Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 30 Ağustos 1925’te Kastamonu’da yaptığı “Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur. Medeniyetin gerektirdiğini yapmak insan olmak için yeterlidir” konuşmasıyla tekke ve zaviye kapatılacağının işaretini verdi.
30 Kasım 1925 tarihinde 677 sayılı “Tekke ve zaviyelerle türbelerin kapatılmasına ve türbedarlıklarla bir takım unvanların yasaklanmasına ilişkin” kanun çıkarıldı. 13 Aralık 1925’te yürürlüğe giren bu kanun gereği, cami ve mescit dışındaki tekke, zaviye ve türbeler kapatıldı; tarikat ile şeyhlik, dervişli, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, nakiplik, halifelik, falcılık, büyücülük gibi unvanlar yasaklandı.
ATATÜRK DÖNEMİ İÇİN SKANDAL SÖZLER
İsmailağa cemaati hocalarından Mesut Demir’in, “Günümüzde tarikat ve cemaatlere niçin saldırı vardır?” sorusuna verdiği yanıtta tekke, zaviye ve türbelerin kapatılmasına yönelik karar alan Atatürk dönemi hakkında skandal ifadeler kullandığı ortaya çıktı.
Demir, “Ne zaman tekke ve zaviyeler kapatıldı. Âlimler, Allah dostları idam edildi, asıldı. Ondan sonra istedikleri dışarıdan derleme toparlama kanunlarla milleti idare etme yoluna gittiler” dedi.
Demir konuşmasının devamında, “İşte Türkiye’nin halini biliyoruz; O günden bugüne şerefte gitti, izzette gitti, hasiyette gitti. Mevla rızkın bereketini aldı. Hiçbir şeyin beri bereketi kalmadı. Türkiye’de milyonlarca olaylar var” ifadelerini kullandı.
“ATATÜRK’E ALENEN HAKARET ETMİŞTİR”
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt, Mesut Demir’in Atatürk dönemini hedef alan açıklamasını Cumhuriyet.com.tr’ye değerlendirdi.
Bozkurt, “Mesut Demir, cemaatinin ölen önderinin cenazesinin nerede ise devlet töreni ile kaldırılmasından aldığı cesaretle olsa gerek, Atatürk’e, laik Cumhuriyet’e, devrim yasalarına ve anayasaya alenen hakaret etmiş, devlete meydan okumuş, kin ve nefret saçmakta bir beis görmemiştir” dedi.
Savcılara çağrıda bulunan Bozkurt, “Kuşkusuz konunun bağımsız yargının takibinde olması gerekir. Savcılar görev unvanlarının önündeki cumhuriyet sözcüğünün anlamına uygun davranarak bu ve benzeri devlet düşmanları ile ilgili gereğini yapmalıdır” diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
Cumhuriyet; 7 Eylül’de İsmailağacı Mesut Demir’in, Ege Bölgesi’nde yaşanan depremlerin nedeninin kadınların giydiği kıyafetlere ve kürtaja bağladığını gündeme getirmişti.
Yurttaşların yaşam tarzı tercihlerini hedef alan Demir, “Şimdi üniversite nereye açıldıysa her taraf ahlak diz boyu gitti, ahlak gitti. Hele bu sene millet artık 20-30 cm elbiseyle geziyorlar ahlaksızlar. Allah hidayet versin, şuur versin. Millet 30 cm elbiseyle dolaşıyor bu ne rezillik. Yetmedi mi bu kadar bela, depremler yetmedi mi, 15 Ağustoslar (17 Ağustos 1999 depremi) yetmedi mi?” ifadelerini kullanmıştı.
Kaynak: www.cumhuriyet.com.tr