Kayseri'de eski sevgilisi Edanur Çoban'ı (18) tüfekle öldüren Gökhan Çatbaş'ın (21) davasının ilk duruşması görüldü.


Olay, 13 Eylül günü saat 22.30 sıralarında Melikgazi ilçesine bağlı Anbar Mahallesi'nde meydana geldi. Restoranda garson olarak çalışan Edanur Çoban, iş çıkışı eve yürürken kendisini kovalayan eski erkek arkadaşı Gökhan Çatbaş'ın saldırısına uğradı.

Çoban vurulurken Çatbaş kaçtı. Çoban hayatını kaybederken, şüpheli firari Nevşehir'in Avanos mahallesi girişinde yakalanarak tutuklandı. Ceza İnfaz ve Güvenlik Hizmetleri Bölümü'ne kabul edilen, bir restoranda garson olarak çalışan ve üniversite eğitimi için para biriktiren Çoban, memleketi Nevşehir'in Kozaklı ilçesinde toprağa verildi. Gökhan Çatbaş hakkında "kadına karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı.

Sanık Çatbaş, davanın Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmasına SEGBİS aracılığıyla katıldı. Edanur'un annesi Tuğba, babası Akın Çoban ve avukatları da odada hazır bulundu.

Davaya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları da katıldı. Davayı, Kayseri Barosu Başkanı Ali Köse ve bazı kadın derneklerinin avukatları da takip etti.

Sanık Çatbaş, Edanur'la geçen yıl haziran ayında tanıştıklarını belirterek şöyle konuştu: "Bir buçuk yıl sevgiliydik, sonra ayrıldık. Yüzükleri 2023 yılının temmuz ayında da kullandık. Hile gibi kazalar yaşandı. İntihar etmek için bir tüfek aldım.

O gün onu gördüm, yanına gittim ve 1-2 dakika konuştuk. Birayı içmeden önce sarhoştum. Tartışmaya başladık. Tüfeğin bulunduğu çantayı birkaç metre geride bıraktım. "Tartışma çıktığında ilk yaptığım şey havaya ateş etmek oldu" dedi.

Nereye ateş ettiğini hatırlamadığını iddia eden Çatbaş, şunları söyledi: "Birisi bağırınca arabaya bindim. Ankara tabelasını gördüm, oraya gittim, oradan Nevşehir'e doğru yöneldim. Avanos'a girdim, bir caminin önünde durdum, abdest aldım ve namaz kıldım. Dışarı çıktığımda aracın yanında bir polis memuru vardı, ben de teslim oldum. Suçlamayı kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum. Kaza günü şöyle dedi: "Erkek olamazsın, açsın." Tüfeği kazadan 2 gün önce aldım. “Çekim yaparken 'kendini öldür' demedim” dedi.


Çatbaş, pişman olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Annem şöyle dedi: 'Kilo verdin, tekrar sigaraya başladın, psikiyatriste git.' Teyzelerim de aynı şeyi söyledi.

Polislik sınavına girmek istediğim için psikiyatriste gitmedim. Beni psikolojik ya da nörolojik açıdan tedavi etmediler. Planlama yok.

Etkinliği ben planlamış olsaydım arama geçmişimi temizlerdim. Kuzenime "Eğer ölürsem beni üniformamla gömün" dedim. “Şiddet yanlısı biri değilim, serbest bırakılmamı istiyorum” dedi.

Baba Akın Çoban, "Kızım Tokat Kriminal İnfaz ve Güvenlik Hizmetleri Daire Başkanlığı'na kabul edildi" dedi. Kaza olmasaydı pazartesi günü oraya gidecektik. Şikayet ediyorum.

Bir kadınla konuşmaya gittiğinde tüfekle değil çiçeklerle gider. Katil kasıtlı olarak bir av tüfeği satın aldı. "İntihar etmek istedim. “Bu bana bağlı değil” diyor ve arabayla Avanos'a gidiyor. Kazadan aylar önce bana mesaj atmıştı. Bu mesajlar kızın babasına nasıl gönderiliyor?

