Türk sporunun son 20 yılı, siyasetin her branşa müdahale ettiği dönem olarak tarihe geçti.

Fenerbahçe, Galatasaray'ın teklifini kabul etti Fenerbahçe, Galatasaray'ın teklifini kabul etti

Liyakatsiz, tecrübesiz ve hiçbir bilgi birikimi olmayan isimler, siyasetten aldıkları güçle sporun her kademesinde göreve etirildi. Spor sadece stat, salon, tesis inşa etmek olarak görüldü. Şampiyonluklar kazanan ve kazandıran işin ehli insanlar, siyasi açıdan aynı görüşte olmadığı gruplar tarafından “bizden değil” anlayışıyla dışlandı. Bu durum birçok branşta sportif başarıdan uzak kalınmasına neden oldu. Özerk spor federasyonlarının seçimlerine müdahale edildi, siyasetin istediği isimlerin sandıktan başkan olarak çıkmasının önü açıldı.

KULÜPLERE VE TRİBÜNLERE KISKAÇ

Borç içinde yüzen kulüpler ve yönetimleri, ekonomik kıskaç altına alındı. Bankalar Birliği ile imzalanan milyar liralık borç yapılandırma anlaşmasıyla, kulüplerin siyasete bağımlı hale getirilmesi hedeflendi. Özellikle futbol, siyasi çevrelerle iç içe olduğu bilinen küçük bir grup insan tarafından yıllarca dizayn edildi. “Yukarıdan talimat geldi” iddialarıyla birlikte birçok karar alındı. Spor medyası baskı altında tutuldu. Muhalif gazetelere ve gazetecilere, başta devletin spor kanalı olmak üzere “ana akım medyada” adeta ambargo uygulandı. Zaman zaman tribünlere siyaset karıştı, yapılan tezahüratlar dahi sorgulandı.

Kaynak: www.cumhuriyet.com.tr

Editör: Haber Merkezi