İnan'ın ifadesine göre, Denizbank ve diğer bankalardan çektiği paraları Erzan'a teslim ettiği ve fonun bankanın genel merkezinde olduğu bilgisini aldığı belirtiliyor. Ancak İnan, yatırdığı paranın geri kalanını alamadığını iddia ediyor ve Erzan ile diğer banka yetkililerinden şikayetçi olduğunu belirtiyor.
İnan'ın ifadesine göre, Erzan'ın Denizbank şube müdürü olması nedeniyle parayı teslim ettiği ve resmi belgeler aldığı ifade ediliyor. Ancak İnan, bu paranın geri ödenmemesi ve Erzan'ın oyalanması sonucunda paralarının zimmete geçirildiğini düşündüğünü iddia ediyor.
İnan, Erzan'ın banka yöneticileri Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu ile birlikte hareket ettiğini ve bu suçu tek başına işleyemeyeceğini düşündüğünü belirtiyor. İnan, zararının giderilmesini ve Erzan ile diğer banka yetkililerinden şikayetçi olduğunu dile getiriyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Erzan'ın bir bankada müdür olarak çalıştığı ve müştekiden kişisel güven ilişkisine dayanarak para aldığı ve bu parayı geri ödeyeceği vaadinde bulunduğu belirtiliyor.
Ancak gerçekte böyle bir fonun olmadığının tespit edildiği ifade ediliyor. İddianamede, Erzan'ın müştekilere sahte belgeler verdiği ve dolandırıcılık amacıyla hareket ettiği iddia ediliyor.
Seçil Erzan'a "özel belgede sahtecilik" ve "ticari faaliyetler sırasında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 77 yıldan 252 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Diğer sanıklar için ise 3 yıl ile 85 yıl arasında hapis cezası talep ediliyor.