Şimdi elinde kravatla sana doğru geldi. Kendisi de kravat takıyordu. Doğru sonuçlar için bir pompayla birlikte satın alındı. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum” dedi.

Anne Tuğba Çoban, "Kızım çok onurlu ve gururlu bir kızdı. Kızım okuyabilsin diye bulaşık yıkıyordum." İlk kez çalışmaya başladı. “Okul yükünün yalnızca babamın üzerine düşmesine izin veremem” dedi.

Yakın olduğu için o restoranda çalışmaya başladı. Sen bir katilsin, o ellerle nasıl yemek yiyebilirsin? 7, 8, 10 müebbet hapis cezası almasını istiyorum.

Dışarı çıktığında bir Eda'nın daha ölmesini istemiyorum. Sütüm kızıma helal olsun. "81 milyon beni teselli etmedi" dedi.

Duruşmada savcı, mütalaasının hazır olduğunu belirterek, sanık Çatbaş hakkında "kasten adam öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.

Mahkeme, Çatbaş'ın tutukluluğunun devamına karar vererek sanık avukatının savunma duruşmasını esastan erteledi. Ancak duruşma öncesinde adliyede güvenlik gerekçesiyle 2 kişinin "tanık" olarak dinlendiği öğrenildi.

Duruşmanın ardından anne Tuğba, baba Akın, büyükanne Ayşe Fatma Çoban, Kayseri Barosu Başkanı Ali Köse ve ailenin avukatı Betül Özbek açıklamalarda bulundu.

Avukat Betül Özbek, "Dosya azalırsa kadın cinayetlerinin önünü açar. Bu dosyada şu ya da bu nedenle indirim yapılmamasını rica ediyoruz.

Yargı mensuplarının sorumluluk almasını ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına ilişkin hükümleri ayrıntılı olarak incelemesini istiyoruz. "İndirim binlerce Eda Nur'un daha bu olayı yaşamasına neden olacaktır" dedi.

Kayseri Barosu Başkanı Ali Köse, şunları söyledi: “Cezasızlık dediğimiz olgunun böyle bir olaya yol açmaması için yargının bu olayla ilgili gerekli cezayı vermesini talep ediyoruz.

Dilan Polat ve Sıla Doğu adli kontrol şartıyla hakimliğe sevk edildi Dilan Polat ve Sıla Doğu adli kontrol şartıyla hakimliğe sevk edildi

Sadece kravat taktınız veya güzel konuştunuz diye size indirim yapmalarını istemiyoruz. "Çok sayıda fişek ve kurşun nedeniyle aklını kaybeden genç kadının acısını yaşıyoruz" dedi.

Edanur'un babası Akın Çoban, "Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almasını istiyoruz. Başka anne-babaların da mağdur olmasına izin vermeyelim" dedi. 99 gündür bu günü bekliyordum.

İçeride uyuyor. Gün ışığını görmesine izin vermeyin. Dışarıyı görmesini istemiyorum. Umarım hak ettiği cezayı alır" dedi.

Anne Tuğba Çoban ise, "İstediği kız olduğunu söyleyen, altında araba olan bir insan" dedi. Oğlumun üzerine rahmet yağarken, onun üzerine lanet yağıyor. Bir katilin babası olmaması iyi bir şey.

Kızımın geleceği bitti. Geleceğinizi de bırakın. Bebeğim orada çürüyor, bırakalım cezaevinde de çürüsün. Onun gidip gün ışığını görmesini istemiyorum. Daha fazla Eda'nın bu şekilde ölmesini istemiyorum. "Ağırlaştırılmış müebbet hapis istiyorum" dedi.

Duruşmayı takip etmek için tekerlekli sandalyeyle adliyeye gelen ve gözyaşlarını tutamayan anneanne Ayşe Fatma Çoban, "Eda'm gelmedi. Orada da ışık görmesin."

Kaynak: habertürk