Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin kararına göre, bir çift evlilik birliğinin temelden sarsıldığı gerekçesiyle iki taraflı boşanma davası açtı.
Yerel mahkeme, eşinin annesine aşağılayıcı sözlerde bulunan kadın ile kadına karşılık veren kocayı kusurlu sayarak, çiftin boşanmasına ve kadına yoksulluk nafakası bağlanmasına karar verdi.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince yerel mahkeme kararının hukuka uygun görülmesi üzerine taraflar, "kusur belirlemesi ve nafaka" yönünden kararı seçti.
Temyiz istemini görüşen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.
KADININ 'TAM KUSURLU' OLDUĞU BELİRLENDİ
Dairenin gerekçesinde, kadının, eşinin annesine süregelen şekilde, ağır biçimde hakaret ettiği, erkeğin ise tepkisel nitelikte karşılık verdiği bildirildi.
Bu alanda erkeğin kusurlu bulunmasının doğru olmadığı belirtilen gerekçede, "Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan hadiselerde, davalı-davacı kadının tam kusurlu olduğunun kabulü ile tam kusurlu kadın tarafından açılan birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekir." tespiti yapıldı.
Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesine göre, boşanma yüzünden yoksulluğa uğrayacak tarafın, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği hatırlatılan gerekçede, mevcut davada kadının "tam kusurlu" olduğunun belirlendiği duyuruldu.
"TAM KUSURLU KADIN YARARINA YOKSULLUK NAFAKASI TAKDİR EDİLEMEZ"
Gerekçede, "Tam kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilemez. O halde, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken kabulü doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir." şeklinde ifade edildi.
(haber global)