"Ulusal güvenlik riski" olarak görüldüğü için İngiliz vatandaşlığı iptal edilen Begüm, bir yıla yayılan söyleşide 2015’te örgüte katılmak için plan yaparken IŞİD mensuplarından da yardım aldığını açıkladı.
Yaşadıklarını BBC podcastı The Shamima Begum Story’e anlatan Begüm, örgüte katılmak için İngiltere’den ayrıldığında kendini rahatlamış hissettiğini ve beklentisinin ülkeye geri dönmemek üzerine olduğunu belirtti.
Begüm, “Halk beni bir tehlike, bir risk; kendilerine, güvenliklerine ve yaşam tarzlarına yönelik bir tehdit olarak görüyor ama ben düşündükleri gibi biri değilim” dedi.
Begüm IŞİD’in 2019’da yenilgiye uğratılmasının ardından Suriye’deki gözaltı kamplarında tutulan binlerce kadın, erkek ve çocuk arasında yer alıyor.
Bunların pek çoğu, artık ülkeleri tarafından istenmiyor.
Suriye’de doğurduğu üç çocuğu da ölen 23 yaşındaki Begüm, İngiliz vatandaşlığını geri alıp ülkeye dönebilmek için bir hukuki mücadele veriyor.
Begüm’ün cinsel sömürü amacıyla insan kaçakçılığına mı maruz kaldığı yoksa İngiltere’ye tehdit oluşturan, adanmış bir IŞİD destekçisi mi olduğu sorusu mahkemedeki çekişmenin odağındaki konu.
Begüm, kendisinin medya tarafından kötü bir şekilde gösterildiğini de ekledi:
“Ben IŞİD’den ve başıma gelenlerden daha fazlasıyım.Toplumun bana yönelik öfkesini anlıyorum. Ama bu öfkenin bana dair bir öfke değil, IŞİD’e dair bir öfke olduğunu düşünüyorum. IŞİD’i düşününce akıllarına ben geliyorum çünkü medya buna çok fazla yer verdi.”
Medyanın kendisine bu kadar çok yer verme nedeninin IŞİD’e katılması olduğunu hatırlatınca ise “Ama bunda büyütecek ne var? Gittik IŞİD’e katıldık, bu kadar… Oldu ve bitti, buna dair daha fazla ne denebilir ki? Ama onlar bu hikayeye yer vermeye devam etmek istedi çünkü büyük bir hikayeydi” yanıtını verdi.
Katıldığı örgütün terör eylemleri yapan bir grup olduğunu bilip bilmediği sorusuna ise “Evet, biliyordum” yanıtını verdi.
BBC’ye konuşan Eski Çocuk Bakanı Tim Loughton, Begüm’ün IŞİD’e neden katıldığının hâlâ net olmadığını, beyninin nasıl yıkandığının bilinmediğini söyledi.
Loughton, kaybolduğunun ilk olarak açıklandığı dönemde kendisine yönelik bir sempati olduğunu fakat bunun yerini zamanla öfkenin aldığını söyledi:
“Şimdi sıkı bir şekilde örtünen bir Müslüman bir kadından, sanki Londra’dan ayrılmamış, sıradan bir İngiliz genci gibi Batılı kıyafetler giyen bir kadına dönüşmesi, pek çoklarının gözünde bunun bir rol olarak görülmesine yol açıyor.
“Çoğu kişi ona bir şey borçlu olmadığımızı düşünüyor. Başına bu belayı kendi açtı, bundan nasıl kurtulacağı da kendi sorunu.”
Begüm’ün anlattıklarına göre iki kızla birlikte Londra’nın Bethnal Green mahallesinden çıkıp Suriye’nin Rakka kentine gidebilmesi için hem kendileri planlama yaptı hem de IŞİD üyelerinden net yönlendirmeler aldı.
Bu kızlardan biri daha sonra öldü, diğerinin de Suriye’de öldürüldüğü tahmin ediliyor.
IŞİD üyelerinin kendilerine yapmaları ve yapmamaları gerekenlere dair uzun bir liste verdiğini, yakalanmaları durumunda uydurabilecekleri bir hikaye anlattığını söyleyen Begüm, sınırı geçmeden önce Türkiye’de işlerine yarayacak kadar Türkçe öğrendiklerini de ekledi.
Kızların ailelerini temsil eden avukat Tasnime Akunjee, kızların Suriye’ye gitmesinden sonra odalarında faturalar, e-postalar ve mesajlar gibi ipuçları aradığını anlattı:
“20 yıldır ceza avukatlığı yapıyorum, bu kızların yaptığı şekilde arkada hiçbir kanıt bırakmamayı başaran kimse görmedim.
“Konuştukları kişi her kimse, ona tavsiyelerini çok net bir şekilde uygulayacak kadar çok güvendikleri belliydi.”
Begüm’ün evinde yalnızca bir kağıt parçası bulunduğunu, bunun yolculuk için gereken bir alışveriş listesi olduğunu söyledi.
Listede telefon için 75 sterlin, çoraplar için 4 sterlin, taksi için 100 sterlin gibi meblağlar yer alıyordu.
Begüm bu listenin kendisine ait olduğunu reddetti, bunun muhtemelen diğer kızlardan Amira tarafından yazıldığını belirtti:
“Arkamızda iz bırakmamak için çok çaba sarf ettik. Aramızdan yalnızca biri aptaldı.”
Yolculuk için hafif bir çanta hazırlandığını anlattı:
“İnsanlar ‘Kocana hoş gözükmek için güzel kıyafetler getir’ diyordu ama emin değildim.”
Oraya gittiklerinde, IŞİD savaşçılarıyla evlenmeleri bekleniyordu.
Suriye’de bulamayacağını bildiği için yaklaşık 30 adet mentollü çikolata götürdüğünü de ekledi:
“Bu ülkede pek çok şeyi bulabiliyorsunuz ama mentollü çikolata yok.”
Begüm’le birlikte okula giden bir kadın, onun “bir hayalet gibi” sessiz olduğunu ve az arkadaşının bulunduğunu anlattı.
Begüm, “Ailem böylesi bir şey yapabilmek için fazlasıyla zayıf olduğumu düşünüyordu, yani milyonlarca yıl düşünseler IŞİD’e katılmış olabileceğim akıllarına gelmezdi” dedi:
“Her zaman içine kapanık bir insandım. Bana çok ilgi gösterilmesini seven biri değilim, bu yüzden medyanın ilgisi hayatımı alt üst etti.”