Kozmetik sektörü hızla yenilikler sunarken, sosyal medyada cilt sorunlarına çözüm olarak sunulan bilgilerin karmaşıklığı da artıyor.
Türkiye'de, bir kozmetik ürününün piyasaya sürülebilmesi için Sağlık Bakanlığı'na kaydının yapılması gerektiği gibi, ürünler ayrıca mikrobiyolojik, fiziksel ve kimyasal analizlerden otomatik değerlendirme güvenlik değerlendirme raporlarıyla onaylanmalıdır.
Tüketiciler, bir ürünü satın almadan önce ambalajdaki seri numarasını kullanarak Sağlık Bakanlığı'nın Ürün Takip Sistemi'nde sorgulama yaparak ürünün güvenilirliğini kontrol edebilirler. Ayrıca şüpheli canlıların aynı sistem üzerinden bildirimde bulunma imkanına sahiptirler.
Özel bir laboratuvarın teknik müdürü olan Çağlayan Çatal, kozmetik ürünlerle ilgili ürünlerle ilgili testler ve tüketicilerin ürün satın alırken dikkat edilmesi gereken noktaları açıkladı.
Laboratuvarlarında, kozmetik, teknolojik, mikrobiyolojik, fiziksel ve kimyasal analizlerini gerçekleştirdiklerini belirten Çatal, bu testlerin ürün politikası bakış açısından kritik bilgilere sahip olduğunu belirtti.
Çatal, kozmetik, kozmetik olarak mikrobiyolojik olarak güvenli olması gerektiğini vurgulayarak, "Ürünlerde patojen maddeler oluşturulabilir, kullanıcıların bilgilerini izleyebilir. Kimyasal olarak ise kurşun, arsenik ve civa gibi ağır metallerin, sistem parçalarının altında olması gerekir. Kozmetik yönetmeliği, mikrobiyolojik parlama belirlemektedir. Hastalık hastalıkları kesinlikle üründe bulunmamalıdır. Toplam mikroorganizma yükü de belirli limitlerin altında tutulmalıdır. Özellikle renkli kozmetiklerde ağır metal testleri yapılmaktadır, ürün mikrobiyolojik ve kimyasal olarak güvenli olduğu test edilmektedir." dedi.
"İTHAL VE YERLİ ÜRÜNLERİN REÇETELERİ AYNI OLUYOR"
Çatal, pahalı ithal ucuz yerli alternatiflerine göre daha güvenilir olduğu yanlış inanışını yıktı. "Türkiye'de veya üretim yapılıyor olması önemli değil; eğer faktör madde içeriğinde ise, güvenlik açısından bir sorun teşkil etmez. Reçeteler büyük ölçüde değişmez" dedi.
Firmaların gerekli izinleri çıktıktan sonra, sosyal medya fenomenleri için etiket ve ambalajlama fason üretim yapan Çatal, bu nedenle herkesin bu tür firmalara başvurarak kendi ürünlerini üretebileceğini ifade etti.
Çatal, son dönemde "festival makyajı" akımının yaygınlaşmasıyla, yüz ve cilt üzerinde simli olarak kullanılan potansiyel tehlikelere dikkat çekti. "Bu akımla birlikte görünmeyen bir risk ortaya çıkıyor: Ağır metaller. Yaptığımız testler, özellikle simli ürünlerde antimon, arsenik, kurşun ve cıva gibi ağır metallerin çok yüksek oranda bulunduğunu gösteriyor. Bu tür ürünleri kullananlar, bu ağır metallerin uzun süre kalan metabolik belirtilerden böbreklere kadar Bir dizi sağlık sorununun yol açabileceğini bilmeliler.Bu nedenle bu ürünlerin fazla kullanımından kaynak önemlidir.Ürün miktarının belirlenmesi gerekmektedir.Tüketicilerin güvenilir markalardan, güvenilir mesafeden alışveriş yapmaları daha sistematiktir" dedi.
Çatal, "merdiven altı" olarak bilinen ürünlerde daha fazla zararlı madde içerdiğina dikkat ederek, "Yapılan incelemeler, kadınların günlük olarak yaklaşık 15 ila 20 arası kozmetik ürün tanıtımını gösteriyor. Bu tür kozmetik kırma aşırı kullanımının, ciltte mikrobiyolojik ve kimyasal riskleri artırılabileceğini gösteriyor" " şeklinde konuştu.
"ÇOK FAZLA ÜRÜN KULLANIMI YAN ETKİYİ ARTIRIYOR"
Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Andaç Salman, kozmetik ürünlerin doğru kullanımı hakkında önemli bilgileri paylaştı.
Salman, kozmetik ürünlerin sıklıkla dermatolojik tedavinin bir parçası olduğunu vurgulayarak, "Sosyal medya ve çevre kirliliği, çok sayıda insanın çok sayıda ürünün kullanılması yasaktır. Bu, olası yan etkilerin bozulmasına neden olabilir. Her kimyasal içeriğin potansiyel bir yan etkisi vardır. arada kullanılması, hem etkiyi sürdürebilir hem de yan etkilerin yoluna devam edebilir.Ayrıca, ne kadar fazla kimyasala maruz kalırsa, deri bariyerimiz bozulabiliyor açıklamasını yaptı.
"LEKESİNE İYİ GELMİŞ, BEN DE KULLANAYIM DENEMEZ"
Andaç Salman, özelliklerine göre iyi denetlenmiş ürünlerin tercih edilmesini sağladığını belirtti ve bu denetimin sıkı olduğu, piyasaya sürülmeyen dermokozmetik ürünler olduğunu açıkladı. "Bitkisel" etiketiyle piyasaya sürülen %100 doğal ve zararsız bir biçimde oluşturulduğuna dikkat çekildi. Ancak yapılan değişiklik, birçok ürün türü temas egzaması içeren "bitkisel" etiketinin bozulmasına neden olarak ortaya çıktığını vurguladı. Dermokozmetik uygun fiyatlara uygun bir şekilde üretildiğinde tedavide çeşitli uygun ürünler üretildiğini belirtti.
Ayrıca, üzerinde "Bu ürünün verimliliği yüzde 90-100 verimli" gibi ifadeler bulunan ürünlerin şüphesiyle yaklaşılması gerektiğini söyledi. Her programının, onun cilt tipi için uygun olmadığını vurgulayarak, ürün yelpazesinde uzmanlık tavsiyelerine değil, bir dermatologdan uzman görüşü almanın daha doğru olduğunu ifade etti. Sosyal medya fenomenlerinin önerilerine dikkat ederken, hekim tavsiyelerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti.(haber global)