Türkiye’yi yasa boğan bombalı saldırı, güvenlik sorunlarını da tartışmaya açtı.

Adana'da Aile Katliamı: Tabancayla kafasından vurdu Adana'da Aile Katliamı: Tabancayla kafasından vurdu

21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Terörizm ve Terörizmle Mücadele Araştırmaları Merkezi Başkanı Ünal Atabay, saldırının zamanlamasına dikkat çekerek şunları söyledi: “Türkiye’nin Yunanistan ile münasebetleri, ABD’nin bu konuya müdahil olması, KKTC’nin gözlemci statüsüne ulaşması ve öte yandan Irak’ın kuzeyinde PKK/PYD’ye yönelik Zap’ta sürdürülen operasyon var. Suriye’de ABD ile PKK/PYD’nin iç içe geçmişliği ve burada birlikte hareket etme özelliği unutulmamalı. ABD, burada halen PKK/PYD’yi destekliyor. Bu ilişkiler çerçevesinde eylemi değerlendirdiğinizde, biraz daha iç siyasi dinamiklere odaklı bir terör eylemi olduğunu görüyorsunuz. Yakın zamanda açılım konusu tabir edildi ve dillerde dolaşmaya başladı. Örgütün iç dinamikleri son zamanlarda yekpare bir yapı sergilemiyor. Eylemde, bu kavganın sahaya yansıması ve örgütü kullanan ülkeler tarafından sahaya yansıtılması için yapılan bir istihbarat operasyonu olabilir.” 

KIRILMALARI İZLEMELİ

Mersin Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Kaan Kutlu Ataç ise seçim mahaline giren Türkiye’de kilit oy yüzdesine sahip olduğu değerlendirilen Kürt kökenli seçmenin mührü nereye vuracağının kritik öneme sahip olduğuna dikkat çekti ve ekledi: 

“Bu anlamda, kitleyi en fazla nasıl siyaseten etkileyerek güç devşirilir, bunun mücadelesi görülüyor. Terör saldırısına verilen tepkiler ve yapılan açıklamalar da zaten bu güç mücadelesinde turnusol etkisi olarak ortaya çıktı. Bu anlamda PKK-PKK, HDP-HDP ve PKK-HDP arasındaki kırılmaları izlemek gerekir. Bir nevi içe dönük kırılmalar da bize PKK ve müzahir yapılardaki iç gerginliklerin okumasını da sağlayacaktır. Mersin saldırısının da gösterdiği gibi sınır güvenliği meselesi de değerlendirmeye muhtaç. Teröristin istihbarata takılmadan Afrin’den geçerek İstiklal Caddesi’ne gelmesi ise bir istihbarat zaafıdır.”

Kaynak: www.cumhuriyet.com.tr

Editör: Haber Merkezi