Kraliçe II. Elizabeth 96 yaşında hayata gözlerini yumdu. Devlette devamlılık esastır ilkesinden hareketle veliaht Prens Charles, 73 yaşında Kral III. Charles olarak hemen tahta çıktı. Belki de tarihte hiçbir hükümdar tahta oturmaya bu kadar hazır olmamıştı.
İktidara gelmeden önce özel hayatı bu kadar bilinen bir kral olmadığını söylesek yanlış olmaz. Diana ile olan evliliği, orta yaş krizi olarak adlandırılan dönemi ve Camilla Parker ile evliliği yıllarca manşetlerden inmedi. Bugün yeni kralın hobileri, organik tarıma olan ilgisi zaman zaman medya tarafından alaya alınıyor. Diana ile olan ilişkisi 90’lı yıllarda bütün detaylarıyla öyle herkesin diline düştü ki tahttan feragat etmesini isteyenler dahi oldu.
Anket firması MORI’ye göre; 1991 yılında onu krallığa yakıştıranların oranı yüzde 82 iken bu oran 1996’da yüzde 41’e düştü.
Haberglobal.com.tr'ye konuşan Avrupa Birliği Küresel Araştırmalar Derneği Başkan Vekili Dr. Can Baydarol, “Çünkü Diana'nın ölümünden bizzat saray sorumlu tutuldu. Diana da çok sevilen bir isimdi. Charles'ın üzerinde bunun antipatisi de olacaktır" diyor.
Kraliçe II. Elizabeth, ülkesinin yönetimini İkinci Dünya Savaşı sonrasında ele almış, Britanya İmparatorluğu’nun mutlak gücü ABD’ye devrettiği bir dönemde politika yürütmeye başlamıştı. Bugün III. Charles, Avrupa Birliği’nden çıkmış daha izole bir ülkenin başına geçti.
ANNESİNE GÖRE FARKLI BİR TARZ
Britanya monarşisinde kraliyet ailesinin rolü üzerine akademik çalışmalar yapan King’s College London’da öğretim üyesi olan Vernon Bogdanor, III. Charles’ın annesine göre farklı bir yönetim tarzı olacağını söylüyor. Bogdanor, “Aktif bir kral olacaktır. Yetkilerinin sınırlarını zorlayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
III. Charles veliaht prens olduğu zamanlarda nadir de olsa olaylar karşısındaki tepkisini dile getirdi. Ülkede yükselen İslamofobi hakkında açıklamalarda bulundu. 2005 Londra metro saldırısının ardından İngiltere bu konuda bilinmez bir doğrultuya ilerliyordu. Profesör Bogdanor, “Vaktini restoranlarda geçirebilirdi ama o kendine bir rol buldu” demekte.
Kraliçe II. Elizabeth hemen hemen hiçbir politik konuda yorumda bulunmuyordu. III. Charles Brexit oylaması sürecinde Almanya parlamentosunda yaptığı bir konuşmada “Hiçbir ülke ada olmamalıdır” diyor, Avrupa Birliği’ne olan inancını gösteriyordu.
Dr. Can Baydarol İngiliz Milletler Topluluğu'nu bir arada tutan şeyin Kraliçe II. Elizabeth olduğunu belirtirken, Ukrayna-Rusya savaşı ve savaşın etkisiyle ortaya çıkan yeni dünya koşulları ile ekonominin yanı sıra, İskoçya ve İrlanda meselelerinin Kral III. Charles'ı bekleyen ciddi sorunlar olduğunu dile getiriyor. Baydarol III. Charles'ı bekleyen soruları ise şöyle özetliyor:
-İngiliz Milletler Topluluğu bir ekonomik yapı olarak ayakta kalabilecek mi?
-İskoçya acaba yeniden referanduma gider mi?
-Gümrük Birliği'nden ayrılmaması İrlanda'nın Birleşik Krallık'tan ayrılmasına yol açar mı?
Charles, prensliği döneminde 400 farklı yardım derneğinde görev aldı. Bu derneklerin birinin yöneticisinin Suudi bir milyarderlere belirli bir ücret karşılığında şövalyelik unvanı sağlayacak olması büyük bir skandala sebep olmuştu. III. Charles’ı eleştirenlerin önemli bir bölümü etrafındaki insanları dikkatli seçmediğini söylüyor.
EN POPÜLER KRALİYET AİLESİ FİGÜRÜ DEĞİL
Bugün Charles’ın İnglitere’de çok popüler bir kraliyet ailesi figürü olduğunu söylemek doğru olmaz. IPSOS’un Mart 2021’de yaptığı bir araştırmaya göre; Prens Charles Kraliyet Ailesi’nin en popüler 9. üyesi. Kraliçe Elizabeth’ten sonra halkın ilk tercihi yüzde 28 ile Prens William olmuştu.
Demokrasiler ve ulus devletler çağında olmamıza rağmen, İngiltere halkının yüzde 43’ü monarşiyi gerekli görüyor, yüzde 19’u istemiyor, yüzde 31’i ise monarşinin hayatlarına bir etkisi olduğunu düşünmüyor. Prens Charles, kraliyet ailesinden çıkan fakat taht sırasında 6. sırada olan Prens Harry ile uzun bir süre konuşmamıştı.
III. Charles sadece Birleşik Krallık ülkelerinin değil, 2.4 milyar insanın yaşadığı İngiliz Milletler Topluluğu’nun da (Commonwealth) başına geçti. Bu ülkeler arasında Kanada, Avustralya, Antigua ve Barbuda, Bahamalar, Belize, Kanada, Jamaika, Papua Yeni Gine, St. Christopher ve Nevis, St Vincent, Granada, Yeni Zelanda, Solomon Adaları ve Tuvalu da bulunuyor.
II. Elizabeth Tahta çıktığı ilk yıllarda hakkında eleştiriler de vardı, Kraliçe'nin yaşı ve eğitim kalitesini sorgulayanlar bulunuyordu. Bugün III. Charles’ın popülerliğinin oğlu William’dan daha az olması da kaderin bir cilvesi olsa gerek.