Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri hızla yaklaşırken dünya medyası da gözlerini bu seçimlerin olası sonuçlarına ve etkilerine çevirdi.
CNN'de yayınlanan analize göre Kürt siyasi hareketi bu seçimin belirleyici partisi ve kitlesi pozisyonunda. Yüzde 10'dan fazla oyu olduğu tahmin edilen HDP'nin muhalefet oylarını bölecek bir aday çıkarmaması dengeleri tamamen değiştirdi.
Bu şekilde seçimin daha birinci turda muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından kazanılabileceği aktarılıyor.
"Türkiye'nin geleceğini belirleyecek tarihi bir dönüm noktası" olarak nitelendirilen seçimler öncesi HDP liderinin hala hapiste olduğu ve 7 yıldır devam eden bu durumun demokrat seçmen kitlelerinde öfke oluşturduğu kaydediliyor.
HDP'nin stratejik adımlar attığını ve desteğin Kılıçdaroğlu'na verileceğinin açıkça belirtilmediğini aktaran yazı için HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Hisyar Özsoy, CNN'e "Özenle hazırlanmış bir siyasi söylemdi. Kendi adayımız olmayacak ve onu istedikleri gibi yorumlamayı uluslararası topluma bırakacağız" şeklinde demeç verdi.
Analiz yazısının devamı şu şekilde:
HDP'nin aday göstermeme kararı, Erdoğan'ın en büyük rakibi CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partinin eşbaşkanlarını ziyaretinden sadece üç gün sonra geldi. Kılıçdaroğlu gazetecilere “Kürt sorunu dahil” Türkiye'nin sorunlarının çözüm yerinin parlamento olduğunu söyledi.
Altı partili 'Millet İttifakı' muhalefet bloğunu temsil eden Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a karşı yıllardır yarışan en güçlü rakip.
Parti ve Kürt halkının Erdoğan ile karmaşık bir ilişkisi var. Erdoğan daha önceki yıllarda Kürtlere daha fazla haklar vererek ve dillerinin kullanımı üzerindeki kısıtlamaları tersine çevirerek biraz kur yaptı. Erdoğan, PKK ile barış sürecini yürütmek için HDP ile kısa bir süre birlikte çalıştı ve bu süreç bir zamanlar samimiydi.
Ancak bu ilişki daha sonra bozuldu ve HDP, PKK ve bağlantılı örgütlere yönelik kapsamlı bir baskı altına alındı.
Uluslararası Azınlık Hakları Grubu'na göre, Kürtler Türkiye'deki en büyük azınlığı oluşturuyor ve nüfusun yüzde 15 ila yüzde 20'sini oluşturuyor.
HDP'nin Kılıçdaroğlu'nu destekleyip desteklemeyeceği resmi olarak netleşmese de, analistler kasıtlı mesafenin muhalefet adayı için faydalı olduğunu söylüyor.
Kürtler güvencesiz bir pozisyonda
HDP'ye yöneltilen suçlamalar, seçimler sırasında HDP'nin siyasetteki varlığını da tehlikeli bir duruma soktu.
Parti şu anda Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak tanımlanan PKK ile bağlantılı olduğu şüphesiyle Türkiye Anayasa Mahkemesi'nde bir dava ile karşı karşıya. Her an yasaklanabileceğini bilen adayları mecliste Yeşil Sol Parti'nin altında toplanıyor.
Koç Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü ve 'Sıfır Noktasına Dönüş' kitabının yazarı Murat Somer, muhalefetin HDP ile ittifak yaptığı görülürse, Erdoğan'ın medya gücüyle Millet İttifakı'nı PKK yanlısı gösterip itibarlarını sarsmak için girişimde bulunabileceğini belirtiyor.
HDP'nin Erdoğan'ın iktidarını elinde tutma tehdidi, katıldığı ilk genel seçim olan Haziran 2015 seçimlerinden sonra ortaya çıktı. 2002'den bu yana ilk kez iktidardaki AK Parti çoğunluğu kaybetmişti. HDP sandalyelerin yüzde 13'ünü kazanmış ancak beş ay sonra erken seçim ile destek yüzde 10,7'ye düşmüştü. AK Parti bu şekilde genel çoğunluğu yeniden sağladı.
Somer, "Bu seçimlerde belirleyici pozisyondalar çünkü HDP, Türkiye'deki Kürt nüfusun oylarının yaklaşık yarısını alıyor." diyor.
Geçtiğimiz ay, küçücük bir Kürt-İslamcı parti olan Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) seçimlerde Erdoğan'ı desteklediğini açıkladı. Parti hiçbir zaman parlamentoda sandalye kazanamadı.
Özsoy: "Akıllıca oynamak istiyoruz"
"Oyunu akıllıca oynamak istiyoruz ve çok dikkatli olmamız gerekiyor" diyen Özsoy, partisinin seçimlerin "Kılıçdaroğlu'na karşı çok çirkin bir aşırı milliyetçi söylem arasında kutuplaştığı" kirli bir siyasi iklimi önlemek istediğini sözlerine ekledi.
Partinin 2012 yılında çeşitli amaçlarla kurulduğunu söyleyen Özsoy, bunlardan birinin "Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümü" olduğunu söylüyor.
Somer ise partinin PKK'nın "bir inisiyatifi" olarak görüldüğünü ve bunun daha sonra hükümetin terörle mücadele adına ağır bir baskı uygulamasına yol açtığını ifade ediyor.
Aydıntaşbaş: Hükümet HDP ile PKK arasında gerçek bir bağlantı kanıtlayamıyor
Washington DC'deki Brookings Enstitüsü'nde misafir araştırmacı olan Aslı Aydıntaşbaş, Türk hükümetinin HDP ile PKK arasında bağlantı kurmaya çalıştığını, ancak şimdiye kadar "gerçek bir bağlantı" olduğunu kanıtlayamadığını söyledi.
Aydıntaşbaş, CNN'e verdiği demeçte, Erdoğan sonrası bir Türkiye'nin Türkiye'deki Kürtlere ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu partilere biraz nefes alma alanı sağlayabileceğini belirterek, birçok Kürt seçmenin yakın zamanda Erdoğan'ın kampından ayrıldığına dikkat çekti. Aydıntaşbaş, "Bu, HDP için sadece ideolojik bir seçimden daha fazlası. Bu bir hayatta kalma meselesi." dedi.
Özsoy da partisinin yalnızca Türkiye'deki Kürtler için değil, tüm azınlıklar için neyin tehlikede olduğunu gösterdiğini belirtiyor ve ekliyor: "Burada sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Rolümüzün farkındayız. lideri belirleyici konumda olduğumuzu biliyoruz"
Kaynak: tr.euronews.com