Görevlendirme olağan bir iş değildir. Torpiliniz yoksa yüz metre ilerideki okula bile geçiş yapamazsınız. Geçmişi neden hatırlatıyorum? İki sokak ötesinde yaşanan istismara müdahale edemeyen, hatta cinsel istismarın yaşandığı eve sık sık gidip gelen biri Milli Eğitim'in hiçbir yerinde olmamalı...
2016 yılının mart ayında Karaman'da çocuklarımızın yükselen çığlığı ile insanlığımızdan utanmıştık. Bir vakfın “yurt” dediği evde çocuklar cinsel istismara uğramıştı. ‘Nerede yanlış yapıyoruz’ diyerek vicdan azabından kalbimiz kurumuştu. AKP'li Aile Bakanı “bir kereden bir şey olmaz” demişti.
Ülkeyi sarsan utanç verici olayın yaşandığı dönem Karaman İl Milli Eğitim Müdürü olan Asım Sultanoğlu'nun Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğüne atandığı söylentileri bana 2016 yılında yaşananları tekrar hatırlattı.
Karaman'da yaşanan istismar olaylarının ortaya çıkması için oluşturulan CHP heyeti olarak Karaman'a gittik. Karaman Valisi Murat Koca, Karaman Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Alan, Karaman Baro Başkanı Av. Oktay Yılmaz, Eğitim-İş ve Eğitim Sen şube yöneticileri gibi isimlerin yanı sıra yurttaşlarla birebir görüşmeler yaptık. Bunlardan en önemlisi, dönemin Karaman İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu ile yaptığımız görüşmeydi.
Bu görüşmelerden ve çocukların adliyeye yansıyan dosyalarından edindiğimiz bilgileri bir rapor haline getirdik. Asım Sultanoğlu'nun Şanlıurfa'ya İl Milli Eğitim Müdürü olarak atandığı iddiası bu raporu yeniden okumama sebep oldu. Dönemin Karaman İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu ile görüşmemizden edindiğimiz bilgileri sizlerle paylaşmak ve bu şahsın neden İl Milli Eğitim Müdürü olmaması gerektiğini anlatmak istedim.
OLAN BİTENDEN “HABERSİZ!”
“Karaman İl Milli Eğitim Müdürü Asım Sultanoğlu, heyetimizle yaptığı görüşmede:
Sanığın 1992 yılında Diyarbakır’da göreve başladığı, 1996 yılında Karaman ilinin Ayrancı ilçesine tayin olduğu, 1999-2003 yılları arasında Ayrancı Halk Eğitim Merkezi Müdür Yardımcılığı görevini yürüttüğü, 2003 yılında İstanbul’a tayin istediği, 2010 yılında tekrar Karaman’a döndüğünü,
Cinsel istismar vakalarının yaşandığı evlerden haberdar olmalarının mümkün olmadığı, savcılığın kendisine bilgi vermesi ile durumdan haberdar olduğunu,
Karaman’da vakıf ya da dernekler tarafından tutulmuş kaç evin olduğunu bilmediğini,
Kaçak açılan bu evlerle ilgili kendilerine bir şikayet yansımadığı sürece yaptırım uygulama yetkilerinin olmadığını,
Çocuklara cinsel istismarda bulunan şahsın 2014/2015 eğitim öğretim yılının ikinci döneminde, “annesinin bakıma muhtaç olduğu gerekçesiyle” altı aylık bir süre için Ayrancı ilçesi Ağızboğaz İlkokulu’na, bir üniversitenin Dekan Yardımcısının eşi ile becayiş yaptırılarak görevlendirildiğini,
Sanığın Ağızboğaz İlkokulu’na görevlendirildiğinde bazı velilerin evine ziyarete gittiğini,
Sanığın temiz bir geçmişi olduğu, cinsel istismar yönünde herhangi bir olaya adının karışmadığını,
Cinsel istismar olayından haberdar olduğu an Milli Eğitim Bakanlığı’na bilgi verdiğini, Rehberlik Araştırma Merkezi ile görüştüğünü,
Bazı çocukların aileleri tarafından bu evlerden geçmiş dönemde alındığını, ancak çocukların evlere geri dönmek istediğini,
Cinsel istismar vakalarının yaşandığı evlerin hangi vakıf ya da derneklere ait olduğunu bilmediğini,
Sanığın sınıfındaki öğrencilere cinsel istismarda bulunup bulunmadığını bilmediğini,
Sanığın çalıştığı okul yöneticilerinin olaylardan haberdar olmadığını,
Sanığın boş zamanlarında bu evlerde bulunması nedeniyle herhangi bir yerden ücret alıp almadığını bilmediğini ifade etmiştir.”
TANIMIYORUM DEDİ FOTOĞRAFLARI ÇIKTI
Görüşme esnasında Asım Sultanoğlu'na istismarcı öğretmeni tanıyıp tanımadığını sorduğumda, “tanımıyorum” demişti. Bu görüşmeden hemen birkaç gün sonra çocukların istismara uğradığı evde istismarcı öğretmenle birlikte çekilmiş fotoğrafları basına düştü. Yine aynı görüşmede Asım Sultanoğlu, şahsın, geçmiş dönemde becayiş yöntemi ile başka bir okula görevlendirildiğini söyledi.
Ben de kendisine MEB'de becayiş yöntemi olmadığını ifade ederek AKP iktidarı döneminde torpil olmadan kimsenin başka bir okula görevlendirme yapamadığını ve bu şahsın ataması için kim ya da kimlerin devreye girdiğini sordum. Şahsı tanımadığını ve görevlendirmenin olağan bir iş olduğunu ifade etti.
Görevlendirme olağan bir iş değildir. Torpiliniz yoksa yüz metre ilerideki okula bile geçiş yapamazsınız.
GEÇMİŞ GELECEĞE IŞIK TUTAR
Geçmişi neden hatırlatıyorum? Asım Sultanoğlu, iki sokak ötesinde yaşanan istismar olayına müdahale edemeyen, hatta cinsel istismarın yaşandığı eve sık sık gidip gelen, istismarcı öğretmeni çok yakından tanıyan, yasa dışı olmasına rağmen bu yurt adındaki evleri kapatmayan, belki de istismarcı öğretmenin atamasını torpille yapan kişidir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın il müdürlüğü gibi önemli bir makamında değil, hiçbir yerinde olmamalıdır.(Gercekgundem)