İngiltere Parlamentosu'nun, düzensiz göçmenleri ve sığınma talebinde bulunanları Ruanda'ya sınır dışı etmeyi öngören "Ruanda'nın Güvenliği Yasa Tasarısı"nı onaylaması, uluslararası alanda büyük tartışmalara yol açtı. Bu karara tepki gösteren uluslararası sivil toplum kuruluşları, İngiltere'nin izlediği politikayı "insanlık dışı" olarak nitelendirdi.
Oxfam'ın Politikalardan Sorumlu Yöneticisi Helen Stawski, İngiltere'nin bu politikasını "insanlık dışı" olarak değerlendirerek, hükümetin daha insancıl ve yasal yolları tercih etmesi gerektiğini belirtti. Stawski, göçmenler için daha güvenli ve yasal yolların oluşturulması gerektiğini vurguladı ve hükümetin çaresiz insanlara karşı görevini yerine getirmekten kaçındığını ifade etti.
Uluslararası Af Örgütü'nün İngiltere Direktörü Sacha Deshmukh ise tasarının onaylanmasını, ülkenin ahlaki imajına zarar veren bir karar olarak değerlendirdi. Deshmukh, bu kararın insan haklarına aykırı olduğunu ve parlamentonun uluslararası yasaları çiğnediğini belirtti. Ayrıca, tasarının mahkemeleri Ruanda'yı güvenli bir ülke olarak kabul etmeye zorladığını öne sürdü.
Save the Children örgütü ise çocukların daha iyi bir hayat için ölümcül yolları denemek zorunda kalmaması gerektiğini vurgulayarak, sığınmacılar için oluşturulacak yasal ve güvenli yolların hayat kurtaracağını ifade etti.
İngiliz hükümeti, Nisan 2022'de hazırlanan "Ruanda Planı" kapsamında, düzensiz göçmenleri ve sığınma talebinde bulunanları Ruanda'ya göndermeyi planlıyor. Ancak bu politika birçok uluslararası kuruluşun tepkisini çekiyor ve insan hakları ihlallerine neden olabileceği endişesi taşıyor. Özellikle, Ruanda'nın düzensiz göçmenlere karşı nasıl bir muamelede bulunacağı ve onların haklarını nasıl koruyacağı konusundaki belirsizlikler büyük tartışma konusu oluşturuyor.