Afyonkarahisar'da zincirleme kaza: Astsubay şehit oldu, 15 kişi yaralandı Afyonkarahisar'da zincirleme kaza: Astsubay şehit oldu, 15 kişi yaralandı

Kılıçdaroğlu, dün sosyal medya hesaplarından Alevi başlığıyla paylaştığı videoda ilk defa oy kullanacak gençlere seslenerek “Alevi olmaz diyen bu sisteme, doğru olan, dürüst olan, ahlaklı olan olur, diyecek misin?” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun videosuna başta Aleviler olmak üzere çok sayıda destek gelirken, bir destek de Davutoğlu’ndan geldi.

Davutoğlu, Twitter ‘Sünni‘ başlığıyla yayınladığı videoda “Kemal Bey bir alevi olarak samimi bir şekilde hislerini ifade ederken ben de bir Sünni olarak ifade edeyim” diyerek hislerini paylaştı.

Davutoğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

*Kemal Bey’in dünkü o samimi videosunu izlediğimde gözümün önünde birden medeniyetlerin kültürlerin harmanlandığı anadolu tarihi geldi. Ben de torosların zirvesinde bir Sünni yörük türkmen obasında doğdum. Horasan’ı Anadolu’ya taşıyan bir oba. Köyümüzün adı bugün Taşkent ilçe ama aslı pirler konduydu ‘Pir’di köyün adı. Karşı cephedeki kayanın adı ‘Kıble kayası’, parkın adı ‘Mihrap’, parkın sırtını verdiği tepenin adı ‘Erenler tepesi’ydi, çeşmenin adı da ‘Sultan çeşmesi’.

Kim böldü bizi?

*Selçuklu Devleti’nin ve anadoludaki Horasan izlerinin yaşadığı bir ortamda doğdum ve cumhuriyetimizin verdiği imkanlarla ben de nice makamlara geldim, milletimize borçluyuz. Kemal Bey bir Alevi olarak samimi bir şekilde hislerini ifade ederken ben de bir Sünni olarak ifade edeyim. Yüzyıl anadolusu Sünnilerin ve Alevilerin aynı pirlerine saygı duyduğu bir anadoluydu. Sünniler ve Aleviler için Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi’ydi. Benim adımı aldığım Ahmet Yesevi. Hz. Mevlana, Hacı Bektaşi Veli Sünnilerin ve Alevilerin ortak erenleriydi kim böldü bizi? Kim ayırdı? Ve nasıl tekrar bu nehirleri birleştireceğiz?

*Evet ben bir Sünniyim ama Alevi vatandaşlarımızın hakkını korumak, savunmak öncelikle benim görevim. Bir başbakan olarak Hacı Bektaşi Veli’de Alevilik olarak konuştuğum da Alevi vatandaşlarımızın gösterdiği teveccühü hala hatırlarım. Yine ilk kez bir başbakan olarak Erzincan’da bir cemevine gidip bizzat niyaz duası yaptığımda yine o hissi yaşamıştım. Biz aynı engin nehrin kollarıyız. Ortak geçmişten geleceğe yönelen kolları. Hacı Bektaşi Veli benim de pirimdir Hz. Mevlana gibi. Biz o pirlerin o Horasan erenlernin çocuklarıyız. Kimimiz Sünni kimimiz Alevi.

Ben de bir sünni olarak dışlandım

*Alevi dedelerimiz bana ‘Can Ahmet’ derler çünkü bilirlerki ben hiçbir zaman fark gözetmedim ama ben bir Sünni olarak Kemal Bey’i çok iyi anlıyorum çünkü ben de bir Sünni olarak bu topraklarda bazen dışlandığımı hissettim.

*28 Şubat’ta eşim ve kızlarım başörtüsü dolayısıyla Sünni olarak dışlandılar. Yine ben uluslararası bir çok yayına sahip bir akademisyen olarak ideolojik gerekçelerle Türkiye’nin en özgür görünen üniversitelerinde akademisyenliğe kabul edilmedim. Kemal Bey’e hak veriyorum. Mesele Sünnilik Alevilik meselesi değil mesele karşılıklı kimliklere saygı duyulan bir ortak kültür meselesi.

*Yüzyıl içinde hepimiz acı çektik bu acılara son vermenin vakti geldi. Evet ben bir Türküm ama Kürt vatandaşlarımın hakkını korumak benim görevim. Kürtçe’yi Türkçe gibi aziz bildiğimi söyledim hep samimiyetle söyledim bir kez daha söylüyorum bana ‘Serok Ahmet’ diyen Kürtlere, serçe vadiye seslendim hep yine öyle sesleniyorum. Bizler birbirimizin hakkını koruduğumuzda, savunduğumuzda bu ülke barış ülkesi olacak ama kimliklere bölündüğümüzde, birbirimize öteki diye baktığımızda hiçbirimiz huzur bulamayacağız.

Kaynak: www.diken.com.tr

Editör: Haber Merkezi