Türkiye, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli yıkıcı depremlerle sarsıldı. 44 bini aşkın yurttaş hayatını kaybederken; binlerce insan da evsiz kaldı.
Felakette AFAD ve Kızılay'ın koordinasyonsuzluğu kadar, askerin sahaya geç çıkarıldığı iddiası da gündem oldu.
İddialarına ilişkin konuşan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Gerçekleri yansıtmayan yanlı iddialar iyi niyetle izah edilemez. MSB, ilk andan itibaren milletinin yanına koştu" dedi.
HURŞİT TOLON İLK KEZ KONUŞTU
Son olarak devletin 1999 Marmara Depremi'ne nasıl müdahale ettiğini o tarihte Kocaeli’nde Kolordu Komutanı olan Hurşit Tolon, Halk TV'den Fikret Bila'ya anlattı.
Tolon, şöyle konuştu:
“Deprem saat 03.02’de oldu. Biz birinci katta oturuyorduk. Hemen eşime balkona gitmesini ve orada beklemesini söyledim. Ben hemen Kolordu Karargahı’na geçtim. Depremden 7 dakika sonra 03,09’da karargahtaydım. Karargah subaylarıyla birlikte. Hemen Kolordu’ya bağlı birlikle temasa geçmeye çalıştık. Telefonlar çalışmıyordu. Kara Kuvvetleri’nin verdiği uydu telefonları ve telsiz haberleşme sistemlerini devreye soktuk.
Her askeri birliğin bir afet durumunda ne yapacağı önceden planlanmıştı. Kolorduya bağlı birlikler bu planlar çerçevesinde hemen harekete geçtiler. Ben 20 dakika sonra Valilik binasında Vali Memduh Oğuz ve Belediye Başkanı Sefa Sirmen’le buluştum. Hemen bir kriz masası kurduk. Helikopterle havadan deprem bölgesini taradık. Öncelikle müdahale edilecek yerleri saptadık ve askeri birlikleri, sivil arama kurtarma ekiplerini, itfaiye ekiplerini yönlendirdik.”
"20 BİN CİVARINDA ASKER İNMİŞTİ"
Tolon, Kolordu’ya bağlı 20 bin civarında askerin hemen sahaya indiğini, kurtarma faaliyetlerine başladığını, aynı anda seyyar mutfaklar ve çadır kentler kurulduğunu söyledi.
20 bin askerle de yetinmediklerini ayrıca diğer illerden üç tugay takviye getirildiğini de söyleyen Tolon şöyle etti:
“Gölcük’te ağır hasar vardı. Donanma etkilenmişti. Biz hemen kara Kuvvetleri olarak Gölcük’e de yardıma gittik. Hemen seyyar mutfaklar, çadır kentler ve sahra hastanesi kurduk. Sakarya’da o zaman tuğgeneral olan Saldıray Berk Paşa vardı. O da Sakarya stadyumunda büyük bir çadır kent ve hastane kurarak, kurtulan depremzedeleri yerleştirmeye başlamıştı.”
TALİMAT BEKLEMEDİLER
Tolon, harekete geçmek için Başbakan’dan, Cumhurbaşkanı’ndan veya bakanlardan talimat beklemediklerini, Vali’nin koordinasyonunda hemen harekete geçtiklerini anlattı.
O zaman yürürlükte olan 1997 tarihle EMASYA Protokolü’nün hızla uygulandığını vurgulayan Tolon, şu ifadeleri kullandı:
“EMASYA Protokolü yetkiyi valiye veriyor, vali de bu yetkisini kullanarak askeri göreve çağırıyor. Örneğin vali de depremde mahsur kalsa protokol hemen işletilebiliyor. Asker üzerine düşeni yapıyor. Sistem hızla çalıştırıldı ve müdahale yapıldı. Sonra Başbakan ve bakanlar geldi. Çalışmalarımız hakkında bilgi verdik. Onlar da bize destek oldular, moral verdiler. Her ile bir bakan koordinatör olarak görevlendirildi. Birlikte çalıştık.”
Tolon, bu tür afetlerde önceliğin depremzedelerin canlı kurtarılması olduğunu, bu amaçla da arama-kurtarma-tahliye faaliyetine ağırlık verilmesi gerektiğini vurguladı.
"MARAŞ DEPREMİNDE YOL KENARLARINDA BATTANİYELERE SARILMIŞ CENAZELER GÖRDÜK"
Canları kurtarılan depremzedelerin sağlık merkezlerine kayıt altında ulaştırılmaları ve cenazelerin korunmasının çok önemli olduğunu vurgulayarak şu bilgileri verdi:
“Kurtarılan vatandaşlarımız hemen sağlık merkezlerine ulaştırıldı. Sağlam hastanelere ve sahra hastanelerine gönderildi. Karayollarının tıkandığı yerlerde depremzedeler helikopterlerle sağlık merkezlerine götürüldü. Çıkarılan cenazelerin korunması ve sahiplerine teslimi de çok önemlidir. Böyle hallerde vali her türlü tesise el koyma yetkisine sahiptir. Nitekim biz de cenazeleri korumak için Sefa Sirmen Bey’in girişimiyle İzmit’teki buz pateni sahasını devreye soktuk.
Cenazeleri buz pateni zeminine getirdik ve vatandaşlar gelip cenazelerini tespit ettiler. Ayrıca Bursa yolunda çiçek ihracatı için kullanılan soğuk hava depoları vardı. Onları da devreye soktuk ve bu depolarda da cenazelerin korunmasını sağladık. Böylece cenazelerin yol kenarında kalması, kokması gibi bir olay yaşanmadı. Ama Maraş depreminde maalesef yol kenarlarında battaniyelere sarılmış cenazeler gördük. Oralarda öylece kaldılar. Bu olmaz.”
"HİÇBİR DERS ÇIKARILMAMIŞ"
“Sonra bütün çalışmalarımızı rapor altına aldık” diyen Tolon Paşa şunları söyledi:
"Raporlar hazırlandı, askeri ve sivil kurumlara gönderildi. Valiliğe, belediye başkanlıklarına, askeri birliklere. Bu raporlar hâlâ duruyor. Ama Maraş depreminde gördük ki yararlanılmamış, bir ders çıkarılmamış, gereken hazırlıklar yapılmamış. Oysa biz detaylı raporları hazırlayıp göndermiştik.
Ben daha sonra İstanbul’a 1 Ordu Komutanı olarak atandım. 2005 yılında her yıl yapılan plan tatbikatları sırasında, ben, o yıl, olası İstanbul depremini çalışacağımızı söyledim. Çalıştık. Üç gün süren seminerler verildi. 7’nin üzerinde bir olası deprem senaryosu çalışıldı, neler yapılması gerektiği planlandı. Ancak bu çalışmalardan sonra yararlanıldı mı bilmiyoruz."
Kaynak: www.cumhuriyet.com.tr