Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütü PKK/YPG hedeflerine yönelik sınır ötesi operasyonları devam ederken, diğer bir taraftan da Türkiye ve Suriye arasında gelişmesi öngörülen 'normalleşme' sürecine yönelik adımlar tartışılıyor.
Son olarak, örgütün Suriye'deki üst düzey yöneticilerinden Mazlum Abdi, Washington Post için bir makale kaleme aldı.
Abdi, AKP hükümetine müzakere çağrısında bulunduğu makalesinde şu ifadelere yer verdi:
"GÖRÜŞMELER YENİDEN BAŞLARSA..."
"Erdoğan geçmişte, PKK ile Türk devleti arasındaki silahlı çatışmayı sona erdirmek ve Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmek için müzakerelerde bulundu. Bu görüşmeler yapılırken biz Türk komşularımızla barış içinde yaşıyorduk. Eğer görüşmeler yeniden başlarsa, bunu yine yapabiliriz..."
"Bu görüşmelerin yeniden başlatılmasında ve aradığımız barışa ulaşılmasında yardımcı bir rol oynamaya hazır olduğumuzu beyan ediyoruz. Uluslararası toplumu, Türkiye'nin işgalini önlemek ve Kürt sorununa demokrasi, birlikte yaşama ve eşit haklar temelinde siyasi bir çözüm bulunmasını teşvik etmek üzere derhal somut adımlar atmaya çağırıyoruz. Halkımızın varlığı ve bölgenin güvenliği buna bağlıdır..."
"BU KEZ TEHDİT IŞİD DEĞİL, TÜRKİYE"
Abdi ayrıca, ABD ve Küresel Koalisyon ile birlikte 2014'te IŞİD'i yenilgiye uğrattıklarını öne sürerken, bugün Suriye'nin kuzeyindeki varlıklarının tehlikede olduğunu vurguladı ve "Ortakları ile elde ettikleri tüm kazanımların tehlikede olduğunu" iddia etti.
İşte, o makaleden öne çıkan bölümler:
- Bu kez tehdit İslam Devleti teröründen değil, bir ABD müttefiki ve bir NATO üyesinden geliyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümeti bir haftayı aşkın bir süredir şehirlerimize bombalar yağdırıyor, sivilleri öldürüyor, kritik sivil altyapıyı tahrip ediyor ve IŞİD'i durdurmaya çalışan Suriye Demokratik Güçlerini hedef alıyor.
- Zaman zaman Batılı demokratik standartların gerisinde kaldığımız için eleştirildik. Sistemimiz mükemmel değil: Onu, varlığımız için savaşırken ve ezici bir ekonomik abluka altındayken inşa etmek zorunda kaldık. Kobani zaferi ve bunun getirdiği, direnişimize yönelik uluslararası destek olmasaydı, bunların hiçbiri mümkün olmazdı. Türkiye'nin bölgemize yönelik saldırısı tüm bunları yeniden tehlikeye atıyor.
"HAYATIMA YÖNELİK BİR GİRİŞİM"
- [Türkiye] IŞİD'e karşı operasyonları planlamak üzere ABD ile birlikte çalıştığım Haseke kenti yakınlarındaki üssü hedef aldı ve ABD güçlerine yüzlerce metre mesafedeki bir noktayı vurdu. Bunun hayatıma yönelik bir girişim olduğuna inanıyorum: Türkiye bu yıl SDG'den ve yönetimimizden birçok meslektaşıma suikast düzenledi.
- Bombalama kampanyasının yarattığı dehşet ve kaosa ek olarak, Erdoğan topraklarımıza yönelik bir kara işgali tehdidinde bulunmaya devam ediyor. Böyle bir saldırının sonuçlarının ne olacağını biliyoruz, çünkü Türkiye bunu daha önce iki kez yaptı.
İSTANBUL SALDIRISI
- Erdoğan savaş bahanesi olarak güçlerimizi İstanbul'daki ölümcül bir bombalama olayına karışmakla suçladı. Şunu açıkça ifade etmeme izin verin: Bu terör eylemini esefle kınıyor, olaya karıştığı yönündeki tüm suçlamaları reddediyor ve hayatını kaybedenlere bir kez daha başsağlığı diliyoruz. Soruşturma açılması çağrımızı yineliyor ve soruşturma açılması halinde destek vermeye hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.
Kaynak: www.cumhuriyet.com.tr