bir tweet'te 30 dolarlık bir üst sınırın "Rusya'ya hak ettiği mali krizi yaşatacağını" dile getirmişti.
Berlin merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nden yaptırım uzmanı Maria Shagina da, üst sınırın nerede belirleneceği konusundaki tartışmanın, hangi hedefin izleneceği konusundaki anlaşmazlığı vurguladığını söylüyor:
"Rusya'nın bütçesine darbe vurmak ya da enflasyonu kontrol altına almak; ABD, fiyat artışlarını kontrol altına almaktan yana."
Son tarih olarak gösterilen pazartesi gününe az bir süre kala, "Bu anlaşmazlığı daha uzun süre çözümlemek (üzerinde tartışmak) için fazla zaman yok." diyen Shagina, "60 dolar hiç anlaşmamaktan daha iyi. Elbette daha sonra piyasadaki koşulları yansıtacak şekilde revize edebilirler ve sıkılaştırabilirler." görüşünü dile getiriyor.
Peki ya Rusya ve diğer ülkeler tavan fiyatına uymazsa?
Rusya daha önce yaptığı açıklamalarda tavan fiyat uygulamasına uymayacağı ve uyan ülkelere sevkiyatı durduracağı uyarısında bulunmuştu.
Rusya, petrol satış fiyatının üzerinde olması halinde sınırı görmezden gelebilir. Daha düşük bir üst sınır Moskova'nın, yaptırımları aşarak keskin bir şekilde yükselen küresel petrol fiyatından kar elde etme umuduyla sevkiyatları durdurup misilleme yapmasına neden olabilir.
Çin ve Hindistan'daki alıcılar sınıra uymayabilir. Keza Rusya veya Çin, ABD, İngiltere ve Avrupa tarafından yasaklanan şirketlerin yerine kendi sigorta sağlayıcılarını kurmaya çalışabilir.
Rusya ayrıca Venezuela ve İran gibi 'sahibi belli olmayan karanlık filo' tankerleri kullanarak kayıt dışı petrol satma yoluna gidebilir.
Petrol bir gemiden diğerine aktarılabilir ya da kaynağını gizlemek için benzer kalitede petrolle karıştırılabilir.
Shagina, bu koşulların Rusya'nın kısıtlamalar çerçevesinde petrol satmasını "daha maliyetli, zaman alıcı ve külfetli" hale getireceğini belirtiyor.
Asya'ya petrol sevkiyatında daha uzun mesafeler söz konusu olduğundan dört kata kadar daha fazla tanker kapasitesine ihtiyaç duyulacaktır ve herkes Rus sigortası almayacaktır.
"Bu karanlık filodan yararlanmanız gerekiyor ve bu sınırsız değil" diyen Shagina, "İran ve Venezuela bunu oldukça etkili bir şekilde kullanıyor, ancak aynı hedeflere yönelik rekabetle karşılaşabilirsiniz. Bu kedi-fare oyunu her zaman yaptırım mekanizmalarının doğasında vardır." sözleriyle açık denizlerdeki diğer rakiplere dikkati çekiyor.
AB ambargosu?
Rus üreticiler muhtemelen tüm petrollerini daha önce en büyük müşterileri konumundaki Avrupa'dan yeniden yönlendiremeyecek (satış rotasını değiştiremeyecek) ve bir kısmı muhtemelen en azından ilk etapta küresel pazarda kaybolacaktır.
Commerzbank analistleri, AB ambargosu ve sınırlamanın birlikte "2023 başlarında petrol piyasasında gözle görülür bir sıkılaşmaya" yol açabileceğini belirtiyor ve Brent fiyatının gelecek haftalarda varil başına 95 dolara kadar tırmanmasını bekliyor. Cuma günü (2 Aralık) Brent 86,89 dolar seviyesindeydi.
AP'nin analizine göre, AB ambargosunun en ciddi etkisi pazartesi günü değil, Avrupa'nın dizel yakıt gibi petrolden yapılan rafineri ürünlerine getirdiği ilave yasağın yürürlüğe gireceği 5 Şubat'ta görülebilir.
Avrupa'da dizel yakıtla çalışan hala çok sayıda araç var. Yakıt aynı zamanda çok çeşitli malların tüketicilere ulaştırılması ve tarım makinelerinin çalıştırılması için kamyon taşımacılığında da kullanımda.
Dolayısıyla yüksek maliyetler ekonominin geneline yayılacaktır.