CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu sabah Sosyal Demokrasi Derneği (SDD) Başkanı Sami Doğan ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret etti. Özel'e CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol da eşlik etti.
Yaklaşık bir saat süren ziyaretin ardından Özel, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
'YEREL MAHKEME AYM'YE DİRENİYORSA TALİMATLANDIRILMIŞTIR'
Özel, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay'a ilişkin dosyanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Yargıtay'a iletilmesine ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
"Türkiye'de artık hukukun üstünlüğünden, kuvvetler ayrılığından bahsetmenin hiçbir anlamı yok. Artık iktidara yakın olan, onu destekleyen hiç kimse "Türkiye'de hukuk var" demesin. Bir Anayasamız var ve bu bir toplumsal sözleşmedir. Anayasa, Anayasa Mahkemesi kararlarının tüm gerçek ve tüzel kişiler ile yasama, yürütme ve yargı organları açısından bağlayıcı olduğunu belirtmektedir. Gerekçeli karar yayımlandıktan sonra infaz edilir.
Anayasa Mahkemesi, Can Atalay hakkındaki 3 aleyhte oya karşı oy çokluğuyla nihai kararını verdi ancak oybirliğiyle yerel mahkemeye gerekli tedbirlerin alınması ve karar verilmesi çağrısında bulundu. Hatta Can Atalay'ın kararına katılmayan Anayasa Mahkemesi üyeleri bile oybirliğiyle kararın icra edilmek üzere yerel mahkemeye geri gönderilmesine karar verdi. Aksi halde bu Anayasanın reddi anlamına gelir. Bugün bir yerel mahkeme, talimat vermiş olsa bile Anayasa Mahkemesi'ne itiraz edemez. Bu talimatı kuvvetler ayrılığını göz ardı eden Genel Başkan verdi. Aksini söyleyen bu millete yalan söylüyordur.
'DÜPEDÜZ DARBE GİRİŞİMİDİR'
Yani evrensel hukuk normlarının dışında; Sadece şunu söyleyelim. Bunu Osmanlı tarihiyle övünen ve kimsenin bununla övünmesine izin vermeyenlere söyleyelim. Fatih Sultan Mehmet diyor ki: "Hakimi satın alırsan adalet ölür." Adalet ölürse, Devlet de yakında ölür." Bugün yapılan, kadını maddi olarak değil manevi olarak satın almak olabilir. Manevi olarak ise CEO'nun mahkemenin iradesini kazanmasıdır.
Çünkü Gezi davası kişisel bir husumet meselesidir. Türkiye'de kimin hapse gireceğine “dünya liderimiz” karar veriyor, kimin çıkacağına da diğer dünya liderleri karar veriyor. Bu can bu bedende kaldığı sürece asla özgür bırakmayacağını söylediği rahibi bir telefonla Oval Ofis'e getirdi; Merkel'den gelen telefonla Deniz Yücel'i bırakan biri; Bugün dünya liderlerinden birinden telefon gelse Can Atalay'dan ayrılırdım. Ama Türkiye'nin buna ihtiyacı yok. Türkiye'nin yasanın uygulanmasına ihtiyacı var.
Yapılan doğrudan vuruş girişimiydi. Hatay halkına şunu söylüyorlar: "Milletvekili seçemezsiniz, son kararı ben vereceğim." Bu bir darbedir. TBMM'ye şunları söyledi: 'Milletvekilinizi yemin etmeye çağıramazsınız. “Son kararı ben veririm” diyorlar. Bu bir darbedir. Meclis Başkanı'na "Kararımı okutacağım" dedirtiyorlar. Hepimize şunu söyledi: 'Anayasanın hiçbir etkisi yok. Diyorlar ki: "Bu ülkeyi kim yönetiyorsa, kendi seçeceği bir anayasa vardır."
Tüm Türkiye'nin, tüm kurumlarının, Türkiye'nin geleceğine umut bağlamak isteyenlerin buna karşı çıkması gerekiyor. Kadı satın alınırsa adalet ölür. Bugün adalet ölüyor. Fatih Sultan Mehmet, "Adalet ölürse, devlet de yakında ölür" diyor."
'ASGARİ ÜCRET 3 AYDA BİR BELİRLENMELİ'
Yeni asgari ücreti bir gazetecinin sorusuyla değerlendiren Özel, şunları söyledi: "Asgari ücretin ne kadar olacağından çok, bugün ne alacak, gelecek yıl ne alacak diye düşünmemiz gerekiyor. Çok büyük bir aldatmacayla karşı karşıyayız. " Verilen artış son altı aylık enflasyonu telafi edecek düzeyde bir artış. Gelecekte yaşam maliyeti nasıl olacak? "Bugün belirlenen asgari ücrete ek olarak, onu en az 3 ayda bir yeniden belirleme taahhüdünde bulunmalıyız" dedi.
