Avukatlar, her hafta olduğu gibi bu hafta da Gezi tutukluları için adalet nöbetinde buluştu. Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde toplanan avukatların yanı sıra CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Oya Ersoy, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Özden Kaya, Demokrasi için Birlik platformundan Aylin Hacaloğlu, tarihçi-yazar Erdoğan Aydın da nöbete destek verdi.

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Özden Kaya:

Dayanışma hareketi sürüyor. Bu dayanışma bizim umudumuzdur. Bugün Gezi'nin ağaçları arasında dolaşan umudun rüzgarı Silivri'ye, Bakırköy'e ulaşıyor. Validebağ'ın kuş sesleri tüm duvarları aşıyor.

Sadece Gezi Parkı'nda değil, İstanbul'da değil, Kaz Dağları'ndan Cerattepe'ye Kuzey Ormanları'ndan Salda Gölü'ne kadar yeşile, doğaya sahip çıkacağız.

Çorlu, Soma'da adaletsizliğe karşı çıkan arkadaşlarımız Gezi davasında haksızca yargılanmış, tutsak alınmıştır. Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır.

ORTAKLAŞA MÜCADELEYİ YÜKSELMEKTEN BAŞKA YOL YOK

Demokrasi için Birlik platformundan Aylin Hacaloğlu:

Adaletsizliklere karşı ortak mücadeleyi yükseltelim. Gezi davasında verilen adaletsiz, ağır cezalar, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun göz göre göre hukuksuzluğa uğraması, HDP'nin kapatılmak istenmesi, kadınlardan emekçilere suyunu ormanını koruyanların şiddetle bastırılması, bir tweet atanın hapsi boylaması, sanatçıların konserlerinin iptali…

Bütün bu adaletsizlikler yargının iktidar tarafından toplumu sindirmek için kullanılması, toplumun mahkum edildiği açlık, yoksulluk sarmalından kendi iradesiyle ve gücüyle çıkmasını engelleme amacını taşıyor.

Demokrasi İçin Birlik'in üç aydır meydanlarda kurduğu demokrasi kürsüsünü bugün adalet nöbetine taşıdı. Biliyoruz ki demokrasi isteyenlerin, hak, hukuk, adalet isteyenlerin ortaklaşa mücadeleyi yükseltmekten başka yolu yok.

BAŞARAMAYACAKLAR ÇÜNKÜ YÜZBİNLERCE İNSAN İTİRAZ EDİYOR

Dilan Polat ve Sıla Doğu adli kontrol şartıyla hakimliğe sevk edildi Dilan Polat ve Sıla Doğu adli kontrol şartıyla hakimliğe sevk edildi

Tarihçi-yazar Erdoğan Aydın:

Arkadaşlarımızın bu kadar ağır cezaya çarptırılması aslında Türkiye'yi ölü insanlar, kullar, tebaalar ülkesi haline getirme çabasının ifadesidir. Bugün Abdülhamit'i rol modeli olarak seçen bir zihniyet de bunun bir diğer yansımasıdır.

Başaramayacaklar. Tıpkı arkadaşlarımızın içeride dahi sesini kesmenin mümkün olmayacağı gibi başaramayacaklar çünkü yüzbinlerce Türkiye insanı, Türkiye'yi mevcut durumda yaşatmaya itiraz etmektedir. Başaramayacaklarını onlar da biliyorlar. Bu nedenledir ki, milyarlarca doların yurtdışına kaçırıldığına dair yeni belgeler bulunmaktadır. Hukuk, hepimize lazım.

DURUŞMA SALONLARI ARTIK HUKUKUN UYGULANDIĞI YERLER DEĞİL

Avukat Tora Pekin:

Kabul edilemez bir şey ama daha iyisini isteyen bir toplumsak buna inanır, daha iyisini yaparız. Ya da neye layıksak onunla yaşarız. Pes edecek değiliz, yıldönümü gelen Gezi direnişinin gösterdiği şeyler ortada. O yüzden o yoldan yürüyüp pes etmeyeceğimizi söyleyeceğiz.

Ama burada yargı mensuplarına, savcılara ve özellikle yargıçlara ne oluyor onu sorgulamak lazım. Onlar kendini niçin siyasal iktidarın hırslarını kendilerini teslim ediyorlar, onu sormak lazım. Bir doktor önüne gelen hastanın dünya görüşüne bakarak ona farklı davranıyor mu? Ameliyat edeceği hasta başka görüşteyse onu ameliyat masasında bırakabilir mi? Peki bizim yargıçlarımız bunu nasıl doğal yapıyorlar?

Duruşma salonları artık yasanın, hukukun uygulandığı yerlerden çıktığı için bugün bu nöbet tutuluyor. Görevi adalet dağıtmak olan yargıçlar, tam tersine toplumsal barışı yerle bir eden adaletsizlikler dağıttıkları için bugün burada toplanmak zorunda kalıyoruz.

Editör: Haber Merkezi