6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler Türkiye’de 10 ili derinden etkiledi. Yıkımın neden bu kadar büyük olduğu tartışılırken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yaşananların kader planının bir parçası olduğuna inanıyor. Bu sırada depremlerle boğuşan Şili’nin yaptıklarıyla dikkat çekiyor.
Şili, 1960’ta meydana gelen ve 9,5’lik büyüklüğüyle dünyanın ölçülen en büyük depremi dâhil tarih boyunca çok sayıda şiddetli sarsıntı geçirdi. Şu ansa Şili’de büyüklüğü 8’in üzerindeki depremlerde bile büyük can kayıpları kaydedilmiyor.
DW Türkçe‘ye konuşan Şili’nin deprem stratejisinin belirlenmesinde en önemli kuruluş olan Ulusal Sismoloji Merkezi’nin (CSN) başındaki Sergio Barrientos, Kahramanmaraş’taki depremlerin neden bu kadar yıkıcı olduğuyla ilgili depremin büyüklüğü ve kaynağı gibi etkenlere değinirken, yapıların depreme dayanıklı olup olmadığına da dikkat çekiyor. Barrientos, Şili’de her felaketten ders çıkardıklarını ve bu derslere sıkı sıkıya bağlı kaldıklarını söylüyor.
“Deprem bölgesindeki ülkelerin depremlerden kaçınma şansı yok” diyen yetkili, bu depremlere karşı alınabilecek en iyi yaklaşımın ilgili çalışmaları yapıp altyapı ve binaları dayanıklı şekilde inşa etmek olduğunu söylüyor. Bunun haricinde vatandaşları afetten önce, afet sırasında ve sonrasında nasıl davranacağı konusunda eğitmenin önemli olduğunu vurguluyor. Okullarda öğrencilere verilen eğitim de Şilili yetkiliye göre önemli.
‘Kader’ demediler
Barrientos, 2020’de de DW Türkçe’ye konuşmuş. Yetkili, Şili’deki depremlerle nasıl başa çıktıklarını şöyle özetlemiş:
* Şili’de 20’inci yüzyılda 15-20 senede bir yıkıcı bir deprem yaşandı. Her felaketten dersler çıkarıldı ve gerekli önlemler alındı. Deprem yönetmelikleri sıkılaştırıldı ve ciddi şekilde uygulandı.
* Şili’de 2010’daki 8,8 büyüklüğündeki depremde yaklaşık 500 kişi hayatını kaybetti. Can kayıplarının önemli bir bölümü deprem sonrasında meydana gelen tsunami nedeniyle yaşandı. Yetkililerin geç yayımlandığı tsunami uyarısı ve zamanında yapılmayan tahliye çalışmaları eleştirilmişti. Şili hükümeti, tepkilerin ardından ülkedeki sismik sensör ağı ve telekomünikasyon sistemlerine büyük kaynak aktardı.
* Vatandaşlara afetler sırasında daha fazla bilgi verilmesi için doğru ve uygun araçlar kullanılmaya başlandı.
* Devlet kurumları arasındaki işbirliği ve koordinasyon güçlendirildi.
* Vatandaşlara ve okulda öğrencilere depremde nasıl hareket etmesi gerektiğini öğretiliyor.
Kaynak: www.diken.com.tr