'HİÇBİR MAL/HİZMET BİR AY ÖNCEKİ FİYATA SATIN ALINAMIYOR'
Özel, hayat pahalılığının inanılmaz olduğuna dikkat çekerek, "İyi değil, bir ay önce aldığınız fiyata hiçbir hizmeti alamıyorsunuz. Asgari ücret de her geçen gün düşmeye devam edecek. Onlar da diyor ki: "Altı ay sonra da zam yapmayacağız, bu bir yıllık asgari ücret olacak." Bir yıl sonra bugün satın alınan mal ve hizmet; Bir yıl sonra tüm ağın maliyeti ne kadar olacak? Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ülkede asgari ücretin en az üç ayda bir güncellenmesi gerekiyor. Bu ülkenin insanını seviyorsanız, "Biz açıkladık ama Mart ayında enflasyon farkını geri vereceğiz" diyeceksiniz. Bu olmadan, reklamı yapılan rakamın hiçbir değeri yoktur.
'DERHAL DÜZENLEME YAPILMALIDIR'
Diğer bir sorun ise asgari ücretin gelir vergisi hesaplamasına dahil edilmesidir. Dolayısıyla asgari ücretin gelir vergisi hesaplamasına dahil edildiği sistemde, ücretliler her kademeyi aştıktan sonra bu ay aldıkları maaşı kaybediyor. Yılbaşı maaşları ile yılsonu maaşları arasında ise; Bizi burada takip eden muhabir arkadaşlarımızdan kameraman arkadaşlarımıza kadar; Türkiye'de herkesin ödediği vergi dilimi artacağı ve ödediği vergiler artacağı için; Aldığınız para azalacak. Bu sorun hakkında sizleri bir kez daha uyarıyoruz. Yönetmelik bir an önce çıkarılmalı dedi.
'ERDOĞAN KOMİSYONU SİYASETİNE ALET ETMEKTEDİR'
Asgari Ücret Belirleme Komisyonu'nun partilerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmesine ilişkin soruya yanıt veren Özel, şunları söyledi: "Komisyon hukuki bir komisyondur, kanunla emredilen bir komisyondur ve kanunla kurulduğu için Parlamentonun yani yasa koyucunun verdiği bir görevdir. Yürütme başkanı, Yasama Meclisi tarafından atanan bir komisyonu toplar, onunla bir siyasi partinin genel merkezinde müzakereleri sürdürür ve beyanını bu şekilde yapar; Bu komisyonun tarafsızlığına ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kendisine verilen görevlere tamamen gölge düşürdü. Üstelik Recep Tayyip Erdoğan, komisyonu kendi siyasi çalışmalarının aracı haline getirdi. Komisyonu siyasetinin aracı olarak kullanıyor. Onların çalışmaları bütün kurum ve kuralları yıprattığı gibi o kurumu da yıprattı. Asgari Ücret Komisyonu'nu bundan sonra kimse ciddiye almayacak. "Bu komisyonun özgürce çalışması, teklifini sunması ve yürütmeye karşı o masanın ortak talebi olarak sunması gerekirken, yürütme başkanının emrinde kaldı" dedi.
'ERDOĞAN, İSTANBUL VE ANKARA BELEDİYE BAŞKANLARIMIZLA ÖVÜNSÜN'
Bir gazetecinin AK Parti'nin İstanbul ve Ankara adaylarının henüz belirlenmediğini iddia etmesi üzerine Özel şunları söyledi:
"Recep Tayyip Erdoğan yurt dışına giderken ülkedeki enflasyon, hayat pahalılığı, yoksulluk oranıyla övünmek istemiyor sanırım. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı bir şeyle övünmek istiyorsa söylesin; İstanbul, Türkiye'de hepinizin bildiği, dünyada en çok tanınan şehir ve Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara o kadar iyi yönetiliyor ki, ülkenin cumhurbaşkanı olarak rakip bulamıyor. Erdoğan'ın İstanbul ve Ankara'daki belediye başkanlarımızla gurur duyması gerektiğini düşünüyorum. Başarısını tüm dünyaya anlatsın. “Ankara ve İstanbul’daki iyi yönetimimizi yönettikleri belediyelere örnek almalılar.”