GENEL

Milli Mücadele’nin en önemli dönüm noktalarından Büyük Taarruz’un yüzüncü yılı

26 Ağustos 1922’de topçu ateşiyle başlayan Büyük Taarruz’u değerlendiren Doç. Dr. Hazal Papuçcular, “Türk taarruzu ya Türkiye’yi işgalden arındıracak ya da İyonya Devleti’nin varlığını kabul ettirecekti” ifadelerini kullandı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının temellerini atan Büyük Taarruz, yüz yıl önce bugün, 26 Ağustos 1922’de sabaha karşı topçu atışı ile başladı. Taarruz, 9 Eylül’de Türk ordusunun işgal altındaki İzmir’e girmesi ve 18 Eylül’de Yunan ordusunun Anadolu’dan tamamen atılmasıyla sonuçlandı.

Büyük Taarruz’un Milli Mücadele’nin en kritik aşamasını oluşturduğunu belirten tarihçi Doç. Dr. Hazal Papuçcular, “Milli Mücadele, 1921’deki Sakarya Zaferi ile ne denli güçlendiğini tüm dünyaya göstermişti ve Kurtuluş Savaşı içerisinde hazırlıklar ilk kez bir taarruz için yapılmaya başlanmıştı. Bu taarruz, Anadolu’daki Yunan işgaline vurulacak son darbe olarak tasarlanmıştı ve kaybedilmesinin hem ülke hem Anadolu hareketi hem de bu hareketin lider kadrosu için geri döndürülemez sonuçlarının olacağı muhakkaktı. O sebeple taarruz hazırlıkları yaklaşık olarak 10 ay sürdü” dedi. 

DİPLOMATİK GÜÇLENME

Bu hazırlık sürecinin yalnızca askeri değil, Ankara’yı diplomatik olarak da güçlendirecek bazı adımlardan oluştuğunu belirten Doç. Dr. Papuçcular, taarruz emrinin verildiği günlerde ilan edilen İyonya Devleti’ne de dikkat çekerek şunları söyledi: 

“Mustafa Kemal Paşa, ağustos ayında yapılacak bir taarruz için temmuz ayında hazırlıkların yapılması emrini verdi. Bu emri verdiği günlerde ise Yunanlar, başkenti İzmir olan İyonya Devleti’nin kurulduğunu ilan etti. Yani 26 Ağustos günü sabaha karşı topçu ateşiyle başlayacak olan Türk taarruzu ya Türkiye’yi işgalden arındıracak ya da İyonya Devleti’nin varlığını kabul ettirecekti. Kısacası o gün başlayan taarruz Türk tarihi için tam bir ölüm kalım savaşıydı.”